Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Ağyar
Ağyar

Doğanın Yengesinin Namusu

Yorum

Doğanın Yengesinin Namusu

21

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2950

Okunma

Okuduğunuz yazı 29.5.2012 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Doğanın Yengesinin Namusu

Doğanın Yengesinin Namusu

Deneme birki, deneme birki! Dikkat dikkat! Bu bir kamuoyu oluşturma yazısıdır. Ses ses... Deneme birki, deneme birki! Gerçi kamuoyu nasıl oluşturulur onu da bilmiyorum ya hayırlısı. Neyse önce bir kamuoyu oluşturalım, yoklamayı sonra yaparız.

Fıkra bu ya bizim Temel ormanda ağaç kesiyormuş. O sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar. Temel’i bu vaziyette görünce Doğa’nın dengesini bozduğunu söyleyip bir güzel pataklamışlar...

Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun’a rastlamış, Dursun "Ula Temel bu ne hal böyle? " diye sormuş, Temel de anlatmış ," Orman’da ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan’in yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki ne Doğan’i taniyruuum, ne de yengesuni.."
İndiii! Bu fıkrayı niye mi anlattım?

Malumu âliniz İstanbul ’a kar yağmayınca memlekete kış gelmiş sayılmaz(mış).

Eskiden sadece şakayla karışık söylenmiş bir rivayet olan bu tespit günümüzde bizatihi yazılı ve g(k)örsel basının, “kör gözüm parmağına” şeklindeki yüzde beş cinlik yüzde doksan beş andavallıktan mütevellit arsız ve utanmaz yayın politikaları ile maalesef memleket gerçeğimiz olmuştur. Öyle ki neredeyse memleket eşittir İstanbul. Algılamadaki bu frekans farkları yüzünden memleket(!) gündemi ile bizim memleket(ler)in gündemi çoğu zaman paralel gitmez.

Anadolu’nun herhangi bir köşesinde meydana gelen doğal veya suni afetin memleketin hipotenüsünde bıraktığı tesirin Richter ölçeğine göre karşılığı en fazla bir buçuktan ikidir, yani titreşim bile değil. Ahalinin en büyük kazancı ki buna yediği kazık da diyebiliriz; ileride torunlarına anlatacakları veya köy kahvesinde çayın yanında garnitür niyetine yuvarlayacakları “vay bee! ana haber bültenlerine de çıktık anasını satayım” geyiğidir, hepsi bu. Böyle planlı programlı bir yayın harmanı neticesinde reyting yüksek olursa da insan rekoltesinde kalite kaybı yaşanması kaçınılmaz. “Ne kaa ekmek o kaa köfte!”

Yerelde böyle de globalde sanki farklı mı?

Bu gün dünya insanlarını incelediğimizde, aradaki saat farkını dikkate almadan gecenin köründe NBA liginden bir basket maçını yatak odasında helaliyle yapacağı erotik bir maça tercih eden birçok erkeğe şahit olursunuz. Bu tercihin rengi şartlara göre basketten futbola, tenise, boksa döner. Bir bakarsınız hoca yanık, yanık sabah ezanını okurken bazı pörtlemiş gözler ağır sıklet unvan maçında, kulaklar gongun sesindedir şuursuzca. Ula oğlum yat zıbar, sabah işe gideceksin. Veya aynı saatlerde “Bired Pit”, “Leonardo Di Kapriyo” hayranı bir “bağyan” Namık Kemal’e inat hayalleriyle beraber televizyonda “Oskar” törenini seyrederken o saatlerde reflüsünü azdıracağı gerçeğinden habersiz bir yandan da çekirdek çitler.

Bu insanların, ne nesli tükenmekte olan Pandaların gördüğü tüp bebek tedavisinden haber vardır ne kutup ayılarının ayazda fazla kalmalarından dolayı paso cırcır olduklarından ne de semizotundan artık kuzu çevirme bile yapıldığından. [Anlayın GDO (genetiği değiştirilmiş organizmalar) mevzusunda nerelere geldik.] Tamam, onu da geçtik. Peki, Ozon’un deliğinin çapından kaç kişi haberdar.
- Aa delinin zoruna bak, ayıp ayıp ne biçim konuşuyorsun sen bakiim!(yani ben).

Yahu ozon dediğim şu meşhur tabaka, yanlış anlaşılmasın. Evrensel şuur faul yaptı, Allahtan ceza sahası dışındayız. İtiraf edeyim delikten haberim vardı ama çapını ben de bilmiyordum. Geçen gün internette deliğin çapı hakkında bir haber gözüme çarptı. Ne kadarmış biliyor musunuz? Tam iki milyon metre kare, yani iki buçuk Türkiye büyüklüğünde. Yuff! Yurttan sesler korosu;
-amaan canım elalemin derdi bizimi gerdi, büyürse büyüsün elişme sen de.

Evrensel şuur gene faul yaptı, bu sefer hem penaltı hem kırmızı kart. Dünyada olmaz, topun başına ben geçeceğim, tutmayın beni.

Alouuuv, aloooo çekmiyor. Maalesef ki delik âdemoğlunun kapsama alanı dışında. Arada bir seldi depremdi tsunamiydi hortumdu falan derken çekiyor da anlayana. Global ve ulusal cenahta vaziyet aşağı yukarı bundan ibaret. Fazlası var eksiği yok. Şimdi diyeceksiniz ki; bayram değil seyran değil durup dururken gene niye kabardı Greenpeace (girinpiis okunur) damarın” . Müjdeler olsun, ozon kadar olmasa da benim de bir deliğim var artık !.

Efendim yukarıda fotoğrafını yayınladığım cennetten bozma, lebi derya, havaalanına 20 km, Maldiv adalarına 6855 km, ilçe merkezine ise sadece 800 metre uzaklıktaki bu şirin yer benim öz be öz memleketim, doğduğum yer. Her ne kadar seyrek gitsem de “o köy benim köyüm" . Trabzon ili Araklı ilçesi Hürriyet Mahallesi sınırları içerisinde, ismi "TURUP” mevki olarak geçiyor.

Yerin kısa ama ilginç bir hikayesi var.

Araklı ilçesi Hürriyet Mahallesinin merası ve gençlerin top sahası olarak kullandıkları yere, 12 Eylül İhtilali ile beraber askeriye el koyar, (istimlâk bedeli olarak tüm köylülere svatch marka kol saati hediye edildiği rivayet edilir). Akabinde atış poligonu adı altında SSCB’ ye karşı savunma amaçlı füzeler yerleştirilir. SSCB’ nin dağılması soğuk savaşın sona ermesi ile füzeler sökülür, askeriye araziden çekilir ve arazi orman bakanlığına geçer. Hepsi bu. Orman olsun da varsın orman bakanlığının olsun. İlginç olan ne mi?

Şimdilerde bu şirin bir o kadar da bahtsız "TURUP" mevkiine “katı atık depolama merkezi” yapılmak isteniyor. Bakmayın ismindeki fiyakaya bildiğimiz çöplük işte. Hani nükleer santral kursalar sesimi çıkarmayacağım. Öyle de böyle de doğanın ırzına geçiliyor hiç olmazsa beleşe gitmemiş olur.

Fotoğrafta dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, soldan sağa;
Ayaktakiler: 1,2,3,..........364,365,.........961,962....çam ağacı
Oturanlar: İlk yirmi beş yaprak ve sağ baştaki kırk beş yaprak fasulye (sırığa asılmış olanlar) ortadakiler ise fındık ağacı. Yani yerleşim alanına da bu kadar yakınlıkta

Şaka bir yana “âlemin kerizi” yerine konmak bir Araklılı olarak çok kötü canımı acıtıyor.

Herhalde artık fıkrayı niye anlattığımı anlamışsınızdır. Gerçi ulusal basının çok da gülibikindeydi ama Doğa’nın yengesinin namusu biraz da bizim namusumuz sayılır.



“Turup çöplük olmasın aga”

İsmet BABAOĞLU

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Doğanın yengesinin namusu Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Doğanın yengesinin namusu yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Doğanın Yengesinin Namusu yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
sözbir
sözbir, @sozbir
14.7.2012 23:49:17
Doğacı olmak için illa ayağınıza basılması mı gerekiyor :))) ne kadar doğru bilemem ama bende geçenlerde ozon deliğinin küçüldüğünü okudum (netin yalancısıyım)...
Zeynep Süberk
Zeynep Süberk, @zeynepsuberk
16.6.2012 11:07:32
Bu doğanın yengesi var ya, ciddi ciddi ortalık malı hatta kamu malı olmuş ama salına salına geziyor. Alını yeşilini giyip, devlet umumhanelerinde peşkeş çekiliyor. 'Milli' olduktn sonra bir de uluslar arası vesika almışlar kızımıza! Almanya ve Fransa'da toplanan sözüm ona dönüşümlü atıkların, dönüştürülmek yerine Türkiye'ye yakılmak üzere geldiğini biliyor muydunuz. Dönüşüm işlemine harcanak paranın üçte biri bir meblayı ödeyerek, memlekette doğanın yengesini belliyorlar da doğanın akrabalarının ruhu duymuyor. Doğa dediğiniz nedir ki, siz nefes almasanız da olur, yeter ki kasa şıngırdasın!

Onca uzun bir aradan sonra gelip, böylesi mükellef bir ziyafetle karşılaşmak çok hoştu. Girişinden finaline sürükleyen, güldüren, düşündüren, sövdüren her zamanki gibi müthiş bir Ağyar yazısı. Gönülden teşekkürler ve tebrikler.
Nar-ı Çiçek
Nar-ı Çiçek, @nar-icicek
30.5.2012 17:52:36


Bu kalemin gözlemler ve özlemleri-yaziyi okurken anliyoruz- okunmaya hep deger.

Kutluyorum yine.

saygilar
sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
30.5.2012 15:23:02
Tebrikler değerli dost.

Artık Doğa'nın yengesi ile uğraşan yok direkt anasına bacısına tasallut başladı.

Selam ve sevgiler.
Dikçe
Dikçe, @dik-e
30.5.2012 12:17:12
.

adım gibi dikçe yazmayacağım bu sefer ama bu bir serzeniştir!

kaprisi olan kıskanma güdüsü olan bir adam değilimdir lâkin..

ben hariç herkese selamlar saygılar yazmışsınız..

mecburiyetiniz yok elbet demek ki saygı kişilere özel.

bu yüzden sildim yorumu.

rastgele.

Dikçe tarafından 5/31/2012 6:40:38 AM zamanında düzenlenmiştir.
su_misali(Gülhun Ertilav)
su_misali(Gülhun Ertilav), @su-misali-gulhunertilav-
30.5.2012 11:50:03

:))

güldürürken düşündürdünüz efendim

güne de çok yakıştı yazı

kutlarım

saygılarımla


Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
30.5.2012 09:37:46
:))) Dün ilk okuyanlardanım. Fakat yoruma ne yazacağımı kestiremediğimden okudum sadece. Ne de olsa yarı karadenizliyum. Tebrikler yazarım. Kelimeler ve içindeki mesajlar dansetrmiş yani horon tepmiş. Saygılar

Nermin Kaçar tarafından 5/30/2012 1:10:58 PM zamanında düzenlenmiştir.
erolabi
erolabi, @erolabi
30.5.2012 09:22:12
Ah Karadeniz !
Ah Karadenizliler !
Yıllar beklemeyle geçti,gelmediler !
Ha bu sabah,olmadı yarın sabah inşallah,olmazsa ertesi sabah diyerek her şafakta Kızılordu'nun kapımızı çalıp "Здпавствуй " demelerini bekledik,gelen giden olmadı.
Rus sahillerine bakan tepelerde ağaçların arlasına saklandık,KGB uzaktan resim çekme makinesiyle vesikalık fotoğrafımızı çekip bizi fişlemesin diye.
Üç yüz metre menzilli füzelerimizi vatanımızı işgal etmek arzusuyla yanıp tutuşan SSCB (ki Trabzon'da " SSÇP" derler-yani normalde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Trabzon havasahasında Sovyet Sosyalist Çümhüriyetler Pirluği'ne dönüşür) yönüne çevrili durdu yıllardır.
Hatta bazı füzeleri sökemedi askeri teknik personel de içini boşaltıp hatıra olarak kaldı tahliye edilen radar tesislerinde.
Olmadı...
Gelemediler...
Yıllar sonra GDO ( Genetiği Delinmiş Organizmalar) Rus'ların yaptığı vefasızlığı yapmayıp koşarak geldi Karadenize.
Bu GDO pozisyonundaki varlıklar bazen tekel Bakanı olarak göründü gözümüze,radyasyonlu çayları (Vişne suyuydu )halkın gözü önünde içerek "aha baaak bişi olmadı" dedi.
Bazen kendi içlerinden bi Başbakan,bakan oldu HES'leri soktu karadenizin bakir ormanlarının ...ciğerine.
Ya bir milletvekili ortaklı şirket oldu dağları yeşili yıkıp dolara çevirdi göğsünü gere gere...
Araklı Karadenizin bütün sahilinde olan yeşilliğe ve manzaraya sahip.
TURUP alanının ayrı bir havası var.
Cennetten indirilmiş gibi.
Ve hakikatten çok güzel "Katı Atık Depolama merkezi" olur orada.
Düşünün; memleketin en güzel Allah vergisi doğal cennetlerini Avrupanın Biyolojik,Kimyasal ve Cinsel artıkları depolama merkezi yapıp ,ecnebilerden "Ay ne şirin çocuk bu Türk,şeytan diyo al şunu Avrupa Birliğine zabaha kadar..." takdiri ve bir çanta "yürrööö" almak maksadıyle yanıp tutuşam "GDO" lu bürokratları orada depolasak da mı saklasak depolamsak da mı saklasak.
Şimdi sak'la samanı ayırma zamanı.

Araklı KDM olmasın demekle olmuyorç
Araklı Ko-Du-Mu " otutturur demek lazım.
Maalesef ben halkımızın mukavemetinin kırılmasını ,hak arama hususlarının tamamen "mahafazakar" kesimin irade ve inisiyatifinde kaldığına bağlıyorum.
Bizim Mahafazakarlae Irak'ı ABD işgal ederken gece telefonla "meşaz" atıp "ABD bu gece Irak'ı işgal edecek ,engel olmak istiyosan Fil süresini on kere oku Kıble tarafına dooru üfle " diyorlardı.
Yanı sokağa inelim,cepeye gidek, ölürsem şehidim kalırsam aç kalırım söylemleri artık kalmadı.
Biz de bu ruhsal dürtülerin ışığında Araklı için üç Kuluvellah bi Elem gönderiyoruz.
Valilik makamına diye de duanın sonunda not düşüyorum.
Değerli AĞYAR , muhteşem yazın ve düşüncelerin için en kalbi saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Bir eylem olacaksa en önde ( TV'lere daha iyi çıkıyo insan en önde olunca) yürümeye hazırım.
Aynı dert ve tasa içerisinde olduğumdan Değerli Yazarın endişelerini ve güzelim TURUP bölgesinin akıbetini gözlerinin önüne getirip "bir şeyler yapmak" gerektiğine inandığını anlıyorum.
Benim köyümde de HES'ler doğayı tahrip ederek bazu kuş ve ağaç türlerinin erken ölümüne sebep oldu.
Karşı koyan dernek ve vakıfları HES leri inşa eden firmalar çantalarla paralar taşıyıp susturdular.
Ben de diyorum ki onlara " Lan beni de susturun ..N'olur beni de " .
Yok şaka.
Ben sussam da çocuklarım ve o bölgenin çocukları toprağın altına üstüne yığılan tonlarca "kanserojen" maddenin etkisiyle gelecekte susmayacak.
Ağlayacak,bağıracak ve babalarına isyan edecek.
Neden bu kadar "sığır "oldunuz diye .
Değerli AĞYAR,
İnşallah bu yazı ile kalmaz , fikirleriniz de Karadenizde ve Araklı'da gün'e gelir.
Selam saygı ve tebriklerimi sundum.
Davidoff
Davidoff, @davidoff
30.5.2012 01:23:30
:)

Bence üzülmesin Temel İstanbul' da Doğan'ın yengesiyle tanışır.


Kutlarım Ağyar.
Erzurumlu Selim
Erzurumlu Selim, @erzurumluselim
30.5.2012 00:50:24
Temel bir gün caddeye gezer iken muz kabuği görmiş yerde...Doğaya saygısi de var ha pu laz uşağunun...Demiş ki kendi kendine "ha bu muz kabuklarıni atayler yerlere hem doğayı kirletiyler hem de her defasında yere düşmek zorunda kalayrum...Selam ederim, değeri kaleminden kavi dostumuza
Mehtap ALTAN
Mehtap ALTAN, @mehtapaltan
29.5.2012 23:16:44
gülümsetirken finalde düşünce ormanına daldıran sıkı bir iç dökümdü...

toplumsal bir sancıyı cümleleriniz ile ne kadar hafifletmeye çalışsanız da

duyarsızlığın zırhını aşmanın artık ne kadar zor olduğunu en iyi bilenlerdenim...

çalışmalarınız ve o çok özgün yorumlarınızı özlemiştik...
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
29.5.2012 22:20:31
10 puan verdi
Araklı'dan öte taraf Holefter abi yanındayım yani

Çok sevgiler.
handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
29.5.2012 21:57:34
10 puan verdi
Değerli hemşehrim, yazılarınızı okumayı özlemişim.
Gerçekten köyünüz cennetten bir köşe, yeşil ile mavinin buluşması, insanın içine ferahlık veriyor.
Umarım ve dilerim 'katı atık projesi' iptal edilir.
Başka yer mi kalmadı, çöplük kondurmak için!
Selam saygı dualarımla.
TunçAY
TunçAY, @tuncay
29.5.2012 20:40:14
harika bir şekilde anlatmışsınız meramınızı... önce bol bol güldürüp, sonra da gerçeği yüzümüze çarparak.

malesef, yazınızın en doğru yeri, ne kadar ekmek kadar köfte idi. türkiye kapitalizminin en vahşi halini yaşıyor. böyle haberlere - söylentilere inanasım gelmiyor. bir şeyler yapılabilmeli diye geçiyor içimden...

ama mevcut politikalarla doğanın yengesinin namusunun daha çok çekeceği var. bir katk olsun diyerekten, yazınızı faykbukumdan paylaşıyorum, bir işe yarasın :)
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
29.5.2012 20:14:29
senin yazılarını okuyan alzaymır hastası olmaz gardaş.... sağol varol
İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
29.5.2012 20:12:35
Ev almak için gezinirken her zaman emlakçıya sorarım:

- Bahçede değişiklik yapmak için izin almam gerekiyor mu?

Boşuna değildir bu soru; burada aklınıza her geleni yapmak cahil cesareti ister.

- Ne yapmak istediğinize bağlı. Ağaçları mı keseceksiniz?

- Yo, dikeceğim.

- Ağaç mı dikeceksiniz? Niye?

Emlakçının sorusunun anlamsız olmadığı bir yerde yaşıyorum. Ülkenin doğusu bağımsızlıklarını ilan etikleri 1776 yılına göre çok daha ormanlık. Her yerden ağaç fışkırıyor. Bahçenizde sincap, opossum, rakun, tavşan cirit atıyor. Ara ara geyikler geçiyor. Türkçe'ye ''Yan sokaktaki akbabaya çarpmamak için fren yaptım'' diye bir cümle bile kazandırdım. İster istemez adamlar soruyor: ''Daha fazla niye ağaç istiyorsunuz?'' diye. Diyebilsem ki onlara ''Ağaçlara açım'', rahatlayacağım. Ama diyemiyorum işte.
SEVİLAY DİLBER
SEVİLAY DİLBER, @sevilaydilber
29.5.2012 17:40:28
şahane bir resim...
sizin ince zekanızla buluşan fıkraların ardından gelen mesaj beynimizin içerisine zikretti..

her zamanki gibi bu olaylar karşısında üzülüyoruz..
siz bir araklılı olarak ve tüm araklılar tepkilerini sunmalılar...
kime mi?
anlayabilecek hanzolara tabiki..
hiç yoktan susmaktan iyidir...
sizi okumak ayrı bir keyif..
inanın bana..
selamlar..
inci*
inci*, @inci-
29.5.2012 17:15:16
Verdiğiniz sosyal içerikli mesaj için sizi kutlamak gerek diyeceğimde, bu kutlanası bişey değil ki mecburi bir hizmet değil mi?. Kul gördüğü yanlışı yazmalı ve görmek istemeyenlerin gözüne gözüne sokmalı bence . Şimdi sizin yaptığınız gibi.
İnsanız ya bile bile bindiğimiz dalı kesecek kadarda avanağız... Umarım gelecekteki İnsanlarımızın beddualarına hedef olmayız... selam ve saygılar
Sermin Çınar
Sermin Çınar, @sermincinar
29.5.2012 16:59:15
üstad yazınız için sizi tebrik ediyorum.mesaj umarum ulaşmıştır yerine:))
O qué
O qué, @o-qu
29.5.2012 16:12:56
Güldürdün güldürdün sonunda yine verdin sosyal mesaji İsmet Abi :)

Yorumsuzluğa bakılırsa kamuoyu dedil kamouyu modundayız yine.
Turup çöp olmasın. Türkiye çöp olmasın. Dünya çöp olmasın. Şu mavi gezegenin akibeti iyi değil görmek için medyum olmak gerekmiyo..
Benim torunlarımın akibetinden korkuyorum :(
Büyük ihtimal oksijen tüpüyle gezcekler.

Sevgiler, Saygılar.
7TEPE
7TEPE, @7tepe
29.5.2012 15:55:11
"TURUP" mevkiine “katı atık depolama merkezi” yapılmak isteniyor"

:( ne kadar üzücü...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL