Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Didem Deştioğlu
Didem Deştioğlu

Sinmiş Kül Kokusu Üzerimize

Yorum

Sinmiş Kül Kokusu Üzerimize

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1758

Okunma

Okuduğunuz yazı 25.2.2012 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Sinmiş Kül Kokusu Üzerimize

Sinmiş Kül Kokusu Üzerimize

"Gazi Hazretlerinin Yalova`daki köşkünün yürütülme ameliyesi dün muvaffakiyetle icra ve
ikmal edilmiştir.Kendileri de bu ameliyeye bizzat nezaret etmişlerdir."

-10 Ağustos 1930-
Cumhuriyet Gazetesi


Tarih 21 Ağustos 1929... Ulu önderimiz Atatürk, İstanbul`dan Bursa`ya gitmek için Ertuğrul yatıyla yola çıkar. Her zaman Mudanya yolunu tercih eden Atamız Marmara Denizi`nde gezinirken yolu Yalova sahillerine düşer ve birden dallarını özgürce uzatmış, asırlık bir çınar ağacı gözüne çarpar.Sahile çıkan Atatürk, Çınar ağacına sırtını dayayarak gölgesinde bir süre dinlenir. Ve ayağa kalktığında yanındakilere Çınar`ın hemen yakınında bir ev yapılması talimatını verir.O gün inşaasına karar verilen o ev daha sonra yürüyen köşk adını alacaktır. Atatürk bir gün yapımı hızla süren köşkün inşaatını ziyaret eder ve ulu Çınar ağacının dallarını budamaya çalışan bir bahçıvanla karşılaşır.Merakla bahçıvanı yanına çağırır ve bunun nedenini sorar.Görevli bahçıvan ağacın dallarını uzayarak binanın duvarlarına dayandığını söyler. Atatürk bu cevaptan tatmin olmaz ve bugün bile insana inanılması güç görünen bir emir verir: "AĞAÇ KESİLMEYECEK, BİNA KAYDIRILACAK."

M.Ö. 2000 yılından önce yaklaşık 8 milyar hektar olan dünya ormanları son 150 yılda endişe verici bir hızla azalma eğilimine girmiş ve son verilere göre toplam alanı 3.2 milyar hektar düzeyine inmiştir.Peki ne olmuş da 4000 yıllık geçmiş tüketilip son 150 yıla kurban edilmiş?Bu tükenişte orman yangınlarının küçümsenemeyecek bir rolü bulunmaktadır.Ormanın temiz havasından yararlanmak için gelip piknik artığı cam kırıklarını arkada bırakan aileler, sigara içenlerin kendi akciğerlerini yok etmekle kalmayıp bizim de doğal akciğerlerimizi yani bin yıllık ağaçlarımızı yok etme amacıyla yere attıkları sigara izmaritleri, henüz kor halinde bırakılan mangal kömürleri… Gözünü para ve yükselme hırsı bürümüş insanların(!) orman içinde veya bitişiğindeki tarla ve otlaklarını genişletmek istemeleri ya da orman içinde yaptıkları kanunsuz işlerini gizleme niyetleri günümüzde birçok faili meçhul orman cinayetinin bir numaralı nedeni olmuştur!

Ağaç cinayetinin en acımasızı geçtiğimiz yıl gözlerimin önünde gerçekleşti Manavgat’ta. “Bu yangın sönecek. Bunun için buradayız. Sönmeden gitmek yok.” diyordu çocuk, genç, yaşlı Manavgat’a bağlı Karabük Köyü halkı. Geçmişleri yanıyor, geleceklerindeki ışıklar birer birer sönüyordu. Karabük Köyü şeffaf siyah bir yas tülüne bürünmüş, dökülen göz yaşları yanan ağaçların üzerinden toplanmış, ölüm yasını taşıyan dağ etekleri kimsesizliğe ve acıya ağlıyordu . Bu hüzne birebir tanıklık ettim, turistler yanan ormanların arasında rafting yapacakları nehirlere ulaşmaya çalışırken köylüler bir orman katliamının cenazesini kaldırıyor…Her yer simsiyah…Her yer gece karanlığı…

Hayatını ve yaptıklarını her zaman örnek aldığımız ve alacağımız Atamızın bir ağaçtan vazgeçmek yerine gerekirse evinden vazgeçeceğini dile getirmesi günümüzde yapılanlara bir örnek oluşturabilecek niteliktedir.Ormanlarımız ve içinde barınan yabani hayvanlar doğal ortamlarında acımasızca yakılıyor, asırlık ağaçlarımıza göz göre göre kıyılıyor,; ama çok azımız bu konuda sesimizi çıkarıyoruz. "Son nehir kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde, son balık tutulduğunda, beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak, ama çok geç olacak…" diyor bir Kızılderili atasözü!..Bu sözün bizi şimdiye kadar kendimize getirmesi lazımdı. Orman yangınlarının ve çevre felaketlerinin böyle devam etmesi demek iklim değişikliği ve kuraklığın geleceğimizi tehdit etmesi demektir.Bu uğurda sesini çıkaran en büyük kuruluş 1992’de bir toplum ve çevre gönüllüsü olarak hizmete başlayan TEMA.Çok büyük başarılara imza atan kuruluşa yardım eli uzatan birey sayısı yetmiş milyonluk Türkiye nüfusunun sadece üç yüz bini…Sizce de çok az değil mi?TEMA’ya yardım, sadece para vererek değil fidan dikimlerine katılarak, dikimlere uygun yerler bularak da mümkün olabilir.Hepimizin geleceğine bir fidan dikecek kadar vakti vardır değil mi?..Bugün bu yazıyı okuyan herkes bir fidan dikse ya da dikilmesine aracılık etse yanan her ağaç yeniden dirilip yaşam bulacaktır…Bu yangın sönecek, sönmeden gitmek yok dediler zor da olsa başardılar; bu ormanlar yeniden dirilecek, yeni orman yaratmadan gitmek yok diyoruz…Başarmaya kararlıyız, tükettiklerimizin yerine yenilerini koyma vakti…Değil mi?

Düşünceleriniz ve düşüncelerimiz mürekkep izimiz olsun, Hoşçakalın!... Sevgiyle kalın...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sinmiş kül kokusu üzerimize Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sinmiş kül kokusu üzerimize yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sinmiş Kül Kokusu Üzerimize yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
26.2.2012 23:53:53
Maalesef tüketim toplumu olup çıkmış durumdayız. Ne yeşillikler umurumuzda, ne de kirlettiğimiz denizler yok ettiğimiz canlı türleri. O tokatı bekliyoruz hepimiz, ama kendimize gelmek için değil, topluca yok olup gitmek için :(

Güne gelen yazınızı kutlarım ,

Sevgiler,
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
26.2.2012 21:20:12
Maksadı çok güzel bir çalışma. Ne yazık ki bu tip sosyal projelerde pek etkin bir toplum değiliz. Artık insanları köydeki bahçelerine meyve ağacı bile dikmiyorlar ne yazık ki...

Peygamber efendimizin bir sözü: "Kıyamet günü elinizde bir hurma fidanı varsa hemen dikin." Ağaç dikmek dinimizce de bu kadar önemsenmiştir.

İnşallah yeni nesil daha duyarlı olur.
,
Kutluyorum.
Hüseyin TOPHAN
Hüseyin TOPHAN, @huseyintophan
25.2.2012 23:53:22
çok hoş bir yazı okudum kutlarım sizi sevgiyle kalın Bogazın kıysıından slm
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL