(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gayet güzel, kıvamında bir öykü. Finali ise hem bir son, hem de geçiş niteliğinde. Bu serinin öykülerinde dikkatimi çeken bir şey var: Öykünün ortası civarlarında bir burgu var ve anlatılanlar yatak değiştiriyor. Burada ise o burgu olmamış. Anlatının tamamı babanın kişiliği, dünya görüşü ve bunların evlat üzerindeki etkisi üzerinde yoğunlaşmış. Bence iyi de olmuş. Ellerinize sağlık. Saygılarımla.
Eğer birbirinden bağımsız öyküler yazıyor olsanız o burgular (yatak değişirmeler) pek olumlu olmazdı. Ama bu tip sürekliliği olanlarda bir sorun yaratmıyor. Bu yüzden bence herhangi bir şey yapmanıza gerek yok; gayet güzel ve kendini okutan öyküler oluyor.
Aslında daha önce yazılmış olan bir bölüme ek olarak yazılan bir öyküydü; dolayısıyla önceki öyküyle bir araya getirildiğinde, korkarım ki, doğrudan bir yatay geçiş gene oluşacaktır. Aslında dikkat etmem gereken bir husustu uyarınız. saygıyla
Çok güzeldi . şimdilerde babanızın konuştuğu o imamlar çoğaldı. Ya da saklı gizli söylediklerini alenen göğüslerini açarak söylüyorlar. Resim konusuna gelince , benim çocuklarımla yaptığımız ya da onlara nasıl yapmaları gerektiğini öğretmemi anımsadım .Kızım resim yapmayı ilerletti. Ne yazık ki istediği resimle ilgili bölüme giremedi.
kızınız benim kaderimi yaşamış, ben de İktisat okuyup, bir muhasebeci olarak 28 yıl memuriyet yaptım. Ama şu an, kendime ait çalışma odamda resim yapıyorum ve bana resim yapmayı sevdiren o ilk resim tecrübesinden beri srekli resim yapıyorum ARTI fotoğraf çekiyorum. 10-12 BİN LİRALIK FOTOĞRAF VE RESİM MALZEMEM VAR, Yani şunu demek istiyorum, bu keyiflerim için para harcamaktaN da imtina etmiyorum...SAYGIYLA
AİLE SORUMLULUĞU OLAN BÜTÜN BABALAR İYİDİR...Bana da çocuklarım, iyi ki senin oğlun/kızın olarak gelmişim dünyaya derler bazen... Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Saygıyla.
Değerli ağabey'im ...anlıtım şeklin ve anlatıkların takdire şayan işler...Hele hele memleketimin belli kesimlerinin cahilliğini anlatan bu yazılar çok ama çok önemli ...körü körüne sevmek,sövmek ne kadar geçer akçedir bu canım memlekette...Halbu ki sevdiğni de,sövdüğünü de bilerek yapacaksın...Kimselere ezillmeyeceksin...Bu meyanda yazılmşı yazınızı ve sizi tekrar tebrik ediyor selamlarımı sunuyorum.
Önce Şu ayılardan olan imam efendinin söyledikleriyle başlamak istiyorum. Malesef ki bu zamanda öylesi söylentiler dahada yayğınlaştı. Birde içkici Sarhoştu hepi ilave ettiler... O türden olanlara seslenmak istedim; Ne kadar olumsuzluklar varsa Yükleyin hiç önemli değil, önemli olan bir milletin kurtuluşuna liderlik edip, o milletin bağımsızlığın da başrolde olması yeter ve artar bile demek istedim ve de Diyorum. Öyle ki tek bir doğrusu bütün Yanlıişlarını götürüyor.. Resim işine gelince Merak ettim, acaba resim yapmayı sürdürdünüz mü? :))
Resim yapmayı halen sürdürüyorum; çok seviyorum. Günümüzün hükümranı olan yönetimlerin aynası, seçmenidir... Eskiden, bir partiyi beğenir, oy verirdik; kızardık, vermezdik. Bu seçmen kitlesi, maalesef çok farklı; mensubu oldukları cemaatin emri belirliyor oylarını; o cemaatin Mustafa Kemal'e hitabı ise malum: "beton mustafa"...Köşe başlarını da ellerine geçirdiler. İşimiz zor...SAYGIYLA
Yanlış hatırlamıyorsam ve yanlış cümlelerle ifade etmiyorsam Keşenlı Ali Destanı adlı eserde geçiyordu şöyle bir cümle: '' İnsanoğlu bir garip yaratık. Putunu kendi yapar, yine kendi tapar ''
İnsanımız maalesef putperestlikten kurtulamıyor...Atatürk bile buna dikkat çekmiş ve etrafındaki yağcı, şakşakçılara '' Bir gün ben ölürsem bu millet arkamdan eğer etrafında bir sürü putperest olmasaydı vatana millete daha çok faydalı işler yapacaktı diyecektir '' demiştir.
Atatürk'ü, yakasına taktığı bir rozet, arabasının camına yerleştirdiği bir imza, parasındaki bir resimden ibaret sananlar bir çeşit putperest....Hiç hak etmedikleri halde Osmanlı Padişahlarından Hazret , Ulu, Yüce diye bahsedenler bir başka çeşit putperest...Evliya türbelerinden medet umanlar bir çeşit putperest, Anıtkabir'i ağlama duvarı sananlar bir başka çeşit putperest....Kısacası öncelikle putperestlikten kurtarmak lazım bu ülke insanını...
Resim ve heykel konusunda da sen haklısın...İşin ilginç tarafı mesela Fatih'in de şeyhülislamı var, Kanuni'nin de ama bir Fatih'in kendi resmini yaprırmasına onay verirken, diğeri vermiyor.
Günümüzün din konusundaki tartışmalarına ne kadar benziyor değil mi.. Asırlardı çözemediğmiz mesele bu işte...
hikayeyi eksik yayına vermişim hocam...düzelttim...kusura bakma emi... şu putperestlk konusunda aynı şeyi düşünüyoruz, ama ben putperestliktir denilerek bazı resim, heykel gibi şeylerin engellenmesini değil, putperest zihinlerin engellenmesini/eğitilmesini daha önemli buluyorum.SAYGIYLA
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.