11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2128
Okunma

siz serçelere üzülürsünüz,
ben, en çok yağmura.!
serçelerin saklanacak yuvaları hep vardır.
kanatlarını büzerler, büzerler...üşür gözükürler ama üşümezler...çünkü üşümek; bir tanedir, onu da yağmur alır götürür.
.
ben en çok yağmura üzülürüm...
hep camlara vurup yağar,
.
.
-tık, tık, tık...aç kapıyı ben geldim,
-git buradan, ıslanıyoruz.
-yaradan beni böyle yarattı...!
-ama benim serçelerim var!
-bize ne!
-bir kuru ekmek, lütfen...
-yok...rüzgâr aldı götürdü, satamadan getirdi.hadi başka kapıya.
.
.
Bütün camlar (kapılar) yüzüne kapanır.!
Ben en çok yağmura üzülürüm, siz serçelere...
Çiseler gibi yağar serçelere yaklaşırken, yine de ıslanırlar.Okşamak ister sessizce kanatlanır giderler.
Bir ben duyarım seslenişini,
" Ey yâr, yâr diye yeryüzünde aktığım, yağdığım yâr.Geldim, gidiyorum.hani benim kanatlarım...
Nerede ney sesleri, bazen serçelerimle benim de uçasım gelir yâr...
Şehir mi, yoksa şenlik mi nedir bilmem...bütün kapılar yüzüme kapanır.! "
.
.
Dedim ya ben en çok yağmura üzülürüm.
Yağmur; bana hep baba gibi gelir neden bilmem.!
Rüzgârın önüne kattığı bir baba.
ha babam çalış da dur.
ödü patlar kötü bir rüzgâr çıkıp ailesine, serçelerini evirip çevirecek diye...
ama kendisini hiç düşünmeyen bir yağmur.
ha babam üşür de üşür, kimin camını, kapısını tıklasa...bütün kapılar, hep yüzüne kapanır.
Siz en çok serçelere üzülürsünüz, ben yağmura.
oysa.!
ya kötü bir fırtına çıkıp yağmuru ıslatırsa derim...
ve
gün
gelir,
yağmur,
ö l ü r...
dünya da
ö l ü r.
serçeler de.
yağmurbabayaöyküsatıcısındanmektup 2011 Davidoff