KISACASI SEVMEK HERKESİN HARCI DEĞİL







Kısacası Haydar dediğim gibi, sevmek herkesin harcı değil.


Tek değişen filmlerdeki taksi plakaları, bir de renkleri. Biraz küçültmüşler işte Haydar. Kuyrukları da yok artık taksilerin.

Sahi Haydar, neden bir örnek boyanır ki arabalar. Ya boyacının elinde o renk boyadan çok vardır, kimse almayınca koyacak yer bulamaz. Ya da... amma meraklısın sende be Haydar, sana ne be kuzum, sana mı kalmış milletin yumurtasının ortasının sarısı.


Hiç kaybolmuyorlar ya ona bak, üstelik turneyi de kaçırdın sen. Kuyruklu arabanla müşteri kapmak için az bağırmıyordun naber...


İşte böyle Haydar. Benim görebildiğim değişiklik topu topu sizin plakalar ve arabalarınızın renkleri oldu. Hepsi bu.

Bir de Sarıyer sahili.

Börekçiye gittim.
Şarıyer’e şu senin sevdiğin börekçiye. Dört porsiyon börek söyledim. Biri peynirli, üçü kıymalı.
Garsonlar da insan bizim gibi Haydar. Gülmek istiyorlar, gülemiyorlar ben hissediyorum. Sıska biriyim ve dört porsiyon börek söylüyorum. Diyemiyorum ki peynirlisi benim, üç kıymalıyı Haydar için yemek istiyorum.

Üç kıymalı ile idare et Haydar. Buraya bir gelişimde dört kıymalı denedim, soluğu nerede bulduğumu sen tahmin et bakalım. Yanımda güzel bir hemşire vardı. Bana acıyan gözlerle bakıyordu, dayanamayan gözlerle çok mu acıkmış olduğumu sordu.
Millet bir tipime bakıyor, bir de yemek istediklerime.

İşe de yaradın ha, doktorlar bi kuruş almadan taburcu ettiler. Tam kapıdan çıkarken hemşire yine acıyan gözlerle gözlerimin içine baktı. Sanki buradan gidecek bir yeriniz var mı der gibi.

Şimdi sen olsan, ne dersin Haydar ?

Muhallebiciye gidiyorum der misin ?

Hadi diyelim ki dedin, beş porsiyon muhallebi sipariş edeceğini söyler misin ?

Söylemezsin.

Bende söylemedim.
İyi günler dileyip çıkıp gittim.

Senin yüzünden sahildeki muhallebiciye gittim. Beşinci porsiyon muhallebiden sonra gözlerimi açtığım zaman bil bakalım ne oldu.

Amma da meraklandın yani Haydar.







devamı var.



öyküsatıcısı2012Davidoff