30
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
4034
Okunma


Şu an gözleri bu yazının üzerinde gezinen herkes… Bu yazıyı yazan “ben” ve bu yazıyı okumaya başlamış olan “sen” … Şimdi kendinle, (bizimle) ilgili çirkin bir gerçekle yüzleşeceksin. Sen,ben, biz.. Hepimiz katiliz. Bir kaç gün kadar önce bir kadını öldürdük. İki çocuğu olan bir anneyi öldürdük. Hatta öyle soğukkanlıyız ki sabah kalkıp kahvelerimizi yudumladık, bin bir çeşitli kahvaltılıklarla donatılmış kahvaltılarımızı yaptık. Uyuduk,uyandık, yedik,içtik gezdik umursamadık .
Öldürdüğümüz kadın 26 yaşındaydı. Daha şairin deyişiyle “ömrünün ortası”na bile gelememişti. O genç yaşında anneliği de yüklenmişti. Ne oldu? Bir şeyler diyorsun içinden. Ama ben ne dediğini duyabiliyorum. Sen karıncayı bile incitemezsin değil mi? Böyle birini tanımıyorsun hatta!?
Sen de haklısın ama dur bir dinle beni. Birini öldürmek için illaki kafasına silah dayamak mı gerekiyor? Ya da bilmem kaç kere bıçaklamak? Birini öldürmek için bunlara gerek yok , gerek yok!
Biz artık ekonomik olarak çok zengin bir ülkeyiz. Maaşlarımız iyileşti, yaşam standartlarımız yükseldi. Evlerimizde kombilerimiz hop, düğmesine basıp ısındık, “aman ne sıcak” deyip kıstık. Dolaplarımıza aldıklarımız sığmaz oldu. Akşam çeşit çeşit yemekli sofralar kurduk.
Her şey bu kadar güllük gülistanlık mıydı gerçekten?
Şimdi seni öldürdüğümüz kadınla tanıştıracağım. Adı “Emine Akçay” Adana’da yaşıyordu. Biri altı yaşında diğeri yedi aylık olan iki çocuk annesi. Emine çocuklarının ısınmasından ve doymasından başka bir şey istemiyordu. Soğuktu, evde yakacak yoktu. Cebine bütün parası olan “6TL” yi alıp bir oduncunun yolunu tuttu.
6TL’ye kaç odun alınabilirdi? Sağ olsun oduncu merhametli çıkmış da parasız 10 kilogram odun vermiş.Emine odunu sırtlanıp eve gelmiş. Yağmurda ıslanan odunu bir türlü yakamamış. Sonu mu?..
Emine Akçay, 8 aydır kirasını ödeyemediği evde iki çocuğunun ısınması için saç kurutma makinesini çalıştırıp, diğer odada kendini tavana asarak intihar etti.
Bu nasıl bir çaresizlik, nasıl bir yokluktur?
Biz bunun vebalini nasıl ödeyeceğiz?
Başbakan’dan, Cumhurbaşkanı’na bu yazıyı okuyan sizden, yazıyı yazan bana mükellef olan her can bu ölümden mesuldür!
Biz önce okutmayarak, iş güç sahibi etmeyerek, sonra sorumluk nedir bilmeyen bir adamla evlendirerek daha sonra onun çektiği sefaleti duymayarak, görmeyerek “Emine Akçay”ı öldürdük.
Bu ölümde az ya da çok hepimizin suçu var. Kaybettiğimiz akrabalık ilişkileri, komşuluk ilişkileri, yardımsever ruhumuz hepsi bu olayla su yüzüne çıktı.
Bir kadının ıslak odunları yakmaya çalışırken ki ıslak feryatlarını duyamadık. Çünkü bizler kendi hayatlarımızdan, kendi dertlerimizden başkasının dertlerini göremeyecek kadar bencilleştik.
“Olay yerine gelen Cumhuriyet Savcısı, Emine Akçay’ın cesedini inceledikten sonra olayın intihar olduğuna karar verdi. Şüpheli bir durum bulunmadığını tesbit eden Cumhuriyet Savcısı, cenazeyi yakınlarına teslim etti. Emine Akçay’ın cenazesi İmamoğlu İlçesi’nde toprağa verildi.”
Sağ olasın Savcı’m… Yine bizi akladın!
Emine’yi gömdük ama vicdanlarımızın haykırışını nereye gömebileceğiz işte onu bilemiyorum.
Nun