AYENİL, NEDEİL VE EMESEG
Evden çıkmaları değişmezdi Emeseg’in. Acil bir iş olmadığı sürece birkaç saatlik çıkışlarında düşünmek için, ya veciz bir söz ya da çoğu zaman olduğu gibi klavuz kitaptan birkaç ayeti mutlaka yanına/zihnine alır, geride kalanlara “Allaha ısmarladık” der ve çıkardı. Uzun sürebilecek çıkışlarında ise klavuzu ile daha önce hiç okumadığı bir kitabı yanına almayı ihmal etmemeye özen gösterirdi.
Birkaç gün önce okuduğu kitap hala zihnini kurcalıyordu. Meleklere ait verilen bilgiler ile bildikleri çatışıyordu. Saatlerdir iki farklı bilgiyi zihninde tartıştırıyor bir türlü sonuca ulaşamıyordu. Bilgilerinin çoğunun kulaktan duyma olması zayıf bırakıyordu bildiklerini. Ev sıkmaya başlamıştı benliğini. Kendini ufkun görünebildiği sahile atarsa ufkunun açılacağını varsayarak yanına birkaç ayet almaya yönelmişti. Bilgisayarı açıktı. Arama motorundan “Kuran meali”ni aradı. Her zamanki gibi önce diyanetin mealine, sonra elmalıya bakmış en sonunda da Muhammed esed mealinden yana kullanmıştı tercihini.
“GERÇEK ŞU Kİ, insanı yaratan Biziz ve onun iç-benliğinin ona ne fısıldadığını Biz biliriz: çünkü Biz ona şah damarından daha yakınız.
[Ve böylece,] ne zaman [tabiatında mevcut] iki eğilim, sağdan soldan çatışarak karşı karşıya gelseler,
insanın söylediği her şeyde yanı başında mutlaka bir gözetleyici bulunur.” (kaf:16-18)
Sahile kadar içindeki eğilimleri düşünerek yürümüş, kumsaldan devam ederek sırdaşı kayalıklara kadar gelmişti. Tıpkı kendi içindeki eğilimler gibi kaya ve dalga da ardı arkası kesilmez bir biçimde çatışıp durmaktaydı.
...
DEVAM EDECEK
"DOSTLARIN BİRBİRİYLE KONUŞMASI, DERTLERİNİ VE SEVİNÇLERİNİ PAYLAŞMASI İÇİN NEDENLER OLAMAZ. ZİRA NEDEN ARANDIĞINDA DOSTLUK BUHAR OLUP UÇARKEN, NEDENLER KAYBOLUP, GÖZE VE GÖNLE GÖLGESİ DAHİ DÜŞMEDİĞİNDE, DOSTLUK HAKİKATLEŞİR.."msg
"nedenlerle dolu yüreğim dostu aramaya dayanamazdı ve onlarca bahane üretirdi.
meğer yüreğimi daraltan, neden bulma çabasıymış." msg