MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

Mahalle Kahvesi
Mehmet Akif Ersoy

Mahalle Kahvesi



Kardeþim Hüseyin Avni’ye

"Mahalle kahvesi!" Osmanlýlar bilir ne demek?
Tasavvur etme sakýn "Görmedim nedir?" diyecek.
Dilenci þekline girmiþ bu "sinsi cânîler
Bu, gündüzün bile yol vermeyen, harâmîler
Adýmda bir, dikilir, azminin, gelir, önüne...
Zavallý yolcunun artýk kýyar bütün gününe!
Evet, dilenci sanýr seyr eden kýyâfetini;
Fakat bir onluða âgûþ açan sefâletini
Görüp de rikkate þâyân, biraz sokulsa, hemen
Vurur þikânný tâ kalbinin samîminden.
Mahalle kahvesi hâlâ niçin kapanmamalý?
Kapansýn elverir artýk bu perde pek kanlý!
Hayýr, bu perde, bu Þark’ýn bakýlmýyan yarasý;
Bu, çehresindeki levsiyle yurda yüz karasý
Hayâtýmýzda gediktir "gedikli" nâmýyle,
Açýk durur koca bir kavmin ihtimâmýyle!
Sakýn firengiye benzetmeyin fecâ’atini:
Bu karha milletin emmekte rûh-i gayretini.
Mahalle kahvesi Þark’ýn harîm-i kâtilidir
Tamam o eski batakhâneler mukâbilidir:
Zavallý ümmet-i merhûme ölmeden gömülür;
Söner bu hufrede idrâki, sonra kendi ölür:..
Muhît-i levsine dolmuþ ki öyle manzaralar:
Girince nûr-i nazar simsiyâh olur da çýkar!
Yatarzemîn-i sefilinde en kesîf eþbâh,
Yüzer havâ-yý sakîlinde en habîs ervâh.
Dehân-ý lâ’nete benzer yarýklarýyle tavan,
Kusar içinde neler varsa hâtýrâtýndan!
0 hâtýrâtý sakýn sanmayýn: Meâlîdir;
Bütün rezâil-i târîhimizle mâlîdir.
Neden mefâhir-i eslâfa kahr edip, yalnýz,
Mülevvesâtýna mâzîmizin sarýlmadayýz?
Kýþ uykusunda mý geçmiþti ömrü ecdâdýn?
Hayýr, o nesl-i necîbin, o þanlý evlâdýn
Damarlarýnda þehâmet yüzerdi kan yerine;
Yüreklerinde ölüm þevki vardý can yerine.
Fakat biz onlara âid ne varsa elde, yazýk,
Birer birer yýkarak kahvehâneler yaptýk!
Bütün heyâkil-i san’at yetiþtiren Þark’ýn,
Zemîn-i feyzi nasýl þûre-zâra döndü bakýn!
Ne hastahânesi kalmýþ zavallý eslâfin,
Ne bir imâreti, bitmiþ elinde ahlâfin.
Kanallann izi yok köprüler harâb olmuþ;
Sebillerin baþý boþ, çeþmeler serâb olmuþ!
O kahraman babalardan doðan bu nesl-i cebîn
Ne gîrûdâr-ý maîþet bilir, ne kedd-i yemîn.
Azâb içinde kalýr sa’yi görse rü’yâda.
Niçin yorulmalý zâten "ölümlü dünyâ "da?
Vücud emânet-i Hak doðru, hem de cennetlik.
Bu kahveler gibi Cennet de müslimîne gedik!

"Hayât-ý âile" isminde bir ma’îþet var;
Sa’âdet ancak odur... Dense hangimiz anlar ?
Hayât-ý âile dünyâda en safâlý hayat,
Fakat o âlemi bizler tanýr mýyýz? Heyhat!
Sabahleyin dolaþýp bir kazanca hizmetle;
Evinde akþam otursan kemâl-i izzetle;
Karýn, çocuklann, annen, baban, kimin varsa,
Dolaþsalar; seni kat kat bu hâleler sarsa,
Sarây-ý cenneti yurdunda görsen olmaz mý?
Ýçinde his taþýyan kalb için bu zevk az mý?
Karýn nedîme-i rûhun; çocuklarýn rûhun
Anan, baban birer âgûþ-i ilticâ-yý masûn.
Sýkýldýn öyle mi! Lâkin, biraz alýþsan eðer
Fezâ kadar sana vâsi’ gelir bu dar çember.
Ne var þu kahvede bilmem ki sýðmýyorsun eve?
Gelin de bir bakalým... Buyrun iþte bir kahve:
***
Çamurlu bir kapý, üstünde bir deðirmi delik;
Önünde tahta mý, toprak mý? Sonna, pis bir eþik.
Þu gördüðüm yer için her söylesem câiz;
Ahýrla farký: O yemliklidir, bu yemliksiz!.
Zemîni yüz sene evvel döþenme malta imiþ..
"Ýmiþ "le söylüyorum. Çünkü anlamak uzun iþ
O bir karýþ kirin altýnda hângi mâden var?
Tavan açýk kuka renginde; saðlý sollu duvar,
Maun cilâsýna batmýþ tütünle nargileden;
Duman ocak gibi çýkmakta çünkü her lüleden.
Dikilmiþ ortaya boynundan üstü az koyu al,
Vücûdu kapkara, leylek bacaklý bir mangal.
Þu var ki bilmeyen insan görürse birden eðer,
"Balýkçýlýn kara saçtan yapýlma heykeli!" der:
Kenarda, peykelerin alt baþýnda bir kirli
Tomar sürükleniyor, bir yatak ki besbelli:
Çekilmiþ üstüne yaðmurluðumsu bir pýrtý,
Zavallýnýn, güveden, lîme lîme hep sýrtý.
Kurur bu örtünün üstünde yaðlý bir mendil;
Ki "bir tependen inersem!" diyen hasýr zenbil;
Onun hizâsýna gelmez mi, bir döner çöyle,
Sicimle kulpuna ilmikli çifte mestiyle!
Duvarda eski ocaklar kadar geniþ bir oyuk,
Ýçinde camlý dolap var ya, raflarýnda ne yok!
Birinci katta sülük beslenen büyük kavanoz;
Onun yanýnda kan almak için beþ on boynuz.
Ýkinci katta bütün kerpetenler, usturalar...
Demek ki kahveci hem diþ tabîbi, hem perukâr!
Ýnanmadýnsa deðildir tereddüdün sýrasý;
Uzun lâkýrdýya hâcet ne? Ýþte mosturasý;
Çekerken etli kemiklerle aynlýp çeneden,
Sonunda bir ipe, boy boy, onar onar, dizilen,
Þu kazma diþleri sen mahya belledinse, deðil;
Birer mezâra iþâret düþün ki her kandil!
Üçüncü katta durur sâde havlu bohçalarý.
Saðýnda cam dolabýn hücre hücre bitpazarý.
Duvarda türlü resimler: Alýndý Çamlýbeli,
Kaçýrmýþ Ayvaz’ý aðlar Köroðlu rahmetli!
Arab Üzengi ye çalmýþ Þah Ýsmail gürzü;
Aðaçta baðlý duran kýzda iþte þimdi gözü.
Firaklýdýr Kerem’in "Of?" der demez yanýþý,
Fakat þu "Ah mine’l-aþk"a kim durur karþý?
Gelince Ezrakabânû denen acûze kadýn
Külüngü düþmüþ elinden zavallý Ferhâd’ýn!
Görür de böyle Rüfâî’yi: Elde kamçý yýlan,
Beyaz bir arslana binmiþ; durur mu hiç dede can?
Bakýndý bak Hacý Bektâþ’a: Deh demiþ duvara!
Resim bitince gelir þüphesiz ki beyte sýra.
Birer birer oku mümkünse, sonra ma’nâ ver...
Hayýr, hülâsasý kâfi, yekûnu ömre sürer:
Bedâhaten kusulan herze pâreler ki düþün,
Epey zaman daha lâzýmdý herze olmak için!

Oturmadan içi yað baðlamýþ bodur masanýn,
Yayýlmýþ üstüne birçok kâðýt ki, oynayanýn,
Elinde yaðlý meþin zannedergörünce adam.
Ya tavlanýn kiri? Kâbil deðildir, anlatamam.
Harîta-vâri açýlmýþ en orta yerde dama;
Beyaz mý taþlarý, yâhud siyah mý, hiç sonna!
Hutûtu: Gâyr-i muayyen hudûdu memleketin:
Nazarda haylice idman gerek ki fark etsin ;
Deliklerindeki pislik lebâleb olsa, yine,
Bakýnca bunlara gâyet temiz kalýr domine.
Delikli çekmece var ha! Demirbaþ eþyadan;
Yanýnda bir de kulaksýz tekir.. Unutma aman!

Asýldý bey koza!
-Besbelli, bak sýrýttý aval;
- Bacak elinde mi?
- Kýr, Hamdi sen de daðlýyý al.
-Ulan! Kapakta imiþ daðlý... Hay köpek oðlu köpek!
-Köpek oðlu kendine benzer, uzun kulaklý eþek!
-Sekizli, onlu, ne çektinse ver de oryayý tut.
-Halim, ne uðraþýyorsun bu çýkmaz iþte: Kaput!

- Cihâr ü yek mi o taþ?
-Hiç sýkýlma öldü dü-þeþ!
-Elimde yok mu diyor? Çek babam!
Aman þeþ-beþ!
- Hemen de buldu be? Gelsin hesaplayýp durma!
- Bi parti yendi ya akþam, dikiz gelin kuruma!
- Dü-beþle baðlýyorum.
-Yaðma yok!
-Elindeki ne?
-Se-yek.
Aman durun öyleyse: Penc ü yek domine!

-Mýzýkçý dendi mi, sensin diyor, bakýn aðalar:
Kýrýk mý söyleyin Allâh için Þu câným zar?
-Kýrýk!
-Deðil!
Alimallah kýrýk!
-Deðil billâh
-Yeminsiz oynýyamazlar ki, ah çocuklar ah!
-Karýþmasan için olmaz deðil mi? Sen de bunak!
-Gelirsem öðretirim þimdi...
Ay þu pampine bak!
Gelip de öðretecekmiþ... Mezarcý Mahmud’a git!
Bir üflesen gidecek ha... Tirit mi sâde tirit!
-Zemâne piçleri! Gördün ya, hepsi besmelesiz...
Ne saygý var, ne hayâ var. Eðer bizim iþimiz,
Bu kaltabanlara kalmýþsa vay benim baþýma!
-Herif belâya sokarsýn dýrýldanýp durma!
-Mezarcý Mahmud’a git ha? Bakýn it oðluna bir!
Küfürbaz alçak, edepsiz, Bu söylenir mi Bekir?
-Yolunca terbiye verdin ya âferin Hasan Aða?.
-Býraksalar beni, çoktan marizlemiþtim ya!
Mezarcý Mahmud’a ha? Vay babasýnýn canýna.
Bunun yaþýnda iken biz büyüklerin yanýna,
Okur da öyle girer, hem ayakta beklerdik;
Otur, demezseler elpençe sâde dinlerdik;
Hayýr, bu böyle deðildir demek, ne haddimize!
Evet, desek bile derlerdi: Sus behey geveze
-Otuz yaþýnda idim belki; annesiz, dýþarý
Kolay kolay çýkamazdým: Döverdi çünkü karý!
Bugün, onaltýyý doldurmamýþ yumurcaklar,
Odun yemez iyi bil ha! Geberse karþý koyar.
Geçende dövmek için yoklayým dedim Kerim’i...
Býrak! Eþek deðilim ben, deyip dikilmez mi?
Dayak eþekler içinmiþ, adam dövülmezmiþ..
Ya biz, sözüm ona, merkeb miyiz Bekir, bu ne iþ?
Döverdiler bizi hergün de karþý koymazdýk...
Ben öyle terbiye oldum... Kolay mý insanlýk?
-Dokundurur mu, ne mümkün, eloðlu hiç adama?
O müslümanlarý sen þimdi, hey kuzum arama!

Gürültüsüz oyun isterseniz gelin damaya:
Zavallý, açmaza düþmüþ... Bakýn hesaplamaya!
Oyuncunun biri dalgýn, elinde taþ duruyor;
Rakîbi halbuki lâ yenkâtý’ býyýk buruyor.
Seyirciler mütefekkir, güzîde bir tabaka;
Düþrünmelerdeki þîveyse büsbütün baþka:
Kiminde el, filân aslâ karýþmýyorken iþe,
Kiminde durmadan iþler benân-ý endîþe.
Al iþte: "Beyne burundan gerek, demiþ de, hulûl"
Taharriyât-ý amîkayla muttasýl meþgûl!
Mühendis olmalý mutlak þu ak sakallý adam:
Zemîne dâire þeklindeki yaydý bir balgam;
Abanmýþ olduðu bir yamrý yumru deðnekle,
Mümâslar çekerek soktu belki yüzþekle!

Ayak teriyle cilâlanma tahta peykelere,
Külâhlý, fesli dizilmiþ yýðýn yýðýn çehre:
Nasîb-i fikr ü zekâdan birinde yok gölge;
Duyulmamýþ bu beyinlerde his denen meleke!
Aman caným, þu bizim komþu amma uðraþýcý!
-Ne belledin ya efendim? Onun bir ismi Hacý!
-Çocuðu, ha mektebe verdim, ha vermedimdi diye,
Sokak sokak geziyor...
-Koymuyor mu medreseye?
-Koyar mý hiç?Arabî þimdi kim okur artýk?
-Evet, gâvurcaya düþtük de sanki iþ yaptýk!
-Binâ’ya üç sene gittimdi hey zamanlar hey
Ýlim de kalmadý...
-Zâten ne kaldý? Hiçbirþey.
- Mahalle mektebi lâzýmdýr eski yolda bize;
Sülüs, nesih bitiyor yoksa hepsi. Keyfinize!
-On üç yaþýnda idim aldýðým zaman ketebe.
Geçende, sen ne bilirsin? demez mi bir zübbe?
Dedim, oðlan seni gel ben bir imtihân edeyim,
Otur da yap bakalým þöyle bir kýyak temmim.
-Nasýl, becerdi mi?
-Kâbil mi! Rabbi yessir’i ben,
Tamam beþ ayda deðiþtimdi kalfamýz sað iken.
-Nedir elindeki yâhuu?
-Ceride.
-At þu pisi.
-Neden?
-Yalan yazýyor, oðlum, onlarýn hepisi.
-Ya doðru yazsa asarlar... Ne oldu Volkan’cý,
Unuttunuz mu?
-Býrak boþboðazlýk etme Hacý?
Þu karþýdan gözeten fesli, zanným aðzýkara...
-Hayýr, demem o deðil...
-Durma sen belâný ara!
-Caným lâtife yapar, bilmiyor musun Ömer’i?
-Biraz rahatsýzým Ahmed, yakýn benim feneri!

Duyuldu bir iri ses, arkasýndan istiðfâr...
Meðer geðirti imiþ.
-Pek þifâlý þey þu hýyar.
Cacýk yedin mi, ne hikmet, hazýr hemen teftîh...
-Evet þifâlý yemiþtir...
-Yemiþ mi? Lâ-teþbîh.
-Günâha girme. Tefâsîrde öyle yazmýþlar...
Dayým demiþti ki: Gördüm, hýyar hadiste de var:
-Hasan , bizim yeni dâmad ne oldu anlamadýk
Görünmüyor?
-Karý koyvermiyor. Herif, kýlýbýk.
-Evinde çan çan eden erkeðin de aklýna þaþ...
Laf anlamaz diþi mahluku, durma sen uðraþ.
-Kim uðraþýr a babam, bunca yýllýk ehlim iken,
Adem hesabýna koymam bizim köroðlunu ben.
........................
........................
Tavanýn pervazý altýndaki toprak yuvadan,
Bakýyor bunlara, yan yan, iki çifte ince nazar:
"Ya sizin bir yuvanýz yok mu?" diyor anlaþýlan,
Diþi erkek çalýþan yavrulu kýrlangýçlar





Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.