5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1908
Okunma

Dostluk, arkadaşlık, kardeşlik.. içim yanıyor bu kelimeleri duyunca hayat sadece yalanlardan ibaret mi? Ben mi kadersizim bu konuda? Kime can dediysem ben de kalmadı, kalamadı. Aslında şöyle geriye baktığımda can dediğim dört kişi oldu; fazlası olmadı: Onlar da giderken bir yara bıraktılar içimde ve ıssızlığıma bir kürek toprak attılar.
İlk dostum, canımda canım Vildan’ım ilk okulda tanışmıştık, aynı cadde üzerindeydi evlerimiz. Sarışın zayıf, çelimsiz bir kızdı. Benden bir yaş büyüktü. Ben biraz mesafeli davarınırken, o beni çoktan yüreğine almıştı. Zamanla kendisini de bana sevdirmişti. Sırdaş haylazlıklarda ortak olmuştuk. O bana göre daha sakin, daha usluydu. Bu dostluk devam ederken Meleğim girdi hayatıma, tam bir laz kızıydı, beş erkeğin tek kızı ve en büyükleriydi, babasının da birtanesi biraz saftı, temiz kalpliydiler, her şeye inanırdı. Zamanımın çoğunu onunla geçirirdim. Ben deli doluydum, o da bana ayak uydurmaya çalışan bir melekti. İşte onunla yollarımız evlilik ile ayrıldı. O zorla amca oğlu ile evlendirildi, hiç istemiyordu, içi kan ağlıyordu, her ne kadar teselli etmeye çalışsam da yok olmuyordu.
Bir yıl sonra da ben evlendim. Onun tam aksine çok mutlu bir evlilikti. Bu arada Vildan’ım da evlenmiş. Ben nişanlıyken, oğlunu almıştı kucağına. O da mutluydu, cadı kaynanayı saymazsak tabi. Benim de oğlum dünyaya geldikten sonra Melek benden uzaklaşmaya başladı ve hiç sebebsiz yere koptuk, içim çok yanmıştı, yokluğu zordu; ama giden oydu, yapacak hiç bir şeyim yokdu.
Vildan’ımla her şey harikaydı, her fırsatta beraberdik, eşlerimiz de harika anlaşıyordu derken kızım dünyaya geldi ve onun bir oğlu daha oldu. Yıllar akıp gidiyordu. Birgün eşi iş kazası geçirdi. Bunu duyar duymaz soluğu orada aldın vahim değildi ama benim gördüğüm manzara beni korkutmuştu. Vildan iyi görünmüyordu. Uzun zamandır karın ağrısından şikayetciydi ve doktorlar nedenini bulamıyordu. O akşam gözlerine baktığımda sap sarıydı gözleri. İnşallah yanılıyorum diye dua ediyordum. Ama bir ay sonra hastaneye yatacağını söyledi, ameliyat olacaktı, biyopsi yapılacaktı, içim yanıyordu. Doğumlardan sonra aşırı kilo alan o kadın ameliyattan sonra hızla erimeye başlamıştı. İşlerimin yoğunluğu ve onun kayınvalidesi sayesinde pek görüşemiyorduk. Birgün eşimle ziyaretine gittim. Eve girdiğimde gördüğüm manzara beni yıktı.Vildanım bir deri bir kemik kalmıştı ve durumundan haberdar değildi. ,,İyileşeceğim, seninle eski günlerde olduğu gibi gezip eğleneceğiz.’’ diyordu. Otuz dakika kalabildim ve ona sıkı sıkı sarıldım, son sarılmam olduğunu bilmeden.
Ve bir hafta sonra kızımın öğretmeni geldi özel ders için. Onunla sohbet ederken okul müdürü aile dostumuzun moralinin bozuk olduğunu, kapı komşusunun vefat ettiğini söyledi. İşte o an dünyam yıkıldı. Eşimi arıyorum fakat cevap vermiyor, onun eşini arıyorum, cevap yok. Oracıkta yığılıp kalmışım.
İşte Vildan’ımı da kanser denen illet almıştı elimden ardında iki evlat bırakarak onunla hala dertleşiyorum. Mezarını ziyaret ediyorum ama acım ilk günki gibi taze. Aradan sekiz yıl geçti ve onu çok özlüyorum ....
Bir de Antalya’da tatiLde tanıştığım Sabine var. O da canımda can oldu. Orada tanıştık ve bir daha kopmadık. Aynı lisanı konuşmasak da her yönüyle çok iyi anlaşıyoruz. Beni bir kaç kez ziyarete geldi ailesiyle. Bu yaz da gelecekler ve bağlarımız hiç kopmayacak bunu ikimiz de biliyoruz....
Ve son dostum, canımda canım sanal bir tanışma, bir şiir, bir seslendirme derken sohbetler, yazışmalar, ardından ilk ziyaret birlikte geçirilen harika üç gün... kız kardeşim canım dediğim güzel insan. Hani insan bazen dolar dolar da boşalmak ister; ama kimseye açamaz iç dünyasını işte biz de öyleydik ve berbirimize açtık içimizi. Sanki kan bağı vardı aramızda. O kadar farklı iken aynı şeyleri düşünüyor olmamız şaşırtıyordu bizi. Kahkahalarımız hiç susmuyordu, hayatı birlikte tiye alıyorduk. Şimdi, evet şimdi o da yok birbirimize zarar vermemek adına uzaklaştık, çıktık hayatlarımızdan ve onsuz yaşanan hiç bir şeyin tadı yok, monoton bir hayat, çok sevdiğim şiirlerimi dahi yazamıyorum. Sanki benim ilhamım oymuş gevezeliği ile. Belki şimdi mutludur bilmiyorum; ama onun bilmediği tek şey: Papatyası gün be gün soluyor; çünü susuz, sevgisiz kaldı. Şİmdi yaprakları dökülüyor. Buna sebeb olanlar var elbet. Kınaları hazır, gelip alsınlar ...