8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2716
Okunma

.......ÇOCUK KALMAK İSTİYORUM
.....1984/1985 Öğretim yılı sonlarıydı. Teftiş dönemi sürdüğü için o gün okulumuza müfettişler gelmişti.Müfettişlerden biri, büyük oğlum Tuncay’ın da okuduğu 2/B sınıfına girdi.Ben odamda oturuyordum. Daha dersin yarısı olmadan müfettiş bey hızla sınıftan çıkarak, hışımla odama girdi." --Müdür, müdür!.. Senin oğlun bana saygısızlık yaptı. Sen ne biçim çocuk yetiştiriyorsun? Sana yakışıyor mu bu?" diye haykırdı.
.....Şaşırmıştım. 2.sınıf öğrencisi bir çocuk, bir müfettişe nasıl bir saygısızlık yapmış olabilir diye düşünüyordum. Düşünüyordum ya, bir anlam da veremiyordum. "--Sakin olun hocam.Ufacık bir çocuk size ne gibi bir saygısızlık yapabilir ki?" diye sordum. "--Sorduğum soruya doğru dürüst cevap vermedi. Benimle alay etti." dedi hiddetle. "-- Peki ne sordunuz da alay etti sizinle?
.... "--Büyüyünce ne olmak istediklerini sordum. Herkes; öğretmen, polis, vali, doktor vb.
meslekleri söylerken seninki; "--Ben büyümek istemiyorum öğretmenim. Hep çocuk kalmak istiyorum." diye alay etti. --Peki neden böyle düşündüğünü sordunuz mu? ---Sordum elbette. Bana; --Öğretmenim, annemiz ve babamız bize bakmak ve büyütmek için çalışıyor ve çok yoruluyor. Biz hasta olunca da çok üzülüyorlar. Ben onun için büyümek istemiyorum ve hep çocuk kalmak istiyorum." dedi.
.....Şaşkınlıkla birlikte rahatlamıştım. Oğlum her nedense o yaşta geleceğinden kormuş ve büyümek istememişti. Bundan daha doğal çocukça bir istek olabilir miydi? Müfettiş beye dönerek; --Hocam, biraz kendinize ve biraz da mesleğinize saygınız varsa eğer, gidin ve o çocuktan özür dileyin, gönlünü alın. O size , yalan veya hayali bir şey söylemedi. Sadece yanlış ta olsa masum duygularını dile getirdi. Müfettiş sinirli bir şekilde dışarı şıktı. Bir süre okulun bahçesinde gezindikten sonra toparlandı ve okuldan ayrıldı. Ben de oğlumun sınıfına girip onu öptüm ve kutladım.
..... Aradan yıllar geçti. Oğlum doğal olarak büyümek zorunda kaldı. Zamanı gelince de evlendi ve yuva kurdu. Bir yıl sonra torunum Ozan Deniz doğdu. Onun doğumu ailemize yeni bir umut ve mutluluk getirdi. Birlikte güldük ve oynadık.Ozan Deniz şimdi 2. sınıfta okuyor ve oldukça da başarılı bir öğrenci.
.....2010 Ekim Ay’nın başları idi. Torunumla evde oynuyorduk. Biraz dinlenmek için uzanınca üzerime çıktı ve göğsüme yattı. Sonra kalktı ve ve birden bire durgunlaştı. Biraz gezindikten sonra yanıma geldi ve o zeytin karası gözlerini gözlerime dikip;" --Dede ben büyümek istemiyorum. Hep çocuk kalmak istiyorum." dedi. Şaşırmıştım ve birden bire yıllar öncesine gittim. Babası da aynı yaşta ve aynı sınıfta iken, aynı şeyleri söylemişti.
"-- Neden dedecim, neden çocuk kalmak istiyorsun?" diye sordum. Önce yere baktı, bir iç çekti ve nemli kara gözleri ile bana bakarak; "--Ama dede ben büyürken sen yaşlanacaksın ve hasta olup öleceksin. Ben o zaman ne yaparım? Ben onun için büyümek istemiyorum.Hep böyle kalalım daha iyi.
..... Nutkum tutulmuştu. Şaşırdım ve donakaldım. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Boğazım düğümlendi ve bir an soluk alamaz oldum. Ağladığımı görmesin diye bağrıma bastım ve mis gibi kokan saçlarından öptüm. Gözlerimden akan iki damla yaş saçlarına değince anladı ve bana daha sıkı sarıldı. O da ağlıyordu.
....Böyle ne kadar zaman kaldık hatırlamıyorum. Biraz kendimi toparladıktan sonra gözlerimi silip; "-- Bak Ozanım benim. Büyüyecek ve okuyup ta büyük adam olacaksın. Evlenip senin de çocukların olacak. Bunlar oluncaya kadar sana söz, ben ölmeyeceğim
ve seni bekleyeceğim. Hatta senin düğününde baba annenle dans bile edeceğiz." dedim.
Yüzüme bakıp; "-- Öyle olur mu dede? diye inanmayarak sordu. Ben de ; "-- Biz istersek olur Ozanım, olur yavrum." dedim ve bir kez daha sıkı sıkı sarıldım. Ama bu sarılmamız, daha sıkı ve sıcaktı.
......Selamettin PULAT 15.03.2011 Salı. 22:45 Erenler / SAKARYA