Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
İlhan Kemal
İlhan Kemal

Dövmeli Adam

Yorum

Dövmeli Adam

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1024

Okunma

Dövmeli Adam

Kılıç kumaşları delip vücuda girince gözleri büyüdü. Daha da bastırdım. Ağzından bir hırıltı çıktı. Bana bakıyordu. Sanki her şeyi geri alabileceğime inanıyor, bu anı hiç yaşanmamış sayabileceğimizi düşünüyordu. Öyle olmadı. Çift yüzlü kılıcın ucu sırtından çıkmıştı bile. Bal rengi gözleri vardı.

“Yüzünü seyretmeyi bırak kahrolası!”

Başımı sesin geldiği yöne çevirdim: Çok kızmıştı.

“Bana bakmayı da bırak. Neyin var senin? Ölüp gideceksin.”

Ayağımı adamın göğsüne yasladım ve kılıcı geri çektim.

“Niye arkamdan ayrıldın? İkimizi de Hades’e göndereceksin.”

Dövüşün heyecanıyla en temel kuralları ard arda çiğnemiştim. En önemlisi sırtdaşımı terketmiştim. Koşarak yerimi aldım. Devam ettik.

Sardis satrabının ordusu dağılıyordu. Savaş düzenimizi gevşetebilir, kaçanları kovalayabilirdik. Peşlerine düşecekken beni tuttu:

“Bırak, bu süvarilerin işi.”

Kalkanımı sırtıma asıp, elimde kılıçla yere düşmüş Pers askerlerinin arasında dolaşmaya başladım. Arkamdan seslendi:

“Dürtmek için kılıç yerine mızrak kullan! Yaklaşıp riske girme.”

Yaralı olup olmadıklarını anlamak için dürtüyor, eğer yaşıyorlarsa mızrağı göğüslerine saplıyordum. Kılıcı tercih ederdim; onu geri çekmek daha kolaydı. Yine de söz dinledim.

Ölülerin üzerinde fazla bir şey yoktu.

“Daha bereketli olur zannediyordum.”

“Bunlar Darius’un Ölümsüzleri değil. Sıradan köylüler. Evleri bile tamtakırdır. Unutma evlat, en önemli ganimet dövüş sonunda ayakta kalmaktır. Gel, toplanıyoruz.”

Akşam çadırın önüne oturduğumuzda şaraplar dağıtıldı. Elinde toprak kadehiyle Kallikles aramıza oturdu.

“Ee, nasıldı ilk gününüz? Beğendin mi genç Leukos’un dövüşmesini?”

“Bana ilk günlerimi anımsattı. Ben de onun gibi gözü kara ve aceleciydim. Her gencin yaptığı hataları o da yaptı. Ama yüreği yıllardır savaş meydanlarında kılıç sallıyor gibiydi. Gurur duydum oğlumla.”

Babamın bu sözleri üzerine yüzüm kızardı. Ordular karşı karşıya geldiklerinde nasıl titrediğimi görmemiş olamazdı. Ama babamdı işte. Dayanayım diye sırtını bana vermişti.

Yıllar sonra, yatağında ölürken bana:

“Savaş alanında olmalıydı evlat, sırt sırtayken olmalıydı. Kalkanının gölgesine düşmeliydim, eve onun üzerinde dönmeliydim. Şimdi kocakarılardan ne farkım kaldı?” demişti.

Ben de onun adını oğluma verdim, kalkanını da ona emanet ettim. Yine sırtsırtayız, eski günlerdeki gibi.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Dövmeli adam Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Dövmeli adam yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Dövmeli Adam yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
14.6.2011 19:32:08
Cinsiyet ayrımı yapmadan diyebilirim ki yatakta ölümü kimse istemiyor. Sapasağlıklı bir şekilde ölünecekte değil gerçi ama. Savaşçı için düşkün hale gelmek bir facia. Babalar hep güçlü görünmek ister. Duygusaldı. Çok beğenerek okudum. Tebrikler. Selamlarımla.
O qué
O qué, @o-qu
14.6.2011 16:48:47
General Maximus!
Savaşmak fikrini sevdiren adam
Savaşmak bir insana ancak bu kadar yakışır :)
Bunlardan biri Maximus'a benzesin ;D
Tebrikler , güzeldi.
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
13.6.2011 22:05:45
10 puan verdi
Biliyorum ki bu öyküyü çok kısa bir sürede yazdınız.

Hani Fenafil bir cevabında demişti ki "On yıldır yazmıyordum." İnanayım mı, bilemiyorum. Ben sizin amatör olduğunuza asla inanmadım ki zaten. Yazdıklarınızın hiç biri sıradan öyküler değil.

Bunları söylemek istedim...

Size sürekli "belirgin bir duygusallık yok" diyordum ya, bu öykünün son kısmında o duygusallık vardı. Galiba o duygusallığın nedeni de "baba" olgusuydu.Anne ve baba olguları nereye girse orayı sızlayan bir yüreğe çevirir genelde. Çok şey düşünür ve yaşarsınız. Savaşlı bir duygusallık olsa da baba daima babadır.

Bir de bu kez kahramanlar hiç bir şey içmediler diyordum ki şaraplar dağıtıldı yine. Kahramanlarınız yemek yemeyen sadece susayan tipler. Bu bir bilinçaltı mıdır ki her öykünüzün kahramanı mutlaka bir şeyler içiyor. Ve siz bu düzene daima sadık kalabiliyorsunuz? Allah selamet versin, Fenafil diyordu ki "Öykülerimi kahve eşliğinde okuyunuz." Demek ki bu içme oalyı yazarın iç dünyasından ileri gelen bir alışkanlık:)

Çok beğendim. Kıskançlık gıpta, ne derseniz deyin. Gidip çay içmeliyim.

Saygılar.
canandemirel
canandemirel, @canandemirel
13.6.2011 18:33:32
Baba oğul dayanışması. Yine sırt sırta eski günlerdeki gibi..Baba , oğul ve torun...
Ben de sanki elimde kılıç Persl'ilerin arasında dolaştım. Öykü yine harika, hele babalar gününün yaklaştığı bu günlerde..
Tebrikler, sevgilerimle...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL