Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
asran
asran

İŞARET PARMAĞIMIN UCUNDAKİ BULUT...

Yorum

İŞARET PARMAĞIMIN UCUNDAKİ BULUT...

8

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

994

Okunma

Okuduğunuz yazı 11.1.2008 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

İŞARET PARMAĞIMIN UCUNDAKİ BULUT...




Kalem varsa kedere kelamımız var demektir. Önü arkası sobeli bir aşkın artıklarıyız. Neyimiz varsa dilimizden dökülüp gidiyor birer birer. Gönlümüzden dökülen kırıklarımız gibi, kırgınlıklarımızda dökülüyor ses etmeden.


"Alınganlığım" diye sızlandı. Yegâne sıkıntım, yegâne kusurum belli ki. "Bu kadar çıtkırıldım olmak zorundamıydım?" diye geçirdi içinden. Annem söylerdi ya hep ve her duyduğumda düşerdi ya gözyaşlarım, böyle olduğuma. İşte işaret parmağıyla sekiz yaşımda gösterdiği aynı bulut, geçiyor gökyüzümden. Bak bu senin nem kaptığın bulutun demişti ya hani. Sonrasında her alınganlık ettiğimde, en yakın pencere kenarına gidip seyretmiştim ya aynı bulutu gözlerimdeki yaşların ardından.

Neydi bu kadar alıngan olmama sebep ve neden bu kadar kolay kırılıyorum ki sana. Sanırım bu kadar çok seviyor olmamın, bunda ciddi bir etkisi var. Oysa sen bu kadar sevilmek istemediğini söylüyorsun. Kırılıyorum evet, yüzüme bakmadan etrafı seyrederek konuşman içimi parçalıyor, sanki başkalarıyla olmak istediğin anlamını çıkarıyorum içimden. Hâlbuki ben seninleyken senden başka bir şey düşünemiyor ve seyrine doyamıyorum, seninde aynı halde olmanı ne kadar çok istediğimi bilemezsin. Anlayışlı olmam gerektiğini biliyorum fakat seninleyken, sırra kadem basıyor anlayışlı oluşlarım ve ben nereye gittiğini hiç bilemiyorum. Karşında dururken, ellerimin titremesi, gözlerimin adımlarımı izlemesi ve sağa sola çarpa çarpa yürüyüşlerimi engelleyemiyorum. Sen bu kadar rahatken ben neden bu kadar heyecanlıyım bir bilebilsem.

Dün buluştuğumuzda başımı kaldıramadan sorduğum bu sıkıntıma verdiğin cevabı düşünüyorum, son on sekiz saattir. “Her insanın aşkı bir yaşayış biçimi var, bu kadar zorlama kendini sakin ol” demiştin ya yemin ediyorum söz vermiştim kendime, ta ki sen ellerimi tutana kadar. Ama ellerimi tuttuğunda tüm kontrolüm yeniden sana geçiverdi ve ben bir türlü engel olamadım çırpınan yüreğime. Şimdi yalnızca düşünüyorum. Sende kalan aklımla neler yapıyorsun acaba gecenin bu saatinde. Ya boynuna iliştirdiğim kahve kokulu bakışlarım, gülümseyişinle dudaklarına boyanan mutluluğum… Sahi neler yapıyorsun gecelerin karalarında, ismini “bensiz” koyduğum zamanlarında. Hani, “kader karşılaştırdı bizi, alınyazımsın sen benim” diyorsun ya, bende görmek istiyorum alnıma yazılan ismini. Sana geleceğim günlerde ve sana gelinmeyecek günlerde durmadan aynalara bakıyorum. Hayır, sakın süslenip salındığımı zannetme, sade ve sadece alnımdaki ismini görmek için kenara topluyorum kâküllerimi. Göremiyorum ama ismini. Göremiyorum alnımda, tek bir harf bile yok. Senin gördüklerini görmeyi ne çok istiyorum bir bilsen. Senin baktığın gibi bakmak istiyorum dünyaya, senin izlediğin gibi bulutların peşine takılıp gitmeyi istiyorum. Bırakma ellerimi diye bağırıyorum içimden her defasında. Duymuyorsun hiç haykırışlarımı. Kuşların isimlerini öğretiyorsun ya bana tek tek gösterip, o kuşların kanatlarındaki bir teleğe tutunup sana uçmayı istiyorum.

Bu sabah uyandığımda ismini sayıklar buldum yine kendimi. Yine bir sabaha ismini anarak uyandım anlayacağın. Bildiğim bir şey varsa hiçbir şey bilmediğimdir demiştin ya, haklısın. Bana dair bilmediğin o kadar çok şey var ki. Nasıl geceleri dualarımda isminden başkasını geçirmediğimi, güne isminle başladığımı da bilmiyorsun. Bazen tuhaf kâbuslar gördüğümü, bir balkondan düştüğümü uzun uzun, ama düştüğüm yerde beni beklediğini, gülümsediğini gördüğümü bilmiyorsun mesela. Kan ter içinde uyandığımda yastığıma sen diye sarıldığımı, uzak zamanlara giderken ve gelecek zamanların birinden çıkıp gelmeni beklerken, seni ne kadar çok özlediğimi hiç bilmiyorsun.

Sana dair ben de çok fazla bir şey bilmiyorum üstelik. “İmam bayıldı”ya bayıldığını, gözlerinin arkasında pırıl pırıl hayran olduğum bir zekânın saklandığını, eve bırakırken gözlerinde bulduğum o büyük merhameti, anneni ne çok sevdiğini, bir zamanlar âşık olduğunu ama yazık ki yollarınızın ayrıldığını, kışın bile ellerinin sıcacık olduğunu ve birkaç önemsiz ayrıntıdan daha fazlasını bilmediğimi kabul ediyorum. Yastığında kalan kokuyu özlüyorum geceleri. Benim yastığım ismin kokmuyor.

Üzülmeyeceğim ama sensiz kaldığım zamanlarımda, söz veriyorum sana. Senin de söylediğin gibi “vatan borcu” elbette. Sayılı gün çabuk geçermiş öyle söyledi annem. Saymaya başladım bile çoktan. Sensiz birinci gün, sensiz ikinci gün, sensiz üçüncü gün… Sensiz günlerimi biriktiriyorum bu kavanozun içine. Mavi cam boncuklar aldım kendime bunu da bilmiyorsun sen. Sensiz günlerin başı gittiğin gün değil, yolun göründüğü gün asıl hasretin ilk günü. Ben daha sen buradayken saymaya başladım bile hasretini. Döndüğünde, yani sensiz son günün ardındaki o ilk gün, tüm boncuklardan bir çerçeve hazırlayacağım kocaman düğün fotoğrafımız için, birazını doğacak oğlumuzun mezuniyet fotoğrafının çerçevesine, birazını da kızımızın doğum fotoğrafının olduğu çerçeveye saklayacağım ama. Nazardan saklasın Yaradan diye dualarımla çevireceğim çerçevelerin etrafını. Evet, değil mi ki hayattayız bitecek nasılsa sayısını baştan hesap ettiğim tüm günler. Döndüğün gün olacak asıl düğünüm, bayramım, doğumum, hayatımın başladığı o en güzel zaman. Nasıl bir şenlik yaşayacak başını kaldırıp yüzüne bakmaya utanan ve ismini söylediğinde mutluluktan gözleri ışıldayan bu küçük hanım. Ve senin döndüm diyeceğin o güne kadar şu işaret parmağımın ucunda durup beni gözetleyen buluta yol vereceğim söz veririm. Büyütebildiğim kadar büyüteceğim gamzesine öpücüğünü kondurduğun küçük hanımı.

Gecenin bu karanlık zamanında yine sen vardın işte aklımda ve sana döküldü tüm harfler kelimelere dönüşüp satır satır sana yazıldım yine ve hiç aklımdan çıkarmadan bana bağışladığın tüm sabah düşlerimi alıp yatağıma gideceğim. Yine tüm dualarım rüyalarımda olmana hayallerimden çıkıp gerçeğim olmana dair olacak. Uyu sende ismini “bensiz” koyduğum bu zamanın bir yerinden bir yol bulup.
Uyu ki geceler kolay geçsin hiç değilse.

İstediğin tek yastığı söyledim anneme. Çok sevindi ve güldü bana. Ne kadar şanslı olduğumu söyledi. “Bir yastıkta kocayacaksınız demek, ne güzel” dedi sonra.

Sahi bir yastıkta kocayacağız seninle değil mi. Ne güzel bir ihtiyarlık olacak seninle. Yaşamaya yaşlanmaya değer bir sen varsın ya iyi ki de varsın ya. İkimizlik tüm zamanların hayaline dalacağım birazdan. Ama önce hayalinin yanaklarını öpesim geldi kızma bana olur mu?

İyi uykular, gündüz düşüm, iyi uykular gecemin hasretliği…

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İşaret parmağımın ucundaki bulut... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İşaret parmağımın ucundaki bulut... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İŞARET PARMAĞIMIN UCUNDAKİ BULUT... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
SelamiSevinç
SelamiSevinç, @selamisevinc
12.1.2008 17:37:23
10 puan verdi
herzaman olduğu gibi 'yine olmuş' demekten ve içimin yangısında birde sevgili asran seni geç keşfedebilmenin üzüntüsüyle boynumu büküyorum

Yüreğine sağlık sevgili ustam
ufurmelerim
ufurmelerim, @ufurmelerim
12.1.2008 06:25:07
“İmam bayıldı”ya bayıldığını

ben de bayılırım!
tebrik ederim...
azzeki
azzeki, @azzeki
12.1.2008 03:27:21
Bu kendi masalını fısıldayan Pamuk Prenses...Nerde olsa tanınıyor büyülü sesinden...Ve hep mutlu biter masallar, istisnası yok...
Kyrie
Kyrie, @kyrie
12.1.2008 00:36:15

Öylesine içten bir yazı okudum ki...

Bir çırpıda bitiverdi, yüreğimde hüzünlü ama umutlu bir tebessüm bırakarak.

Tebriğim çok.

Saygımla...
Zekeriya EFİLOĞLU
Zekeriya EFİLOĞLU, @zekeriyaefiloglu
11.1.2008 14:01:06
Sevmek insanın kendi kendisini aşmasında gizlidir. O zaman karşılık beklemeden sevmenin seyrülseferi tamamlanmış olur. O zaman, diller aşka gelmeden yüreğin volkanıyla parıldayan gözler konuşur. İnsana hayat veren, onu kendi çıkmazından kurtaran, yüce ve asil bir varlık haline getiren düşünüşün yaşama geçirilmiş kompozisyonunu sergilenir. O zaman teslim olmuştur tüm isyankar duygular. İşte o zaman mutmain olmuştur, şehvet ateşinin kor haline getirdiği maşuklar.

BÖYLE AŞKA EN KÖTÜ İHTİMALLE BU DENİR....

SAYGILARIMLA
pelin
pelin, @pelin35
11.1.2008 13:26:44
Bu sabah uyandığımda ismini sayıklar buldum yine kendimi. Yine bir sabaha ismini anarak uyandım anlayacağın.

İşte bu cümleye takılıp kaldım ben...
Ne kadar da güzel ve duygulu yazmışsınız, ellerinize ve yüreğinize sağlık...
emre_onbey
emre_onbey, @emre-onbey
11.1.2008 11:53:52
"Sahi bir yastıkta kocayacağız seninle değil mi. Ne güzel bir ihtiyarlık olacak seninle. Yaşamaya yaşlanmaya değer bir sen varsın ya iyi ki de varsın ya. İkimizlik tüm zamanların hayaline dalacağım birazdan. Ama önce hayalinin yanaklarını öpesim geldi kızma bana olur mu?"
-sevgili dostum şimdi kızdım sana...aynı anlamı taşıyan bir yazım var, daha yayınlamadım...aynı şeyi düşünüp yazdığımıza inanamıyorum :)))benden önce davranmışsın...

sevgilerle dost....başarılar...
beyzade
beyzade, @beyzade
11.1.2008 10:49:02
10 puan verdi
İyi uykular, gündüz düşüm, iyi uykular gecemin hasretliği…

müthiş bir yazı, sevgi ve hasret damlıyor. Hep uğruna güzel yazı yazılan bayanlardır derdim ama açıkçası bunu görünce hayran kaldım ve sevdiğim tarafında böyle sevilmek ve ....... neyse
harikaydı sol yanıma dokundu aldı götürdü beni benden...
tebrikler ve günümün yazısı olarak ilan ediyorum teşekkürler kalemdaşım:)))

beyzade tarafından 1/11/2008 10:50:12 AM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL