Acılar ile yoğrulmuş insanlar nesiler boyu her yürekte bir acı hikâye var. Kimi anlatırken yıllanmış acısını gözyaşlarına boğulur güzellikler acılara göre daha kolay unutuluyor galiba. Acılar bir şeklide yer ediyor ve iz bırakıyor. Dostluklar hiç uğruna heba ediliyor insanın inanç duygusu gün geçtikçe yok oluyor bak anne avuçlarım kanıyor görüyor musun? Yıllardır avuçlarıma bırakılan acılardan sanırım akıllandım derken acı bir şekilde anladım hayat ve dostluklar çok ucuzmuş. İnanç duvarlarım bir bir yıkılıyor üzerime kalmamış yaslanabileceğim bir ağaç …. Sevgilerden ise hiç bahsetmesem anne benim kaderime her zaman vefası eksik bir yar düşmedi mi şimdi neden değişsin ki kaderim? Ne zaman bir fidan yeşermeye yüz tuttuysa ayaklar altında ezilmedi mi? Söyle be anne nasıl cesaret edeyim açayım yüreğime avuçlarımda kanamalı acıları biriktirirken…. Eskiden gizlerdim gözlerimden akan nehirleri ama şimdi gizlenmiyor şelaleler. Hani derler ya kadının en güçlü silahı gözyaşı diye külliyen yalanmış be anne artık silenin dahi olmuyor yakmıyor can dediğinin yüreğine sadece seyrediyor umarsızca. Geceler tat vermiyor artık ne ay ne de yıldızlar parlamıyor artık sanki onlarda ben gibi evrene kırgın olmuyor be anne olmuyor sahte gülümsemeler ile geçmiyor ömür geçmiyor işte annem…. Nefesiyle yazıma renk katan sevgili dostum Yağız’a teşekkür ederim.... |