Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
reyya
reyya

YAŞAMAK İÇİN

Yorum

YAŞAMAK İÇİN

15

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1480

Okunma

Okuduğunuz yazı 5.5.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

YAŞAMAK İÇİN



Açılan kapıdan kelebek gibi süzülüverdi içeriye. Babasının omzuna konar gibi, kollarını boynuna doladı.

“Tamam baba, bu sefer araziyi buldum. Manzarası da bir güzel, hem şehre de uzak. Emlakçı yakında seninle irtibata geçecekmiş.” Ne olduğunu anlamadı babası;

“Yavaş ol kızım, biraz sakinleş, hiç mi düşünmüyorsun kendini” kolundan hafifçe tuttu, avuçlarında bir kelebeği tutar gibi, yavaşça, incitmeye korkarak kanepeye oturttu kızını, kendisi de ilişti yanına.

“Yağmur, biraz konuşalım seninle” babasının yüzünden anlamıştı söylenecek sözleri. Nasıl anlamasın ki dudaklarından önce gözleri konuşmaya başlamıştı zaten;

“Ahmet hoca sonuçlarla beraber geldi bugün. Yavrum gidişat hiç iyi değil, artık kendine de zaman ayırmalısın, dinlen artık” kısa bir duraklamadan sonra devam etti. “artık dışarı çıkmanı istemiyorum.”

“Niye baba çıkmayayım ki ! ” kanepeden sinirle kalkınca hafifçe sendeledi. Bu aralar baş dönmeleri de sıklaşmaya başlamıştı. Babası anlasın istemiyordu, ama saklamak için geç kalmıştı.

“Bak, gördün mü yavrum!” diye yanına gelen babasına, biraz kızgınlıkla baktı.

“Bu Ahmet hocadan çok sıkıldım baba, siz de yaptığı felaket tellallığını iyice abartıyorsunuz. Atmışını geçmiş bir adamın sözleriyle beni mahkum etmeye çalışıyorsunuz.”

Yağmur’u kolundan yeniden tutup kanepeye oturttu . “Nasıl böyle düşünürsün yavrum, seni düşünüyoruz hepimiz.” Şımarık bir omuz silkişle, babasına arkasını döndü.

“Hıh nasıl bir düşünmeyse bu.”

Yüreğine akıttığı gözyaşları, içindeki ateşi daha da bir kabartıyor, ama kızına söz geçiremiyordu. Saçlarını okşadı Yağmur’un, meleklerin dokunuşu gibi şefkatle;

“Yavrum” dedi yalvaran bir sesle, “Lütfen rica ediyorum, ne yapılacaksa söyle, şirkettekiler uğraşsın, artık yorma kendini. Gün be gün kötüye gidiyorsun, dinlen artık”

Ayağa kalktı, gözündeki yaşları biricik evladı görsün istemiyor, ama titreyen sesi içindeki fırtınaları ele veriyordu.

“Bu gün” dedi zaptedemediği titreyen sesiyle “Ahmet hoca’nın sana verdiği mühlet bir yıl bile değil.”

Omuzlarının sallanmasından babasının üzüntüsünü anladı. Ama içindeki heyecanı bastıramamış, babasının aksine kendi sesinin daha bir coşkulu, daha bir heyecanlı çıkmasını engelleyememişti;

“Bir yıl mı baba! Bu sürede okulum biter!” heyecanlanmıştı. Dayanamayıp elerini çırpacaktı neredeyse. Düşünceleri bambaşka bir alemde kelebekler gibi uçuyor, aynı hareketlilik zaptedemediği davranışlarda da kendini gösteriyordu.

“Evet baba, bir yılda neler olmaz ki, ama oyalanmamalıyız.” Sanki çok istediği bir müjde kendisine ulaştırılmış gibi keyifliydi;

“Bu durumda emlakçıyı biz arayalım” dönüp, yeniden babasına sarıldı, yanağı babasının gözyaşlarıyla ıslandı, ama umursamadı.

“Haydi baba, sen daha güzel pazarlık ediyorsun. O araziyi çok beğendim, boğazı da görüyor üstelik, harika bir okul olacak orada, hadi ama…”

“Yağmur lütfen, tamam ne gerekiyorsa ben yapacağım, ama sen artık kendini yorma.”

Yağmur da sinirlenmişti artık. Zamanın yok diyen babasının kendisiydi, elini ağırdan alıp kendisini engelleyen yine babasıydı. İçi kıpır kıpırken gönlünü üşütüyor, tek ideali olan bu okula kavuşacağı günü, babası geciktiriyordu.
Az evvel koltuğa atıverdiği pardesüsü kollarının arasında, bir süre babasına baktı. Bambaşka hülyalardaydılar ama konuşulması lazımdı bazı gerçeklerin;

“Babaannem ne derdi baba hatırlıyor musun ?”
Belli etmemeye çalışarak gözlerini kuruladı babası, yine de fark etti Yağmur. Ama görmezden geldi;

“ne demişti kızım?”

aşk olsun baba ne çabuk unuttun?”

pardesüsü elinde kanepeye bırakıverdi kendini, küçük çocukların yaptığı gibi ayaklarını sallayarak. Sonra biraz daha ciddi bir tavır takındı, geçen her anı kayıp biliyordu;

babaannem derdi ki baba” sesine hafif bir neşe verip devam etti, ‘ölümün saati belli, ecel ne ileri ne geri’ hatırladın mı ?” Bu ifadeyi kızının ağzından duymak yüreğini daha bir başka kanattı babasının;

“ağzından yel alsın kızım”

“Neden çekiniyorsun bu kelimeyi söylemekten baba, bu kabul etmemiz gereken bir gerçek ve bu gerçekle bir yıla yakın yaşayacağız daha !”

Üstündeki mutluluk tozları, odada esen kasvetli rüzgarla yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı.
“Bir yıl sonra bu gün, adıma yaptırılacak okulda çocuk sesleri cıvıldaşsın, ben de mümkün oldukça, bu cıvıltıları biraz olsun duyayım istiyorum. Ama sen beni yatağa mahkum edip, son aylarımı tecrit edilmiş bir tutuklu gibi, kapalı bir odada geçirmemi istiyorsun.”Yavaşça döndü babasına;

“Yaşamak için bir yılım kaldı baba, yataktan çıkmasam da birkaç ay, dışarılarda hayatı kovalasam da birkaç ay…” babasının ıslak gözleriyle karşılaşınca onun da gözlerindeki fer zayıfladı.

“ Engel olma baba, tek bir isteğim var, izin ver de yapayım”
Omuzları çökmüştü babasının. Ne diyebilirdi ki, onu korumak istiyordu sadece, haklımıydı kızı acaba, ne yapmalıydı. Acabalar beynini kemirirken, cevap bekleyen kızına baktı hüzünle.
Kızının da gözleri kederle buğulanmıştı, dayanamadı, kızının istediği cevabı verdi;

“Peki kızım”

bir coşku bir mutluluk yeniden sardı Yağmur’u, gözlerini buğulandıran o nem, şimdi coşkuya eşlik eden bir baran olup yüreğini serinletmekdeydi.Yeniden elinden bırakmadığı pardesüsünü giyerken, kapıya da yöneldi uçar gibi.

“hadi baba, emlakçı üçe kadar bürosunda olacakmış, hemen çıkarsak yetişebiliriz. Kemal amca da ‘inşaatı bana bırak’ demişti. yetişirsek ona da gösteririz yerini” geri dönüp babasına sıkıca sarıldı, kelebek kanatlarıyla okşar gibi;

“Bilsen öyle heyecanlıyım ki!”

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yaşamak için Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yaşamak için yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YAŞAMAK İÇİN yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Mustafa YILMAZ
Mustafa YILMAZ, @mustafayilmaz
14.10.2019 18:15:48
BAZEN YAŞAM BOYU DA OLABİLECEK BİRİ ŞEY VEYA BİRİNİ ARARSIN VE YILLARA ADADIĞIN DÜŞLERDİR SORGUSUZ CEVAPLAR BULAMADIĞIN İŞTE ŞU AN BU ANDIR SANKİ.. YAZINI OKUMAK HOŞTU YILLAR SONRA DAHİ OLSA...MY
Gül Kokulu Sevdalar
Gül Kokulu Sevdalar, @gulkokulusevdalar
7.5.2011 09:49:08
Kutlarin sizi, cok alimli ve akici yazilmis. Yüreginizin sesi cok güzel düsmüs satirlara, saygilar.
ra
rabiye, @rabiye
6.5.2011 15:06:04
Çok beyendim . Akıcı bir dille yazılmış.

rabiye tarafından 5/6/2011 3:06:51 PM zamanında düzenlenmiştir.

rabiye tarafından 5/6/2011 3:10:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
sahaf
sahaf, @sahaf
6.5.2011 14:19:49

hayat, pamuk ipliğine bağlı olduğu kadar, mucuzelerini de gösteriyor bazen...

kaleme çok güzel alınmış bir yazı, hissettiyor kahramanların yaşadıklarını
Tebrikle

Sevgiyle kalın
O qué
O qué, @o-qu
6.5.2011 12:26:26
Tebrik ediyorum, severek okuduk...
Sevgiler , saygılar...
erolabi
erolabi, @erolabi
6.5.2011 10:04:43
Tebrik ederim kardeşim.
Ben demiştim sana sayın Engindeniz'in yorumlarını iyice oku ve uygula söylediklerini.
Selam ve sevgilerimle.
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
6.5.2011 09:41:23
Tebrik ediyorum sevgili Reyya:)) Senin adına çok ama çok mutlu oldum...
Sevgiler.
lemide
lemide, @lemide
6.5.2011 09:03:08
Emek emek işlenmiş inci taneleri gibi hüzün yağmurları yağdırırken üstümüze kaleminide güne düşürmüş tebriklerimle üstadem evet yürüdüğünüz ayak izleri gibi güçlü bir kalemsiniz sevgilerimle
reyya
reyya, @reyya
6.5.2011 08:59:06
Yazımı güne düşüren seçki kuruluna çok teşekkür ederim:))))))
canandemirel
canandemirel, @canandemirel
6.5.2011 08:29:00
ÇOK ETKİLEYİCİ GÜNE DÜŞEN YAZIYI VE YAZARINI KUTLUYORUM, SEVGİLER..
kanatlı ateş
kanatlı ateş, @kanatliates
6.5.2011 00:18:58
empati kurduruyor insana..demek ki var,demek ki etkileyici...varolsun o zaman,değerli kalem..sevgiler...
İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
6.5.2011 00:08:47
Kim kimin izinde olmalı acaba? Herkesin kendine ait bir dili var. Bazıları ise kadife kaplı. Saygılarımla.
Davidoff
Davidoff, @davidoff
5.5.2011 17:22:14
10 puan verdi
Akıcı yazı diliyle okuyucuya kendisini keyifle okutan bir öyküydü.
Kahramanlarla okuyucu bir bütün içine giriyor.İnsan bunu kolayca hissedebiliyor...Okuren bir de bakıyorsun ki sanki biryerlerde babaanne var da şimdilik yağmurdan kaçıp kitaba saklanıyor....

Siz hep yazın, biz de okuyalım söz mü ?

SELAMLAR.
Şükran AY
Şükran AY, @sukranay
5.5.2011 15:01:06
10 puan verdi


Harikulade bir hikayeydi.Nasıl etkilendim anlatamam.Bu günlerde ne çok yağmur göz oldum.
Sağolun sayın yazarım.
Gönül emeğiniz varolsun.Saygılarımla.
erolabi
erolabi, @erolabi
5.5.2011 14:47:30
Güzeldi...
Tek kelimeyle ifade edilirse.
Yağmur düşecek galiba bu gidişle,ve biliyor son demlerini yaşadığını hayatın.
Ya annesi nerde ?
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL