Şırnak İlimizin Uludere’si.... Askerlik görevini yapan Mehmetçikler , öğretmen ve diğer devlet görevlilerinin ’ nereden verdiler beni bu yerlere’ diye kaderine küfredek gitikleri ve bir an önce ayrılmak istedikleri..Doğunun en doğsu...Güneyin en güneyinde bir yer...Altı sene görev yaptığım Batman’da adını sadece yaktığım kömür dolayısıyla bildiğim bir yer... O zamalar Mardin iline bağlıyken sonra oradaki muazzam gelişmeler !!! sebebiyle il yapılan Şırnak’ın Uludere ilçesi...

İşte o ilçede bu gün bir şeyler yaşandı...Bir şeyler öldü mü desek daha doğru olacak yoksa?...Yok yok o da olmaz...Orada insanlar öldü...Yaşları en fazla otuz, en az on üç olan otuz beş kişi öldü...Daha doğrusu öldürüldü.

Öldüren kim?: Devlet....İyi de devlet vatandaşına karşı katliam yapmaz...Bu işte bir yanlışlık var....Mutlaka devletin varlığına kast etmiş hainler olmalı bu otuzbeş kişi ki öldürülmeyi hak etmiş olsunlar...İyi de be kardeşim hainlerin en hainini bile en güzel ve lüks ceza evinde tam konfor içinde yaşatığımıza göre biz öyle hainlerini öldüren bir devlet de değiliz...Eeee o halde bu otuz beş kişiyi neden öldürdü devletimiz?

Yahu ÖSS de bile sorulmaz böyle soru....Neyse şıklara bakalım bari...

a) Onları bu vatana ve onun bölünmez bütünlüğüne kast eden düşmanlar zannetti b) ’Sınır bölgesinde gezip tozmayın oralarda dolaşmayın diye binlerce kez uyarılmıştı. Bu insanlar söz dinlemediler ve cezası olarak da öldürüler...Oh olsun. c) Savaş uçakları o bölgede tatbikat yaparken bombalar yanlışlıkla düştü. d) Devletin zaten kürtlere gıcığı vardı bu arada kürt katliamı da başlatmıştı...Eh orada da bir grup insan görünce savaş uçakları ’ Elimiz değmişken şunları da yok edelim ’ dediler...e) Bütün bu olanlar yabancı parmağı...Ülkemiz üzerinde emelleri olanların tezgahı...

a Şıkkı karışık biraz onu sona saklayalım....

b şıkkına geçelim. O insanların, sınır boylarında, sık sık terör örgütünün ülkeye sızdığı yerlerde ne işi vardı? Hakkaten de ne işeri vardı oralarda?...
-Karı, soğuğu, ayazı, kurt saldırısını göze aldıklarına göre ve tepelerinde dolaşan bomba yüklü jetlere ve dahi bunca uyarıya rağmen ne işleri vardı o insanların oralarda?

-Cevap : Günlük otuz lira yevmiye karşılığında bir takım ağalar, beyler için kaçakçılık yapıyorlardı.

-Hımmm demek ki suç işliyorlardı.

-Yav ne suçu adamlar ekmek derdinde...Bildikleri, tanıdıkları başka geçim yolu yok... Tamam yaptıkları bir suç da sen ne diye onları kaçakçılıktan alıkoyacak tedbirler almazsın devlet olarak.

-Orayı karıştırma

-Tamam karıştırmayalım....Kaçakçılığın cezası nedir? : Dört yıl hapis cezası ...Eee o zaman ne diye öldürüyorsun kardeşim?

-Ne malum kaçakçı oldukları?

-Hımmm haklısın....Devlet, batı ve kuzey doğu sınırlarındaki kaçakçılarını öldürmediğine göre demek ki güneydoğudaki kaçakçılarını da kaçakçı oldukları için öldürmedi. O halde bu şıkkı eledik...

c Şıkkı: Yok yok onu kimseye yediremeyiz....Bu zaten çeldirici bir cevap...Onu da eleyelim.

d Şıkkı: Bak bu olabilir...Öyle ya bu devletin işi gücü zaten katliam ve soykırım...Ermenileri de soykırma tabi tutmadı mı bu devlet? Hem Dersim var...Ondan Önce Şeyh Sait var....Ondan önce Koçkiri var...Cemil Çeto var...Ali Batı var....Var oğlu var... Evet evet bu devlet Kürtleri yok etmek için nerede bir Kürt görse katletmeya başladı...En doğru seçenek bu olmalı....İyi hoş da taa 1924 ten beri bir sürü Kürt öldü...Bir sürü de Türk öldü. Son 30 senedede otuz bin Kürt ve bir o kadar Türk öldü....Öldürmeyle ne Kürt’ün ne de Türkü’n tükenmeyeceğinin farkına varılamadı mı daha. Yok yok kürtler de Türkler de bu kadar aptal olamaz. Uludere’de otuz beş tane Kürt öldürmekle, ya da Tunceli’de otuz üç tane Türk öldürmekle ne Kürt tükenir ne de Türk...Eeee bu şıkkı da mı eleyeceğiz ? evet eleyeceğiz. Aksi takdirde Türklerin de Kürtlerin de aptal olduklarını kabul etmek zorunda kalacağız ki değiller.

e ye bakalım o zaman.

- Evet , evet en doğrusu bu. Zaten başımıza ne geliyorsa bu yabancı denilen herifler yüzünden geliyor. Adamlar Türk ve Kürdü birbirine düşman edip kirli emellerine ulaşmak istiyorlar.

-İyi de bunu taaa 10 Ağustos 1920 den, yani Sevr Antlaşmasından beri denemediler mi? Denediler de ağızlarının payını amadılar mı? Bu memlekette son otuz yılda altmış binden fazla insan ölmesine rağmen Kürt ve Türk hâla birbiriyle kardeş değil mi? Birbirleriye et ve tırnak gibi değiller mi? Allahları bir, Kıbleleri aynı değil mi? Sofraları birbirine açık, üzüntüleri ve sevinçleri ortak değil mi? Her şeye rağmen...Bunca kan ve göz yaşına rağmen hâla el ele , gönül gönüle değilller mi? O halde hangi yabancı parmağı, üzerinde ay-yıldızım olan uçağımla o insanları öldürtebilir bana ? Yok olmaz...Bunu da kabul etmiyorum....

a ya döneceğiz o zaman...Türk Genel Kurmayı, Uludere sınır bölgesinde terör örgütü pkk ya ait Şinat ve Haftanin kamplarından bir gurup teröristin yurda sızacağına dair bir ihbar aldı. Bu ihbarı değerlendirerek jetleri havalandırdı ve o bölgede hareket eden insanları terörist zannederek üzerlerine bomba attı.

- Bir dakika.Bu olmadı şimdi.Her türlü modern donanım ve teçhizata sahip, Dünyanın bilmem kaçıncı ( ama ilk sıralarda ) güçlü ordusu olan ordu orada dolaşan insanların terörist mi yoksa kaçakçı mı olduğunu anlayamadı mı? Heronlarıyla, termal kameralarıyla bu kadar donanım ve teçhizta rağmen anlayamadı mı yani oradakileri terörist midir yoksa sivil halk mıdır? Yok yok bu da olmaz.Yani yanlışlık yapılmış olamaz.Bu olayda kasıt var. Yani d şıkkına döneceğiz galiba.

-Yahu dur hele. Tunceli’de iki yüz kadar terörist kos koca bir tugaya yedi ayrı noktadan saldırırken de bu heronlar, termal kameralar diğer ıvır zıvır bu ordunun elinde değil miydi? Silvan’da on bir Mehmetçiğin şehit edildiği olayda teröristler o birliğe bir elbombası atımı, yani yirmi metre yaklaştıklarında yine aynı alet edevat ordunu elinde yok muydu? Demek ki alet edevat da olsa görülmeyince görülmüyor işte....

-Eeee peki doğru cevap ne?

-Doğru cevap şıklar arasında olmayan f şıkkı , f-16 şıkkı

-Yani?

-Yanisi , çok fena bir hainlik var...Artık gaflet va dalalet boyutları çoktan aşılmış, müthiş bir ihanet boyutuna geçilmiş...

-Çaresi ne peki?

-İtidal desem????

- De tabii ki...Ta ki evladın yanlışlıkla bir terörist mayınına basıp da paramparça , ya da yanlışlıkla tepesine inen bir bomba sonunda traktörde taşınan bir ceset oluncaya kadar rahat rahat itidal demekte serbestsin.