19
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
7801
Okunma

Ben küçük oğlumu çöplükte doğurmadım. Bundan eminim. Evet ... Gayet iyi hatırlıyorum, çok temiz bir hastanede dünyaya getirdim. Ama onun odası hep darmadağınık oldu.. Masasının üzerinde yemek artıkları, boş tabaklar yerlerde çöpler, kağıtlar, gazoz şişeleri ve çekirdekler... Üstelik, odasında yürüyecek yer olmazdı. Yürümem için cambaz olmam gerekiyordu . Çünkü yere yorganını ve giysilerini atardı. Atlayarak , zıplayarak odayı temizlemeye çalışırdım. Üstelik, odasına girmemi yasaklamıştı. Çünkü bilmeden ona gerekli olan kağıtları çöpe atıyormuşum.
Ama oğlum düzenli odada çalışamıyor ve aradığını bulamıyormuş
Yatağın altı ekmek kırıntıları ve meyve artıkları ile doluydu. Bu odayı karıncaların istila etmemesi bir mucizeydi . Gerçi karıncalar hem karınlarını doyurur hem de odayı temizler belki de, oğluma temizlik ve düzen dersi verirlerdi.
Oğlum devamlı odasındaki dağınıklığın ve karışıklığın büyütülmeye değmeyeceğini söylüyordu. Ama ben artık onun odasına girmeme kararı aldım... Çünkü mutsuz oluyordum.
Bu dağınıklık lise yılları boyunca devam etti.
.............
Bir gün oğlum okuldayken telefonum çaldı. Arayan oğlumdu:
-Anne ! Sakın panik yapma! Sakin ol! Ben iyiyim, ama hemen hastaneye gel...
Nasıl arabamı kullandığımı hatırlamıyorum. Gözlerimden yaşlar fışkırıyordu ve yol boyunca hep bu arabaların neden uçmadığını düşündüm durdum... Bir yandan da gaza bastım.
Arabamı hastanenin parkına bırakıp nasıl merdivenleri koşarak çıktım bilmiyorum.
Oğlum; taşlama makinesinin nasıl kullanıldığını arkadaşına gösterirken, parmağını kaptırmış ve parmağın ucu derin kesilmiş...Ben hastaneye gidene kadar o derin kesiği dikmişler... Teknik lise de hep bu yaralanmalar yaşanırdı.
Biraz bekledikten sonra eve gidebileceğimizi söylediler. Ama arabada gözümü oğlumdan ayıramıyordum. Rengi sararmış, gözlerinde acı vardı.
-Anne! Ben iyiyim, devamlı bana bakıp durma! Olayı büyütme! dedi durdu.
Yüreğim parça parça olmuş keşke benim parmağım kesilseydi diye düşünmüştüm. Annelik duygusu işte.
Okula bir hafta gidemedi ve arkadaşları ziyaretine geldiler.
Kendi kendime söz verdim. Odasının darmadağınık haline artık hiç aldırmayacaktım.
Ona hiç karışmayacak ve söylenmeyecektim.
Önemli olan oğlumun sağlıklı ve mutlu olması idi.
Gerçekten de hiç ama hiç karışmadım.
Dağınık odasında o da mutluydu, ben de...
Karıncalar da temizlik dersini kendilerine verirler artık diye de konuşup gülüşmüştük...
Şimdi o evli ve o kadar derli toplu ki ...