33
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
4873
Okunma


Yaşam, insanların ruh ve yüreklerindeki kafesi zamanın kollarında kıran ve penceresinde daima umut yeşerten sonsuzluk bahçesidir. Toplumun sağlıklı renkler doğurup kâinata paha biçilmez tablolar çizdiren fırçasının parçası olmaksa asıl mânânın bize nakşedilecek bölümüdür. İnancın gözlerinde doğan kocaman bir dünyadır anne. Ve ruhu ile yüreği arasındaki heybetin kanadında taşır koşulsuz şefkat yağmurlarını. Anne kucağında bereketlenen şefkat yağmurları, yarın ile dün arasında kalan umut süvarileridir. An, bir annenin yavrusu için biçilen kaftanın onarılış kozasıdır. Onarılamayan anlar yarına pişmanlık ve keşke ile dolu gözyaşı ordusunun çığlığı olarak düşer zamana.
Yaşam ve toplumun birlikteliğinden insanoğlunun yaratılış muhteşemliğini ilmek ilmek işleyen örnekler doğar. Örneklerin sağlıklı olması için gereken ortam, önce anne kelimesinin derinliğinde saklanan kuyudan çekilir. O kuyuda toplumun ve insanın aynası vardır. Aynanın sırrı anne yüreğinin duvarlarında yazılıdır. Duvardaki yazıları çizen tılsımsa anne duasının süt kokulu temasında saklıdır!...
Anne, içimizdeki kâinat yolculuğunun anaç yazmalı şefkat rotası…
Anne, atlasın göğsüne toprağın tenini seren huzur mırıldanması…
Anne, üşüten bazen de yakan yaşam güvertesinde hep dalgalanacak olan sığınak bayrağı…
Aşk, tırnağı etten ayırmayan mucizenin, şefkat ile katmerlenen tılsımına mukaddes sarılışları veren coşkudur. Hiçbir kucaklayış anne kokusundaki şefkatin yerini alamaz. O şefkattir ki bizi Allah’a götürecek olan geminin rotasını çizecek olan. O şefkattir ki girdiğimiz yaşam sınavında yoksul yanlarımızı zenginleştirerek bize en doğru şıkkı işaretletecek olan.
Anne, toplumun can damarına soluk veren asıl imparatorluktur aslında. Karşılıksız sevginin bahçesinde sonsuzluğu doğuran bu hazine; yeri geldiğinde baştacı yeri geldiğinde çaresizliğin ta kendisi yapılır şaşkın yüreklerce. Yaratılışın muhteşemliğini tercüme eden anlamı, geçmişin ve geleceğin matematiğini kusursuz çözümleyen bir arınma şeklini alır zamanla. Anne, insanın ruhundaki öksüz kıvranışları huzurun otağında demleyen tılsımlı bir kucaktır.
Yaşamın arka sokaklarında kendini bileyleyen insanoğlu, evrenselliğin anahtarını anne kelimesinin gözlerinde bulunca keşfeder kördüğüm olmuş tüm sorguların nazlı cevaplarını. Çünkü cevapsız hiçbir soru yoktur ve şefkatsiz hiçbir anlam yoktur. Ki biz yaşam denen devinimin tam da göbeğinde kilitleriz bazen kendi kendimizi. Kilitlendiğimiz yer eğer biz rotayı anne ufkuna çevirirsek, insan ola ola büyüyecek yanımızın berekete koşuş anını şeddeler yaşama. Huzur ve başarı, Allah’ın bize bahşettiği cennet aynası olan annelerin gözlerinden yüreğine dek o kutsi sesi duyabilmekten geçmektedir.
Anne anahtar, anne atlasın göğsünde emziğini yitiren umutlarımızın avuç içi barınağı, anne Afrika’da gözleri üşüyen çocuğun kocaman dünyası, anne Gazze’deki çaresiz insanların ateş misketlerinin yağmurunda yüreğine sığındığı cephanesi sevgi dolu kaledir!... Anne en çok da yeryüzünün çehresindeki erdem makyajıdır. İnsan anne ruhunun eteklerinden dökülen kulaçlarla barışı, huzuru ve birliği kucaklar. Hiçbir anne yoktur ki yavrusuna ve geleceğe savaşlar armağan etsin!... Yeryüzünün çehresini iyi annelerce yetiştirilen iyi çocuklar güzelleştirir ve onarır!
Anneye verilen değer bir toplumun genetiğini ortaya koyan gergeftir. Suç işleyen insanı da yaratılışın kutsal sınavında terleyen insanı da doğuran kadındır anne. Babanın çocuğa nakşedilen varlığının toplamını, şefkatinin sonsuzluğuyla çarpar anne. Avuçlarındaki ter, yüreğindeki rüzgârın çocuğa inşa ettiği sığınakta anlamını bulur. Sonsuzluğun çatısında yüreğinin zülfüne çocuğunun yüreğini ilikleyen şartsız terzidir anne. Söküle söküle teyellediği duygularının yoldaşlığında, yavrusunun dudaklarına yaşamın en tehlikesiz renklerini çizen ressamdır da anne!
Anne duası alarak cennetin kapısını aralayanlara yaşamın en güçlü kilitleri bile karşı koyamaz! Geleceğini ve ahirini annesinin ak sütündeki saflığın zırhında büyütenlerindir gerçek olan dünyanın huzuru.
Yüreğinizin güven kumbarasında annenize vefa çiçekleri ekin ey ruhunu inancın mayasına banan insanlar! Ve akıl dağınızın zirvesine; size bahşedilen düşünce bahçesindeki incitilmemiş, yalnızlığa sürgün edilmemiş, saygısızlığın karanlığına itilmemiş, hayırsızlığın pençesinde ağlatılmamış annelerle çıkın. Ki Allah da sizden razı olsun!…
Sahi! Siz yürek cephanesinde çocuğuna sevgi ve şefkat biriktirerek asıl maratona onu hazırlamayan bir anne gördünüz mü hiç?...
Mehtap ALTAN
Mayıs2012
Not: Sayın Sinan Yağmur’un yeni baskısını yapan "Her Anne Bir Melektir" kitabına naçizane Önsöz’ümdür...
Bu güzelliğe vesile olmamı sağladığı için ona sonsuz teşekkürlerimle...