Renkli...
Renksiz...
Varoluşçular geldi. Böğrüme bir dümsük vurdu ilk gelen.
Yalannan da, ne durersin burda, dedi. Yolun yarısı renkliydi yarısı renksiz. Renkli sahana geçsene demedi mi? Yalandan!
"Dur, dur!" dedi. Durdum.
VAROLUŞÇULUK NEDİR? diye, soru sordu.
Ben biraz tiksindim bu kavak kılıklıadamdanya. Haydi hayırlısı.
- Renkli sahaya geçsene birader. Sende zevk yok mu?
- David Hume’ musun sen. dedim. Ey demiş miyim?
- Varoluşçuyuz biz. dedi.
David Hume duyular sağlam olmak kaydıyla sağlam analiz yapılabilir.... demiştir, DEMİŞ kelimesini Varoluşçu tamamladı, kelime ağzımdan çıkmazdan daha!..
İyi öyleyse, size İzlenimci demek doğrusuymuş ha?
Tabii ki de... pişkin pişkin tabii ki de bir gene dediya?
RENKLİYDİ...
RENKSİZDİ...
BİY ATAMIN GORU, ATAYIN DA!...
Ele değil ema ele olsun! Deeee, ele olsun!
" LA HAVLE LA KUVVE!" yi çekti ve sözleri sırımla sıraladı: Yol’a yıldırım vurmuş gibiydi! dedi.
Lafları önceden dizmişti. Bunun huyuydu. Dinler, dinler kurğuşun gibi patlardı. Tappança diyersen ki!..
- Ya taaccüp etmemiz yolaydı. Yolun sen... yolu ikiye ayırmışlar dersin!
- Yarısı renkliydi; diğer yarısı renkliydi!
- İki tarafıda derken renkliydi... kesik çizgi boyunca mıydı ayrım?
- Heee! sen ordaydın mı?
- Ben bu köyden elli senedir çıkmamışım berke!
- Çizgiler iki alemi ayırıyordu zanarsın! Bir tarafı renkliydi; bir tarafı renkliydi.
- Ola sen ne diyersin, doğru desene de ki ağnıyak!
- Kavram geliştiremiyorum evi yıkılan birez beklesene....
- Sahi VAROLUŞÇULUK nedir?
- Bunu bilirem. İnsanculuk herşeyden önce gelir diyen düşünce düzenidir.
- Misallendirebilir misin?
- Masayı aha bu kahvehanenin masa kabul et! Hele dokun vicdanan!
- Dokundum, renkleri görüyorum. Elimle tahtasını sıkıyorum Navolmuş ola!
- Sabretsene babası sağ az bişen!
- Temam mı!
- Şimdi tecrübe ettiğin herşeyi sil kafandan. Geriye ne kaldı.
- Hiç birşey kalmadı. Masa fikri zihnimde kaldı birce o!
- Ha, varolçuluk masanın fizik varlığını değil de zihin varlığının önce geldiğini söyler.
- Ola bu Vesilecilik değil mi? Edmund Husserl’in görüşü. Bizi annamaz yerien koyup aklına geleni sokmayasın?!..
- Vesilecilikten varolmadı mı varoluşçuluk.
- Heee!
- Ben de onu diyerim me!
- Şimdi oldu. Neye dörün körpe salersin oğlum. Kızacak ne var?
Anlanacak şey: İnsancılık öznelliktir ve öznel -insan’a ait herşey fizikaleme dair herşeyden evel öge gelir. Varoluş böylece insancılıktır, desen be kardeşlik. çek- uzun etmeye ne hacet, seni sağolasın!
Yolun yarısı renkliydi mavi renklerle elvanıktı. Mavi renkli eksenin diğer kısmı bu renkte değildi.
" BEN NE DEDİM Kİ? "
Eksenin beri yanı turkuaz mavi mor ile nihayet buluyordu. dedim.
Klasik modle tanımlarını anlatmayacağım. Modle derinliği veya uzayı ifade eden renk tabakalarıdır. Tek renkle yapar bunu.
Bizim sabahtan beri odakaltına almaya çalıştığımız espiri bu. Modülasyon derinliği tek rengin açığı veya koyuluğuyla vermek değildir. Modle de olduğu gibi. Modülasyon açıkları başka renkle, ortaları başka renkle, koyuları bir başka renkle verme sanatıdır.
Modülasyondan sonra gözlerimiz renk gördü. Gözlerimiz bayram etti.
Beni bir dinlesez. Ben neler anlatacağım size ki; renk üzerine hiç duymadığınız şeyler’i...



yalçıner yılmaz
17-01-2012
ardahan