Başını mı kırkdırmış?
-Keldir o. Uzaktan bakınca sen zanersin başını kırkdırmış.
-Ellimin körü, körmüsün adamınbaşı kırkılmış.
-Davar mıdır, kırkılmış diyersin. Koca delikanlıya.
Başı kırkılmış bana soracak olsa cevap vermeyecem.
Direkman konuyu değişirim. Avanağın teki! Lafı takip etmek kim, bu kim? Yoksa yanılıyor muyum? Bir bu kadar da yerin dibinde olmasın.
Ufak tefekti. Ölçsen biçsen, oklava.
Eski medeniyetler, eski herifler. İnsanoğlunun her azasını bir anlama ilintilemiş. Bilimine yani ELMİNE kıyafetname ismini vermişler. Kıyafetnameye göre muamele yaptıklarını hem işitmişimdir, hem hükmetmişimdir.
Ağa nökeri işe alacak, burnuna, kulağına, eline, ayağına mahana bulur anlam biçermiş. Burnu uzundur bunu işe almayayım . Akşama kadar aklı fikri zinaya çalışır, beni yarıtmaz dediği olurmuş.
Anlıyorum ki ağa veya eskiler dümdüz kıyafetnameyi ciddiye almışlar.
Saçın beyaz mıdır? dedi. Ben ise yanımdaki saçı boyalı adama sordu zandım. Kulak asmadımsa buna sebep oralı olmadım, adam sen de...
Bilir misin söger bu adamlar. Dindirmedin mi? Polatika etmedin mi?
OLA VALLA SÖGER! BAK, DEMEDİ DEME!..
SÖGENDE DE SÖGSÜN!..
O dakka kadaklar. Singirli adam tabiiyatıyla anılmış kimselerdir, bu kimseler...
Def-i bela... bene mi dediniz? dedim. Kaşı oynuyor, başı oynuyordu!
"He sene dedim dememiştim de şimdi diyorum. " dedi.
Ollaaa! Ay giden it gel pantulumu yırt!
Yatan yılanı uyandırdım. Bende akıl olsaydı! Yok, yok kubani yatıştırmaya çalışsam... eh para etmez. Saçıma mı bakıyorsun sabahtan buyan? diyerse.
Yok Efendiağa... saç mevzuu dilazar edenler bayağ Çıldır Minübüsüne doluştu gitti. İnanmasan Letif Emiye sor? Rahmetli Letif Emi kolunun yarısı kadardı, ağzında sigara takılı müştüğü; tarihevvelden Karsak’tan gelme ağızlıktı. Atasına, atası bırakmıştı. En son Ardahan atmosferini dumanlı hava sahası yaptı.
Ala bula karaltılar figürler, portrelerden çıktı. Esans sürünmüş bir karı. İstanbuldan gelmiş. Mor fuları boğazına vermiş. Boynu ne güzel kaz boynu gibi:
" Boyattırayım mı abla?" Kadın ’BENTİNİ’ kiraz renkli papuçlarını kendi gözüne tuttu. Ardından boyacı çocuklara görsetti.
Bordo pelerini dalına attı, at kuyruğu saçını aynı hizaya savurdu. Rüzgar bu kadına asılmasın kadın havaya salınca saçını ve pelerini, rüzgar bekliyormuş, iştahla saçı okşadı, getti yerine yetirdi. Pelerini saçın yumuşak munis yığınına saldı. Seven yapar bunu. Sevmeyen yapmaz. Rüzgar zevkine düşkünmüş anha-minhası.
ÇAPKIN RÜZGAR!..
Seyri, görmegeleni, kadının ceryanı onu çarptı.
Kadın buraya gelmemişti önceden hiç.
Lastik ayakkabılı kadınlar ayak basmamıştı. Adı geçen yerin beyaztaşına. Lastik ayakkabıyla ayak basmıştılar.

Kadına ne olduysa?
Kahveci çırağına bir sigara parası verdi.
Sordu, Cengo çırağa:
_ Evladım şu karşıda şeşelenip duran adam saçını berbere mi kırkdırmış? Yoksam başka bişeyle mi?
Cengo:
_ Ablası, köyde koyun kırkılığıyla muhtemelen arvatı kırkmıştır!
_ Tamam evladım tatmin oldum, sağol!

"Saçın boyattırmışın sen?"
_ Yok saçımın rengi bu.
Halı boyasınnan boyamışsın diyesi geliyor insanın. Laf ağzımda dilimin ucuna geldi. Lafı yakaladım... demedim.
Boya öyle sırıtıyorduki. Takma dişe ana dişim der ya bazısı. Bu boyalı saçına sahiplendi. Sıkılmadan demedi mi:
Saçımın rengi ana rehmindendir... Abursuzluğun bu denlisi.
Yani renk akordu gam’ını bilmesek tamam. Vucuttaki kanda renk yapıcı pigmentler kendi koyu rengini yapar. Dışardan ekleme koyu renk protezi gibi hiç vakt diğer renklerle bağdaşmaz.
Saçı kırkılı, saçı ip boyasıyla boyalı, karşımdaydı...
Otomobilin siyah parlak metal rengi allah sizi inandırsın saçla aynı. Adamın saçına otomobil diye binsen yani. Kimse yanlışlığ yapanı kınamasın. Rica ederim kınamasın!
Protezli saçın dolgu gibisine boyanma dersek.Takma dişe peruk demeli... değil mi?
Bu başı ölen: Başını kırkdırana ne buyurursunuz?
Ben birşey bulamadım?
ÇAPKIN RÜZGAR BUNUN BAŞINA BİR YEL BULSAYA!



y.yılmaz
11-04-2011
gebze