4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1725
Okunma

Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Birlik ve Dayanışma Günü Tüm emekçi kadınlarımızın bu onurlu ve gururlu günü kutlu olsun.
8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40 bin dokuma işçisi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi istemiyle greve başladı. Grevin başlamasıyla birlikte polisin saldırısına uğradılar. Polis tarafından fabrikaya kilitlendiler. Tam bu sırada fabrikada büyük bir yangın çıktı. Polisin kurduğu barikatı aşıp kaçamayan çoğunluğu kadın 129 işçi yanarak öldü. Ölen işçilerin cenazesine 100 bini aşkın insan katıldı.
Bu acı olaydan yıllar sonra 26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde yapılan 2. Enternasyonal ”Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda, Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin’in önerisi ile8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanması oy birliği ile kabul edildi. Türkiye’de ise Dünya Kadınlar Günü 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı.
Bu bilgiler kronolojik olmaktan öteye geçmeyen bilgilerdir. Asıl önemli olan 100 yıldır dünyanın birçok ülkesinde kutlanan günler sonrasında kadınların ülkemizde ve dünyadaki konumları nedir? O günden bugüne kadınların ne gibi kazanımları olmuştur? Asıl bakılması ve tartışılması gereken budur.
İstatistiki verilere göre kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suç konumundadır. Tahminlere göre 113 ile 200 milyon kadar kadın kayıp “yok” görünmektedir. Bunlar ya doğar doğmaz öldürülmüş ya da erkek kardeşleri ve babaları ile eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamışlardır.
Küresel olarak 15 ile 45 yaş arası kadınlar kanser, sıtma, trafik kazaları ve savaşlardan çok, erkek şiddeti sonucu yaşamını kaybetmiş veya sakat kalmıştır. En az 3 kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da yaşamı boyunca taciz ve tecavüze uğramıştır. Fuhuşa zorlanan ya da bunun için para karşılığı satılan kadın sayısı 700 bin ile 4 milyon arasındadır. Bu yolla elde edilen parasal getirim ise yılda yaklaşık 12 milyar dolardır.
Son günlerde ise kadına yönelik olarak yapılan saldırılar ülkemizde had safhaya ulaşmıştır. Dekolte kıyafet giyen kadınların erkekleri tahrik ettiği ve bu nedenle tacize hatta tecavüze davetiye çıkardığı söylenerek neredeyse taciz ve tecavüzleri mubah gösterip, mağdur olan kadınları suça ortak görme aymazlığını gösteren sözde Prof’lar gördük. Namus töresi altında kardeş kurşunu ile yaşamını yitiren yüzlerce kadın ve kızlarımız olmuştur.
Kocasından şiddet görüp dayak yiyen ve sığındığı polis karakolundan “Kocandır, severde döver de. Hadi yuvana dön ve barış” diye evine gönderilen, çok geçmeden aynı koca tarafından kurşunlanan veya bıçak darbeleriyle can veren kadınların haberlerini izliyoruz ve okuyoruz.
Onlar bizim kadınlarımız. Fabrikada işçi ve emekçi, gündüz tarlada ırgat, gece ise yatakta avrat olan kadınlarımız. Onlar bizim anamız, bacımız ve kızlarımız. Ataerkil sistemin namus budalası erkekleri, namus denilen kavramı beyinlerden ve yüreklerden alıp, iki bacak arasında dar bir alana hapsetmiştir. Kendisi de o hapis olunan namusun bekçisidir. Oysa bilmezler ki hiç kimse bir başkasının namusunu koruyamaz. Erkek veya kadın, her birey kendi namusundan sorumludur. Çünkü namusun cinsiyeti olmaz. Bir namuslu vardır, bir de namussuz.
Eğer namus denilen o kavram, erkeklerin koruması altında ise, bir olumsuzluk yaşandığı zaman töre adına neden kadınlar kurban edilir? Anlamak mümkün değil. Madem öyle, sen bekçiydin ve namusunu koruyamadın diye neden o bekçi bozuntularını cezalandırmazlar? Anlamış değilim. Ama maalesef sonuçta ceza yine sorumluya değil, mağdur ve sorunluya kesiliyor. Bu ne çirkin bir çelişkidir ki ben anlamakta güçlük çekiyorum.
Saygıdeğer kadınlar, anamız, bacımız, kızımız ve de yaşam yoldaşlarımız. Onurlu ve gururlu insanlar. Kendinizi, emeğinizi, onurunuzu ve namusunuzu hiçbir kimsenin koruması altına bırakmayın. Çünkü bunları koruyabilecek güç ve irade, sizin o güzel yüreklerinizde fazlası ile var zaten.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Birlik ve Dayanışma Gününüz kutlu, yarınlarınız hep mutlu ve umutlu olsun.
Yürek dolusu saygı ve sevgilerle.
Selamettin PULAT 8 Mart 2011