- 684 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
DEMOKRASİ VURULDU!
Terörün ve darbelerin çocuğuyum ben. Genç fidanların hunhar ellerce yok edildiği, kardeşin kardeşi vurduğu dramların ortasında ilkokula gitmeye çalışan minicik bir yürektim o yıllarda. Deniz Gezmiş’in asıldığı gün, benim de çocukluk hayallerim bir ağacın dalında, bir radyo frekansında asılı kaldı.
Çocukluğum gençliğimle yer değiştirdiğinde, teröre boyun eğmemiş yasak yayınların, el altından okuyucu bulduğu dönemlerden geçtim. Türkiye’nin geleceğinden endişe duyan gerçek vatanseverlerle tanıştım. Hasan Mutlucan’ın davudi sesinde ilk kez dinlediğim, bugün de tüylerimi diken diken eden “Yine de şahlanıyor.” türküsünün canımı yaktığı, 80’li yılların askeri darbesinden geçip, zamanını hapishane yollarında geçiren gözü yaşlı annelerin gözyaşlarına eşlik ettim. İlişki içinde olmadığı örgütlerin üyesi olmakla suçlanan on beş yaşındaki çocukların annelerinin gözlerindeki korkuyu birlikte yaşadım. Bugün olduğu gibi, o günlerde de aydınları ya hapishanede, ya da hastanede gördüm. Belki de bugünleri o günlerden gördüm ve kahroldum. “Mesela, yani.” cümlesinin çok kullanıldığı dönemlerde sözde demokrasiye geçiş ortamıyla tanıştım.
Orta yaşıma geldiğimde; insanların bir torba makarnaya, bir çuval una oylarını sattıklarını görüp kahroldum. Önce cahil ve aç bırakılıp, sonra üzerlerinden yapılan kirli siyasetin farkında bile değillerdi.
Her aydın cenazesinden dönüşümde, çok şeye tanıklık etmiş ulu çınarlar yolumu kesiyor “Boşalt içindeki sessiz çığlığı haykır dünyaya, sana kurulan pusuyu haykır insanlığa.” diyorlar. Oysa ben aklımda ve kalbimde çakan şimşeklerle hüznü pişirdim. Hüzünlü vedaların arkasından bakakaldım. Tıpkı ağaçlar gibi dimdik ve hep ayakta…
Zaman hep aleyhime işlese de, insanlara ve insanlığa ayırdığım zamanlar birike birike bir ömür oldu ömrümde… Umutlarla başlayıp, gerçeklerle biten ve birbirine benzeyen içi birbirinden farklı yılları devirdim arka arkaya.
Geriye dönüşsüz bir dünyadayız biliyorum. Yaşadıklarımız herkesi olduğu gibi beni de şaşırtıyor, hatta ağlamaklı kılıyor. Hayatıma baş harfleri büyük kocaman notlar düşüyorum, gençlik görsün diye.
Yeni bir rüzgâr esiyor, yosun kokan. Kordon boyunda günün doğumunu selamlarken kuşlar, kendimi buldum seyir teraslarından birinde. Kıymetini bildiğim, hep yanımda olan dünyanın en güzelliğine sordum; “Senin adresin hiç eskimese, aklımız hep uzaklarda, beynimiz çağın ötesinde, varlığımız ülkemizde olsa; karla güneşi buluşturup olmazı oldursak.” dedim. Gözlerime baktı, ellerimi tuttu sıkıca. “Benim adım demokrasi. Vurmak isteseler de öldüremezler. Ben hep sizinleyim, siz istedikçe. Kılıç kadar keskin, okyanuslar kadar derinim.” dedi muzipçe.
“Öyleyse etrafımdaki boşluklar neden canımı yakıyor? Neden küçükken kanayan dizlerimin yerine, şimdi yüreğim kanıyor.” dedim. Sustu. “Sabırlı ol. Ölmedim, sadece vuruldum.” dedi.
Hep eski görüntüleri çekip çıkarıyor gözlerim. Çokça yaşanmış hayal kırıklıklarım çekiştiriyor eteklerimden. “Eskiden kalma bir şeyler varsa içinde çıkar onları, besleme. Çevren aldatmasın seni, yakmasın yüreğini. Deprem bile sarsamaz birlikteliğimizi…” diyor. İkna ediyor beni.
Anlamlarım uçuşuyor anılarımın arasında ve ben yine dalgınca bakıyorum körfeze. Gözlerim uzakta, çok uzakta bir çift mavi göz arıyor derinlerde… En çılgın aylarda, gelenek ve göreneklerin, şükran duygularının tabutlara konulduğu zamanlarda; Ne zaman Kordon sefası yapsam Mustafa Kemal’in Rum garsonla yaptığı o muhteşem konuşmanın hatırasını ararım okuduğum kitabın satırlarında. Ve ne zamanki vapur düdükleri çalar, martılar havalanır işte o zaman bir çift mavi göz belirir ufukta. Başımı kaldırır elimdeki kadehi ona doğru uzatıp “Şerefe, sayende burada tek başıma rahatça oturup, kadınca sefa yapabiliyorum.” derim minnetle.
Şimdilerde ne zaman ülkemin sıcaklığına teslim olsam vurgun yiyorum mavi gözlü dev adam. Senin, gülerken bıraktığın halkın gülümsemesi, lütuf olsun bugün ülkesini satanlara.
Herkesin yüreğinde azarlanmış bir çocuk yatıyor şimdi. Etrafta gördüğüm mavi gözler, namludan çıkmamış bir mermi gibi bakıyor…
Hülya TÜRK
YORUMLAR
kara ifetler kara fatolar ülkeye hakim olmuş
şeriyat mahle baskıları ülkemin aydınlığına yakışmayan
dünyanın en kanlı diktatürlerin yaptığı askeri cunca rejimin
anasını yapan başbakan
emrinden özel savcılar özel hakimler
hainlere özel savcı gunderen hukümete niye eleştiri olmiyor bu ülke
fatonun amerikan köpeklerin ülkesi değil mustaf keamlin devrimçilerin emekcilerin
cumuriyet atatürkcülerin ülkesei kimseinin hadine değil atama ülkeme söz etmezi
ey amerikan köpekleri gun gelir bu cumuriyet kalemleri zülfükar olup sizde bu hessabı sorcaktır
bunu bilin düniyda kalsa tek bir atatürkcü bile uda tüm düniyay bedel amerikan yerli siyai uşakları bunu bilin,,,,,,,,,,,
sayın HÜLİYA TÜRK KARDEŞİM TÜRK GİBİ ASALETİNE KURBAN
ERDEMLİ ÖZÜNE ELEŞTİRMEK KALEMİME YAKIŞMAZ
ANCA TEBRİK EDERİM SEYİT KAZİM OLARAK,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Söven, anlayista uzak iceriginde ; Yurtseverlik kokan yazinizdan dolayi sizi, kutluyorum. Yurtsever
68 genclik mücadelesi: emekten,baristan; Demokratik, hak ve özgürlüklerden yana, anti emperyalist bir mücadeleydi. O mücadelenin, icinde bulundugumuz zaman dilimlerinde hakliligi,
karsitlari tarafindanda zaman zaman dogrulandigini görmekteyiz. Radikal sag cizgide, milletvekili
sifatina erisen, bir zat dahi bunu kamuoyunun gözleri önünde; 68 `lileri cok cok yanlis anladik
demisti. Zitlarin birligi mantigiyla baktigimizda, her sey karsitini icinde tasir, dilerdim ki, ülkesini
seven o genclik o günlerde anlasilsaydi. Malesef. Demokratik mücadelenizde ,ve de duyarli
analizlerinizin devami, dilegimle basarilar dilerim. Saygilarimla.
Not : yazimda hatali, durum: Q tipi klavye kullandigimdan kaynaklaniyor.
HÜLYA TÜRK
yaylacik
Bu gün icinde bulundugumuz sartlarin somut tahlilerini sanirim,
sizle ayni, bilinc dogrultusunda yaparim. Düsüncelerinizi cok,
iyi anliyorum. Sizi yürekten kutluyorum. Mücadeleniz, mücadelem
olsun. Saygilarimla.
Seyit Kazım
yaşadıkça daha neler göreceğiz....kimbilir hayırlısı...çok güzel ve yürekli bir yazı....kutluyorum saygılar
HÜLYA TÜRK
Bugün burun kıvırıp onun ruhuna küfredenler ve mücadelesini küçümseyenler ne yazıkki onun büyük bir lider ve dahi olduğunu anladıklarında çok şeylerini kaybetmiş olacaklar.
Teşekkür ederim değerli yorumunuz için.