11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1450
Okunma

Özel mesaj atarak, bazı hikayelerimde acıtasyon yaptığımı ve bu tarz hikayelerin, kahramanlarını küçük düşürdüğünü ve gereksiz olduğunu söyleyen birileri oldu. Birkaç dost yazar arkadaşımın da farklı nedenlerle gereksiz yapılan eleştirilerle kırıldıklarını gördüm. Şahsen çok şaşırıyorum bu tarz insanlara.
Soruyorum size ? Üzüm yemek mi niyetiniz, yoksa bağcıyı dövmek mi?
Hikaye kurgu değil, gerçek ise, kahramanı uğursuz, arsız, hırsız, katil, dolandırıcı değilse, yaşadıkları zorluklar, hayattaki mücadeleleri veya fakirlik günleri anlatılıyorlar ise, niye kahramanı aşağılanmış olsun ki?
Bazı yazılar düşündürtmek içindir, kıssadan hisseler taşırlar.(Anlayana) Okuyan şükretsin eğer iyi durumdaysa. Yok benzer zorluklardan geçerek gelmişlerse bugünlerine, bir sorun yok zaten. O kişi anlayacaktır yazanı ve paylaşır duygularını.
Her hikaye ille ki, mutlu bitsin, aşkı meşki anlatsın, aman Zülfikar’a dokunmasın diye bir kural mı var ayrıca?
Evet, hikayelerin güzel bitmesini, mutluluk dolu anları anlatmasını hepimiz isteriz. Kurgu hikayelerde bunu istediğiniz gibi yaparsınız zaten. Astronot olur mesela kahramanınız, uzayı keşfe bile götürürsünüz. Bir öküz olur mesela, dünyayı boynuzlarında taşıyan, başını salladıkça afetler, tufanlar olur yer yüzünde.
Ama gerçek hayatta öyle mi?..
Keşke öyle olsaydı!..
Gerçek hikayelerin içinde; mutluluk var sevinç, başarı var, hüzün de acı, hayal kırıklıkları kalp ağrıları ve göz yaşları da.
“Silahın namlusundan ve ağızdan çıkan söz, geri dönmezmiş.”
Onun için düşünerek sarf edelim sözlerimizi, incitmeyelim birbirimizi. Eleştirilmekse, her türlü eleştiriye açığım, bir çok aklı başında ve ileri görüşlü, yazar dostlarım gibi. Ama bunu yaparken, çuvaldızı bırakın bir kenara, minik bir iğne alın elinize emi?
Sevgilerimle,
Billur Türkoğlu Phelps