Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
sami biberoğulları
sami biberoğulları

ŞANZIMAN SU KAYNATTI

Yorum

ŞANZIMAN SU KAYNATTI

12

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1556

Okunma

ŞANZIMAN  SU  KAYNATTI

ŞANZIMAN SU KAYNATTI



Selami onuncu kez girdiği KPSS sınavında nihayet 90 ın üzerinde puanı tutturmuş ve Mal Müdürlüğünde Tahsilat Memuru olarak göreve başlamıştı. Artık evlenebilirdi. Çünkü bir işi gücü vardı ve yaşı otuzu geçmişti.

Anne ve babasının uzun arayışları sonunda hemşerileri olan Rasim Emminin güzel Kızı Münevver’e talip oldular. Münevver, ailece işçi olarak çalıştıkları o çiftlikte koyun ve inek sağmaktan illallah ettiği ve her Allah’ın günü o tezek kokularını ciğerlerine doldurduğu yetmiyormuş gibi azgın boğaların tacizkar bakışları, hatta ara sıra boynuzlarıyla kıçına attıkları çentiklerden fazlaca bıkmış olmalı ki Selami’nin –Anne ve babası vasıtasıyla- yaptığı evlenme teklifine düşünmeden ‘’eveeeetttt ‘’ dedi. Varsın Selami biraz saf ve bir kolu çolak olsun ne çıkardı.


Evliliklerinin ilk beş-altı yılında seri imalata geçtiler. Bir, iki,üç derken dördüncü çocukları da yer yüzünü şereflendirince Münevver dayanamadı artık.

-Selami. Artık yeter. Gel bir araba alalım. Böylece ne sen bana bin ne de ben sana. İkimiz de arabaya binelim. Hem bu çocukları taşımak da baya zor oluyor artık.
-Haklısın Münevver de benim kol sakat, sende de okuma yazma yok. Ne’tçeeez. Nasıl alacaz ehliyet?
-Sen o işi bana bırak. Alacam ehliyeti.

Münevver Halk eğitim merkezinin açtığı okuma yazma kurslarına gitti. Ali’yi ata baktıramadı ama bir kaç ay içinde önce I. Kademe, sonra da II. Kademe Okur Yazar Belgesi aldı.

Okur-yazar belgesinin alındığı gün Münevver, Manifaturacı Hüsnü’den - parası gelecek ay ödenmek üzere- kendisine ve çocuklarına esvaplar aldı. Süslendi, püslendi. Güzel bir pasta yaptı. Evi grafon kağıtlarıyla süsledi. Bir de kocaman pankart hazırladı. Bu güzel günü çok iyi bir şekilde değerlendirmek istiyordu.

Selami akşam kapıyı çalınca dört çocuğunu da sıraya dizdi ve kapıyı açtı. Selami’nin boynuna sarıldı.Yanağına kondurduğu kocaman bir öpücük Selami’nin suratında kocaman bir ruj izi bırakmıştı. Selami de karısını aşk ile, şevk ile öptü. Abdesthane ibriği gibi sıralanmış evlatlarının başlarını okşadı ve içeri salona geçti. Biricik aşkı Münevver’in buram buram aşk ve ihtiras kokan pankartını gördü ‘’SEVİNİM SNİ ÇK SVYORM’’ ‘’ Bir tanem benim yaaa, okuma yazmayı öğrendiği gibi şifreli yazı yazmayı bile öğrenmiş. Acaba ne diyor ?‘’ Diye düşünmeye başladı. ‘’ Neyse ne neticede benim için hazırlandığına göre mutlaka güzel bir şeydir’’ diye üzerinde fazla durmadı.

O yazının üzerinde fazla durmadı ama Münevver’in üzerinde çok fazla durdu o gece. Böylece beşinci çocuk da yola çıktı.

Okuma yazma belgesi tamam olunca Münevver bir şoför eğitim kursuna katıldı. Kursun müdürü olsun, zaman zaman o kursta sınavlara giren trafik polisleri ve kursun öğretmenleri olsun hepsi Selami’nin tanıdığı insanlardı. Az mı kurtarmıştı Selami onları olmayacak vergi borçlarından O bakımdan Münevver’in sınavları atlatması hiç de zor olmadı. Tek bir soruyu bile okumadan Motordan 90, İlkyardımdan 80, Direksiyondan ise 100 tam puan almıştı. Özellikle direksiyon sınavında yanına oturan Trafik polisi ‘’ Ablacığım Allah aşkına durdur şu arabayı bak seksen vereceğim, Abla durdur bak doksan oldu ‘’ diye bağırmış. Münevver’in ‘’Debriyaja o kadar basıyorum basıyorum durmuyor ben naapıyım ‘’ demesi üzerine garibim polis. ‘’Abla en sağdakine bas en sağdakineee’’ deyince ve de hayat memat meselesi deyip ‘’Tamam abla yüz verdim ‘’ dedikten sonra durabilmişti araba.

Artık ehliyet de alınmıştı. Eğer Münevver’in içinde beş numaralı velet olmasaydı o akşam altıncı da yola çıkıyordu kutlama yapalım derken.


Sıra artık bir araba satın almaya gelmişti. Önce bir Hacı Murat aldı Selami. ‘’ Karıcığım, bununla iyice ustalaş, bunu vur, parçala haşadını çıkar şoförlüğü iyice pekiştirene kadar. Sonra daha iyi bir şey alırız ‘’ demişti . Münevver şoförlüğüne dil uzatılmasına fena halde içerledi ama fazla da ses etmedi. ‘’Atla arabaya da gör şoförlük nasıl oluyormuş’’ dedi sadece. Selami önce evlatlarının tamamını Hacı Murat’ın bir kilometre ötesinde güvenli bir alana taşıdı. Sonra çevredeki tüm canlı varlıkları kovaladı.Daha sonra yedi ayetel kürsi , üç kulhuvallah, bir elham okuyarak arabanın ön koltuğuna oturdu.

Münevver anahtarı sokup kontağı çevirdi. Sol ayağıyla debriyaja abanırken sağ ayağıyla gazı kökledi. Vitesi dörde alaraktan uçuşa hazır hale geldi. Hacı Murat rodeocu atı gibi sallanmaya başladı.Münevver her iki ayağını da bütün pedallara basıp vites kolunu şekilden şekle soktuktan sonra nihayet asfaltın anasını ağlataraktan arabayı yürütmeyi başardı. Caddede karınca da dahil tek canlı yoktu. Tüm canlı varlıklar hayret, ama daha çok dehşet içinde bu Michael Scuhhammer’i seyre dalmıştı.

‘’ Çok susadım ‘’ dedi. Münevver. Haklıydı elbette. Büyük bir heyecan yaşamıştı ve yaşatmıştı. Bir elini kocasının omuzuna koydu ‘’ Nasıldım ama ‘’ derken, Öteki eliyle de arabanın torpido gözünde su arıyordu. Aradığı suyu buldu sonunda ama arabanın torpido gözünde değil. Kocasının ‘’dikaaatttt kanaallll’’ demesine fırsat kalmadan sulama kanalı içerisinde bol bol su içiyordu artık.


Sonraki günlerde Hacı Murat önce bir kaç kez daha gazi oldu, daha sonra da ebedi hayata irtihal eyledi. Artık kaportacılar, motorcu ve boyacılar, tüm sanayi sitesi onlar arabayı götürdüğünde kepenk indirme eylemi yapmaya başlamışlardı.

Selami’nin gözü korkmuştu ya Münevver’in gözü fazlasıyla karaydı. Hem Selami’yi kafaya almak o kadar kolaydı ki. O günün akşamında altı nolu velet yola çıkarken ertesi günün sabahında kapıya bir Broadway dayandı. Ama Selami bu sefer kararlıydı. Öğretecekti eşine trafik kurallarını, işaretleri hiç olmazsa. Bu Hacı Murat’a benzemezdi. Dünyanın borcuna girmişti Broadway’i almak için.

Karı-koca arabaya bindiler ve Münevver her zamanki gibi asfaltı kazıya kazıya bir kalkış yaptıktan sonra yola koyuldular. Yolda Selami başladı sormaya:

-Hanım şimdi bak ileride kırmızı yandı. Ne demek o?
-Geç demek.
-Allah Allah..peki sarı yansaydı?
-Yavaşça geç.
-Ya yeşil yanarsa?
-Son sür’at geç.

‘’ Eyvaaahhh ‘’ diye düşündü Selami. Farkında olmadan bir cenaze arabasına binmişti.

Daha sonra yoldaki işaretleri sormaya başladı.

-Hanım şu işaret ne?
-Dikkat deve çıkabilir.
-Ne devesi yahu ona kasis denir. Nereden çıkartıyorsun deveyi.
-Baksana deveye benziyor.
-Peki şu ne?
-Amaaannn neyse ne . Ben en çok üzerinde çatal-bıçak olan trafik işaretini seviyorum.


‘’Anlaşıldı hapı yuttuk ‘’ dedi Selami. Hele bir de Münevver iyice gaz pedalına abanınca Kur’andan bildiği bütün ayetleri okumaya başladı. Derken arabadan birden dumanlar yükselmeye başladı. Münevver sağa çekip bir çam ağacına hafifçe dokundurduktan sonra arabayı durdurdu.

Selami sordu:

-Ne oluyor hanım? Bu duman ne?
-Bilmiyorum defransiyeli açıp bakacağız artık.
-Kaputu demek istiyorsun sanırım.

Kaputu açıyorlar. Eeee ‘’ne de olsa motor sınavından doksan almış. Mutlaka anlıyordur arızanın ne olduğundan.’’ Diye düşünüyor Selami.

-Problem neymiş?
-Balatalar meme yapmış sanırım.

Selami de araba milletinin derdinden anlamadığı için ‘’ Lan nasıl da bildi maşallah, maşallah . Trafik kurallarını, işaretleri bilmiyor ama motor konusunda maşallahı var hani’’ diye düşünmeye başladı.

-Eeee..Ne yapacağız peki?
-Akünün kutup başlarını temizleyeceğiz.
-Hımmm iyi öyle yapalım madem.

Münevver bujiyi yerinden söküp biraz üfledikten sonra tekrar yerine takıyor. Kaputu kapatıp arabayı çalıştırmaya gayret ediyor ama nafile. Arabadan hiç ses gelmiyor.

-Ya Münevver senin biraderi arasana cep telefonundan. Ona anlat durumu. Daha olmazsa gelsin bize yardıma.

-Ben de hallederim ya alet edevat yok. Neyse tamam arayayım biraderi.

Arabaya girip cep telefonunu buluyor ve kardeşini arıyor.

-Alooo…Birader biz Kızılçam yolundayız. Arabanın şanzımanı su kaynattı. Acele aletlerini al yardıma gel.

Telefondan kaynının sesini duyuyor Selami.

-Tamam abla. Gülmekten gebermezsem ya da gülerken yolda bir kaza geçirmezsem on dakikaya kadar oradayım.

-Ayol manyak bu benim kardeşim. Kakasında boncuk görmüş sanki. Ayol nesi var şimdi benim anlattıklarımın. Neye gülüyor ki bu salak.

-Ya boş ver be hanım. Madem şanzıman suyu kaynattı. Hazır yanımızda sallama çay da var. Şuradan iki çay yap da şu nefis çam ormanında güzelce içelim baş başa..

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Şanzıman su kaynattı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Şanzıman su kaynattı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ŞANZIMAN SU KAYNATTI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Fikret Yılmaz Çavdar
Fikret Yılmaz Çavdar, @fikretyilmazcavdar
28.1.2012 18:20:50
Nefis bir gülmece öykü olmuş öğretmenim...
Bir an yıllar önce arkadaşlarla anlaşarak ,ehliyet kursundaki öğretmeni kızdırdığımız günler aklıma geldi.. Öğretmen sordukça farklı cevaplar veriyorduk...Kaygan yol işaretini gösterince "Sarhoşlar için yol", zincir takılı tekerleği gösterince " Düğün var" [ Hakikaten davula çok benziyordu o işaret] deyip gırgır yapıyorduk.. Sizin öykü her yönüyle zengin ve harika olmuş.. Kutluyorum.
SEVİLAY DİLBER
SEVİLAY DİLBER, @sevilaydilber
25.1.2012 20:47:34
vallahi hocam süpersiniz..
gülmekten karnıma ağrılar girdi..
hay allah razı olsun sizden..
kendi yazdığım öyküler az kaldı kafayı yedirttirmek üzereyken sizinkiler hızır gibi yetişti..
selam ve hürmetler efendim..
Etkili Yorum
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
25.1.2012 17:26:08
Biri beni durdursun, şimdi komaya gireceğim gülmekten.
Süpersin Sami abim Süpeeeeeer!!!

Kalemin, o espirileri üreten beynin dert görmesin emi :)))

Billur T. Phelps tarafından 1/25/2012 5:26:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
25.1.2012 15:49:04
selaminin işi zor gardaş...nüfusu artıyor...münevver devamlı kaza yapıp duruyor...daha sonu var gibi....çaydan sonra bakalım ne olacak...yedi numara yoldada giderken üzücü bir kaza olmasa...yazıların tiryakilik yaptırdı hocam bilesin saygılarımla
İbrahim ERZURUMLU
İbrahim ERZURUMLU, @ibrahimerzurumlu
25.1.2012 13:19:52
değerli abim böylesine güzel ve acayib'ül garaip derecede mizahi yazılarından kendimi mahrum ettiğim için kendimi kendime karşı affetmiyorum...Selamiyeda acıdım şerefsizim...bin bin nereye kadar...öylesi arabayı süren kadının arabasına binilrmi? selamlar abican
Erzurumlu Selim
Erzurumlu Selim, @erzurumluselim
25.1.2012 12:47:55
10 puan verdi
Değerli yazar, belliki mizahı çok iyi kullanıyorsunuz. Özellikle etrafı gözlemleme yeteneğiniz üst seviyede bunu şu ifadeden iyi anladım ve hilafsız yarım saat güldüm...

"Abdesthane ibriği gibi sıralanmış evlatlarının başlarını okşadı ve içeri salona geçti."

Müthiş bir tanımlama...sizi canı gönülden tebrik ediyorum...Selamlarımla

Hasan Özaydın
Hasan Özaydın, @hasanozayd305n
25.1.2012 11:22:14
Kadınlar daha dikkatli şöför diyenlere mi?Tebrik ederim saygılarımla hocam.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA, @erayozgorsarikaya
25.1.2012 08:45:49
en çok beu yazınıza güldüm çok güzeldi ben bukadar kötü şoför değildim anahtarı elimden aldılar helal olsun münevvere araba kullanmasından dolayı helalolsun selamiye bukadar kör aşık olmasından dolayı
daha burda bitmemiştirbu hikaye bence tebrikler
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
25.1.2012 08:02:17
evet yine güzel anlatımdı
harikazınız siz gülümsettiniz yine
saygılar benden
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
25.1.2012 07:52:51
Baştan sona gülümsettiniz. Anlatma yeteneği bu olsa gerek. Kutlarım Sami Bey. Selamlar.
glenay
glenay, @glenay
25.1.2012 00:28:02
Gülümsettiniz yine. Yıllar önce ehliyet almak için sınava giren ve torpille ehliye alan iki kız kardeşimi hatırladım. üstelik küçüğü üniversite bitirmişti ve arabasına binmek demek nerdeyse ölümü göze almak demekti.en son İki yıl önce yaptığı kazadan korktu da arabayı yeğenlerime bıraktı çok şükür.

Tebrikler, güzeldi..

Selâm ve saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL