Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Mert YİĞİTCAN
Mert YİĞİTCAN

YAŞAM ... 1)

Yorum

YAŞAM ... 1)

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1044

Okunma

YAŞAM ... 1)

YAŞAM ... 1)

.......... Var olan her canlı gibi , insan da doğar , yaşar ve ölür ... Doğar doğmasına , elinde değildir ki doğmamak . Siz hiç , "ben doğmak istemiyorum" diyebilen ve doğmamayı başaran bir tek insan yavrusu gördünüz ya da duydunuz mu ? Ben duymadım ve duyanı da görmedim bu güne kadar . Ya da , "ben ölmek istemiyorum , ve ölmeyeceğim" diyebilen bir insan gördünüz mü ? bunu da başarabilen bir tek insan yok malesef ... Öyleyse , şurası çok kesin : Bizler , doğarken ve ölürken isteğimiz dışında , farklı bir zorunlulukla dünyaya geliyor ve gidiyoruz ... Yaşamak gibi bir kaderimiz var orta yerde ... Şu ya da bu biçimde yaşamak ... Bu da yine kaderimiz ... İnsan , aklının , idrakinin gereği , yaşamını yönledirebilmek gibi bir imkana sahip . Bunu , asla küçümsememeli . Çünkü , yaşamımızı belirleyen bir çok faktörün , çoğu zaman en önemlisi ve en güçlüsü de bu ....

.......... Yaşamak ama nasıl ? ... Asıl sorun işte bu . Bir biçimde yaşanacak ama , nasıl yaşanmalı ? ... Zaman zaman kendimize sormamız gereken en önemli sorunun da bu olduğunu düşünüyorum . Kısa ya da çok uzun olsun yaşadığımız ömürlerimiz , hiç değişmeyen gerçeğimiz , nasıl yaşadığımız değil mi ? ... istisna durumları ihmal edecek olursak , büyük çoğunluğumuz , bu konuda akıl , idrak ve tercihlerimizi kullanarak yaşam biçimimize karar verir , hem kendi yaşamımızı hem de sorumluluğumuz altındaki , ailemizin , çocuklarımızın yaşamını ciddi biçimde belirleriz ...

.......... Dünya yaşamı , "ömür" dediğimiz hayat süremiz ile sınırlanmış bir yaşamdır bizler için . Ne zaman hak vaki olacak , bizlerde emanet bulunan can yaradana teslim edilecek bilenimiz var mı ? Yarın ne olacağını kesin olarak bilenimiz var mı ? Bizler , şu an yaşıyor olduğumuzun farkındayız . bir saat sonrasında , yaşıyor olacağımızı asla bilemeden yaşamaktır bu bizimkisi . Yaşamımızın en büyük gerçeklerinden birisi de , her an , her yerde , her biçimde "kazalar" olabileceği ve hiç beklenmedik bir anda hayatımızın sona ereceği’ dir kuşkusuz . Azrail ile , özel anlaşmalar yapmak ve , can almaya geldiğinde , bir biçimde "durumu kurtarmak" gibi bir şansımız da yok ...

........ Rahmetli annem , son derece sağlıklı biçimde yaşamını sürdürmekteydi . Yıl 1987 ’ o zaman ... Bir gece rüyasında fırtınalar ve seller arasında gördü kendisini . Fırtınalar , ağaçları köklerinden sökmüş , Elbistanda her yer , ana baba evi de , bahçesi de tamamiyle sular altında kalmıştı . O fırtına , sel ve korkuç yağmurlar arasında sulara kapılmış boğulmak üzereyken , rahmetli anneanemizi gördü . Annesi "gel kızım gel yanıma ben seni kurtaracağım" diyordu . Gitti sarıldı annesine . Yanına almış kurtarmıştı annesi onu . Bu bir işaretti annem için . bir çok yakınlarımıza rüyasını anlattı sonra . " Annem beni yanına alacak" dedi . Sağlığı iyi olduğuna göre , nasıl alacaktı onu yanına annesi ? Kimbilir ...

.......... 1 ay geçti geçmedi , kaybettik annemi ... Yok yerden meydana gelen , akla ve mantığa bile sığmayan bir trafik kazasıyla ... Silivride yazlığa dönüyorlar o sırada . E5 den karşıya geçecekler . Yol bomboş . Çok çok uzaklardan gelen bir tek otomobil var . 7 kişi birlikte karşıya geçecekler . Erkek kardeşim , risk almak istemiyor . " Bekleyelim . Bu otomobil de geçsin " diyor. yolun orta yerinde o otomobilin de gelip geçmesini beklemeye başlıyorlar .

.......... Otomobil , gruba yaklaşırken hızını iyice azaltıyor ne olur ne olmaz diye . Bakıyor ki bu grup , hepsi yan yana dizilmiş ve birbirlerinin ellerinden tutmuşlar , sabırla onun geçmesini bekliyorlar . Bir an önce geçeyim de , bu insanlar da fazla beklemesinler diyerek hızını arttırıyor iyice yaklaştığında . Neredeyse yanlarına ulaşmak üzereyken , el ele tutuşmuş 7 kişinin sadece birisi , annem aniden karşıya doğru koşmaya başlıyor . Otomobil her ne kadar fren yapsa bile durabilmesi imkansız artık.Çünkü zaten çok yaklaşmış neredeysa geçiyorken olan bir şey bu . Annem 3-5 adım attığında otomobil zaten ulaşmış ve çarpmış ... Annem otomobilin geldiği yöne bile bakmıyor , tam ters yöne bakarak koşuyorken karşıya, otomobil çarpıyor ... Kardeşim , annemin çarpmanın şidetiyle havaya savrulduğunda gözlerinin içinin ve yüzünün büyük bir mutlulukla gülümsediğini görüyor ... Belli ki o çoktan başka bir aleme alınıyor orada ...

.......... Ölüm sonrası , ahiret hayatını anlatan , açıklayan , ispat eden nice nice gerçek olaylar var . Bunlara inanmamak olanaksız . Öylesine yalın ve öylesine gerçek olaylar ki , zaman zaman bunları da sizlerle paylaşacağım ... Örneğin , bir olayı , bir mekanı asla görmemiş , kişileri asla görmemiş ve tanımayan bir insanın , bir suya bakarak , günler öncesi meydana gelmiş bir olayı aynen bir sinema filmi gibi görmeye başlaması ve her şeyi bir bir anlatması . Dahası , o olaya karışan kişilerin olay sonrasında nerede ne yaptığını da , bir gizli film çekimi gibi tek tek anlatması ... O olaya karışan kişilerin bu sayede net olarak kim olduğunu ve daha sonra neler yaptığını da öğrenebilmemiz , hep duaların ve ruhların , cinlerin , perilerin gücüyle yaşadığımız gerçeklerdir ...

.......... Ölümden sonrasına ilişkin bildiklerimiz , ahiret hayatına ilişkin bilgilerimiz , birer hayal , safsata , söylenti değil asla . Tamamiyle gerçek ... İşte , yaşarken , bu gerçekleri dikkate almak gerek ... Tesadüfen gelmedik bu dünyaya ve , asla ölümümüzle de her şey bitmeyecek ... Ahiret hayatı var . Ve orada , yaşamımızda yaşadığımız her şeyin hesabı da sorulacak bizlere . İstesek de , istemesek de ...

.......... Yaşamak ... nasıl yaşamak gerek ? ... Öylesine önemli ki bu konu , sonuçta biz insanların , ömür denilen şu üç günlük dünya hayatı sonrasında , ebedi alemde , ahiret hayatımızın ne olacağını bilirleyen bir tek gerçeğimiz bu ... Yaşamımız , sonsuz alemdeki tüm geleceğimizi belirleyecek olan karnemiz olacak ...

.......... Çok çok sıkıcı olmaması amacıyla , konuyu , şimdilik burada noktalayalım ve inşalah sonraki bölümümüzde , devam edelim "yaşam" konumuza ...



.......... Saygıyla ...



DEVAM EDECEK



( Yaşam ’ a dair bu yazı dizisi , bölümler halinde devam edecek ... )

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yaşam ... 1) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yaşam ... 1) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YAŞAM ... 1) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Dosteli_
Dosteli_, @dosteli
21.4.2012 12:24:29
YŞAM? Ne çok bilinmez.Ne çok giz.Ne yaöan çelişkiler yumağı. Güzeldi sevgili Mert.Ben geldim, yakaladım ve beğeniyle okudum.
Ali Sevimli
Ali Sevimli, @alisevimli
21.4.2012 05:11:50
mistik bir konu güzel bir anlatım. Tebrikler.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL