10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
4559
Okunma

Sevgili Emine ablam, öncelikle kalben özürlerimi sunup,gönderdiğin mektubu bu kadar geç paylaşdığım için hoşgörünü istitirham ediyorum senden. Aylar geçti üstünden selamını alalı. O kadar büyük bir heyecanla beklemiştim ki posatnın yolunu oysa,ömrümde ilk defa bir mektup alacaktım postacının elinden. Kıpır kıpırdı içim hep inan. Kendi adıma aldığım ilk özel olan bir selamdı bu çünkü.
Teknoloji çağında yetişenlerden sayılıyoruz bizler de. Aklımız hakkı ile kemale ermeden daha, kalem defter ile tam haşir neşir olmadan, telefon ve internet gibi makineler girip istila etti hayatımızı. Kalem kokusu ve kağıtlar çekmecelerde daha çok beklelemkteler şimdilerde... Acıda olsa erçek bu ne yazık ki. Ellerimiz şefkatten uzak, koku alma duyumuz güllerden bitab şimdi. Bir gülü kurutmak sayfalar arasında ne kadar derin bir mana taşır oysa. Sayfaları açtıkca ruha sireyet eden bir reyyan kokusu ile yazmak yazılmak ne güzel oysa...Velhasıl kelam, ne mektup yazan olduk ve nede alan hayatımızda.
Soğuk bir ikindi vakti daldığım düşünceli bir anda çaldı kapı. Annemin sesine dışarı çıktım. Karşımda postacı vardı. Atıldım hemen heyecanla. "Mehtap hanıma posta var" dedi bana adam. O an derin ve içten bir tebssümün yüzümü kapladığını farkettim ve inanılmaz mutlu oldum.
Mektubu alıp elime uzun uzun baktım önce. Sonra,bastırıp göğsüme odama geçtim. İki elimle iki ucunu tuttuğum bu beyaz kareyi tekrar tekrar seyredip öptüm nazlı narıince. Yeniden yeniden bakıp bastım kalbime. Ve tam bir buçuk gün ne yazıldığını değilde, taşıdığı anlamı düşünerek açmadan sevdim gönderdiğin mektubunu. Daha sonra dayanamadım ve açıp okudum yazdıklarını. Bir çok düşünce paylaşmışınız kendi düşselliğinizde. Hepimizin hepimze karşı duyduğu merak ve tahmini güzellkleriniz olmuş bir çok yerde. Bazen tebessüm ettim okurken, bazen de duygulandım içten içe sessizden. Gözlerimin nemlendiğini dahi söyleyebilirm ve ağlamaklı oluşumu elbet. Hayata karşı sert bir kaya gibi dursam da görüntüde,gerçekte kendi içimde ianılmaz ağlak bir insan taşıdığımı hatırladım yeniden. Ağlayabiliyorsa eğer kalbim, yaşıyorum demekti çünkü. Yaşadığıma şükrediyorum yeniden hissederek yaşadığıma...Nemlendirdiğim yürğeimden gözlerime vuran bir sevgi sunuyorum size, kabul edin lütfen olur mu?
İnsan bazen ne ile mutlu olacağını bilemiyor hayatta. Bir kuşun göklerde süzülmesi mesela. Ve ya, bir derenin nazlı nazlı çağlayan su sesi ile kendini kendinde bulmak gibi. Sahile vuran gürültülü bir dalga örneğin. Parçalanıp suskunca savrulan damlalar sonra. Yosun tutmuş bir taşın mavi derinliklerde yeşile gömülmesine ne demeli. Taşda bile yeşerirmiş meğer su ile boğuşa boğuşa sevgi için olunca. Gemilerin ruzgara savrulan sesinde kırılan ayrılıklar ve ya. Martıların bir parça simit kapma kavgası sonra. Minareden göklere yükselen ezan sesi içinde dirilen,yorgun bir gönülde demlenen bir huzur gibi . Yeni doğmş çocuğun masum ağlaması mutluluğun ta kendisi. Her gün karanlığa inat güneşin mücadelsi yaşamak adına yaşatmak için. Isıtmak için ölü yürekleri taş yüreklerde sevgi.
Ne ile değil, nasıl mutlu olacağımızdır önemli olan. Baktığımız değil, gördüğümüzdür bizi cezbden. Hayatım boyunca sayısız zarflar almışımdır elime lebet ve hepsinede bakıp görmüşümdür doğal olarak. Ama bu çok başkaydı.
Sevgili Emine Uysal ablamdan bahsediyorum elbet...
Astığı bir yazsına yapğtığım yorumun ardından bana mektup gönderebileceğini söylemilşti o gün. Ve bu sözünü de yerine getirmişti elbet. Sonsuz teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum sonsuz saygı ve sevgi ile.
Mektubnu aldığım o hafta paylaşmayı çok istedim aslında ama, öyle derin sorunlarla boğuşuyordumki imkanım olmadı bir türlü sizlerle buluşturmaya bu güzelliği ne yazık ki.
"Edebiyatdefterinin" bir avuntu ve zaman geçirmek adına oyalanma yeri değilde, kendi içimizde ayrı bir dünya oluşturup öz benliğimizi paylaştığımız bir güzellik olduğunu... Dostluğun illede görerek ve dokunarak olmadan da başlayıp bağlanıp yücelebildiğini... İnsanların görmedende sevip paylaşabildikleri güzellklerin derin anlamlar taşıdığını ve hala var olduğunu.
Uzun sözün sürgünü,sevgili Emine Uysal ablamın bana göndermiş olduğu bu güzel paylaşımı tatile çıkmadan paylaşmak istedim siz dostlarla. Mektubuna cevabımı ise ya gittiğim yerden, veya döndüğüm zaman yazacağım inşaAllah. Ama büyük ihtimal, tatilde yazıp atacağım sanırım..
Öğrendim ki yaşı annemin yaşı ile aynıymış hemen hemen. Hürmetle selamlarımı sunup evlat şefkati ile öperim ellerinizden..Dualrınızı bekliyorum...Sevgimle kalın her dem.
Bir iki gün içinde olduğu gibi yazıp metni ekleyeceğim inş....
Hoş muhabbetle....