20
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2178
Okunma

Yüreği, aklı, ruhu, edebi tılsımın o sonsuz nihavent masalına değmiş her insanın mutlaka dağlarında saklı atlas tenli sancısı vardır… Ve o sancının ardında bekleyen karınca azmi ninnisidir alnındaki teri silen…
Benim duvarları yıkılmış duygu şehrimin ilk kalesiydi Edebiyat Defteri… Sanal ortamda karşıma çıkan en gerçek edebi ayak seslerinin olduğu katıksız bir güven bahçesiydi sanki… Bana, eserlerime ve emeklerime kattığı anlam, geleceğe serdiğim kilimin üzerindeki izi hiç silinmeyecek vefa, yoldaşlık, inanmanın göğüne azim ekleten ve sabrı öğreten rengin ışığıydı aslında…
İçimdeki ben, yalnızlığın kahve kokulu ayazında savrulurken arkamda bıraktığım Eylül yangınının külleri, saçlarımdaki her teli erittiğinde sığındığım bereketli topraklardı bu site… Sanki yarınsızlığı her gün avuçlarına yakan kınası kurumuş kız ben değildim artık… Çünkü nefesimi nefesine verdiğim bir ortamın şiir dokulu, edebi erdem işlemeli terennümleri sarmıştı ruhumun sırça köşkünü…
Şehrimin ıslak sokaklarına inerken uğur böcekleri, avazı asumana değen umutlar sarıyordu taşları tek tek sökülmüş kaldırımlarımı… Hüzne mimlenmiş ve serçe gözyaşına banmış şiirlerimi kanatlandırırken Defterim, zirveye bakabilecek cesareti zerk ediyordu ruhuma dirhem dirhem…
Bugün sen beş yaşındasın… Topraklarında yaşayan her uğur böceğinin kanadındaki vefa damlasının, yaşama kattığı kalp atışı kabzasındasın…
Bugün sen beş yaşındasın… Dünden aldığın doğumları bugüne aktarırken katmerleşen umutların, soluğuna akıttığı sonsuzluk makamındasın…
İyi ki doğdun Edebiyat Defteri/m…
Doğarken yüzlerce edebiyat aşığı insana aile olma, onların eserlerine güvenli bir sığınak olma, kendi çıtanı kendinle yarıştıracak kadar kendine inanma ve geleceğin Edebiyat adına parmakla gösterilecek bir sitesi olma hayalini elbette sen de kurdun! Ama bilirsin hayallerin gerçekle kucaklaşması için inanmanın başarıya giden yolculuğunda, erdemli bir yol haritasına sahip olmak gerekir… Ki sen bu haritanın en görkemli yollarını hem kendine hem de sende eserlerini barındıranlara sundun en cömert tavrınla… Ve beşinci yaşını kutladığımız bugün, yarınların bize yansıyan başarı, umut, hizmet dolu penceresine dokunabilmek de sanırım bu tanımda saklı…
ANSIZIN adlı yelesi rüzgârla yarışan yüreğin, zırhına sığınmış bir birikim deryasıdır Edebiyat Defteri… Donanımdaki duygu ve akıl harmanı ile bize sunulan bu heybetli Kültür ve Sanat platformunun eserlerimize kattığı ve katacakları aslında geleceğimizin penceresine dokunan en net ve en cesur duruş bence… Bu edebi sofrayı hazırlayan ortamın kurgusunda eserlerimizin doğuşundan, büyümesine, geleceğe göz dikecek cesareti kalemine aşılamasına dek o kadar çok alternatif var ki…
Hadi! Hep birlikte tebessümün derin iç çekişini de yanımıza alarak dolaşalım bu sofrayı tek tek… Forum bölümünden, nesir bölümüne, şiir bölümünden Kültür Sanat Etkinliklerini bize yansıtan penceresine kadar toprağının her karışında emek depolayan, yeniliğin başarının göğüne göz diken bir tılsım olduğunu keşfettiren bu ortamın sokaklarını yeniden tavaf etmeye var mısınız?
Forumların genel görünümünün ardında saklanan ve o havayı gerçekten soluyanların ruhundan yüreğine oradan da kalemine yansıyan şiirin temelleri orada atılır… “Bezen” tılsımı “En”’ rüzgârına değer… “Kelime Doğurmaca” toprağında kanatlanır en özgün kelimeler… Bir de şahlanınca “Birine Seslenin” sesi “İtiraflar” kancası takılır “Aforizmaların” entel çığlığına… Unutmadan söyleyeyim “Kıskanma” topraklarında “Protesto” atları koşturur… Hececilerin “Atışma” seremonisinin tadı ise bir başkadır…
Nesir topraklarındaki hazinelerin her biri bir deryadır Defterimizin otağında… Yaşamın ruhumuza kattığı sancıları düzyazının düşsel ve gerçek dünyasında nefesleriz… Genzimizi yakarken hayatın kelimelere yansıyan terli avuçları bazen de gülümseten anların seferi başlar cümlelerin karargâhında… Verilen her emeğin vitrine çıktığı analiz ve ödül köşesinde de sunuluş şekli vardır ki kimseyi mutlu edememenin farklı bir aynasıdır da aslında!…
Şiir bölümü Defterimizin başkentidir… Ritmi bozuk nidaların enerji depoladığı huzur mabedidir orası… Ki ruhumdaki melodinin öz suyunu aldığı en görkemli kıpırtıların kıvranışı barınır orada… Emeğin yadsınamaz ışıltısının da katkısıyla şiirler duvağını açar her gün ona dokunacak sevdalılara… Ve duyguların düğünü başlar toprağında gök masalları sığdıran o efsunlu kalabalıkta… Gece ile gerdeğe giren efsunlu kelimelerse şiire bulanmış düşlerle çıkar sabaha…
Defterim/iz, Edebiyat Dünyasına açtığı her penceresinde ufkuna sığdırdığı o muhteşem zenginlikle doyurucu bir donanımı salar ırmaklarımızın okyanusu özleyen kulaçsız düşlerine… Sayfalarındaki huzur, ona dem olanların ruhuna yağmur olur yağar damla damla…
Ki doğarken doğurduğu umutların gözlerine baka baka büyüyen büyüten bir sihirdir Edebiyat Defteri… Bizse o sihrin yamaçlarında çiçek tozlarını şiirin, nesirin topraklarına ekmek isteyen emek işçileriyiz…
İyi ki doğdun Edebiyat Defteri/m…
Mehtap Altan
09.03.2011