2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
610
Okunma

Türk kültürünün aileye aşırı düşkünlüğü, çocuklarına olan aşırı sevgileri yüzünden yaşanan acılara yıkılan aileleri zaman zaman yanlış buluyorum.Bende bunlardan biri olmamla beraber, liseye giden çocuğumun nerdeyse, ayakkabılarını giydirmekle ne kadar yanlış yaptığımı biliyorum en azından,bu gün bile 21 yaşındaki oğlumun odasına yemek meyve çay servisleriyle alışılagelmiş bir durumla yiğenime ve eve gelen her insana aynı hizmeti sunmuş olmam ve bu çok doğal bir durummuş gibi algılalam sanırım benimde böyle bir aileden gelmiş olamdan kaynaklanıyor.
Hiç bir zaman bu durumdan kurtulamayız bizler köle ruhumuzu bırakmadığımız süre içinde yaşlandıklarında ya da yaşlandığımızda bile ailelerimizden beklentilerimiz çoğalacak ki hiç bir anlamda özgür olamayışımız hep bağımlı karakterstik özelliğimizden kaynaklanan bir durum.Oysa her insan birey olduğunu unutmamalı, salt çocuklar etkilenmesin diye ayakta tutulan evliliklerle beraber sonucun değişmeyeceğine yine sorunlu çocuklar yetiştireceğimizi bilsek dahi, yinede yaparız bu tür hataları.
Aşırı sevgi aşırı bağlılık, kişiye kendimize ve etrafımıza fazla beklenti içinde olmamızı sağlar ki bu sebepten her şeyin fazlası zarar getirir.Çocuklarımıza evlendikten sonrada hayatlarına karışıp, eşininde bizim gözetimimiz altında olması isteğimizle çoğu zaman yıkarız mutlulukları farkında olmadan.
Biraz kafa yapımız değişmeli her şeyden önce, yani mezara kadar değilde olduğu kadar, yettiği kadar.
m-jgan.