Günaydın Can günlük,

İyi olduğuna kanaat getirerek sana seslenmek istiyorum. Mardin’e hâlâ sonbahar yağmuru yağmadı. Gıcıklık yapıyor, bir damla dahi esirgemiyor dünyaya yağmur, güneş ile anlaşmış sanırım. Ama bu niyetinden bir an önce pes etse, makbule geçer, zira yetti artık diyorum...


Toprağın ıslanmaya ihtiyacı var. Ekinler daha ekilmedi. Ruhlar, değişik havaları solumayı özlemiş. Ağaçlar gelecek baharda yaprak açmak için, su istiyor. Hadi yağmur, göster gücünü. Hadi yağmur, şenlendir tabiatı. Hadi yağmur, bereketinle Mardin çevresini, özellikle Mezopotamya Ovası’nı sevindir yumuşak katrelerinle...




Sevgili can günlük,

Birçok kişinin sarfettiği gibi ’hayat acımasız’ demeyeceğim. Hayat uslu ve p-ak. İnsanlar acımasız. İnsanlar vurdumduymaz. İnsanlar birbirini boğazlamaktan hiçbir zaman vazgeçmiyor. İnsanlar birbirilerinin kuyularını kazımak için, fırsat kolluyor...


İnsanlar yüzünden, nice canlar sahipsiz kalıyor. Köyler yakılıyor, doğa tahrip oluyor, tanınmaz hale geliyor dünya insanlar yüzünden...




Sevgili can günlük,

Şiirle olan yolculuğum hız kesmiyor. Şiirsiz nefes düşünmüyorum. Şiirlerle kendimi daha iyi, daha oturaklı ifade ediyorum. Şiir’in dalgalandığı denizde, martılardan önce oradayım. Şiir’in konuştuğu meclislerde herkesten önce meclis odasında kendime yer buluyorum...


Çünkü şiirdir ruhumu doyuran. Her mısrasında bana güzellikler aşılayan, benliğimi başka frekanslara bağlayan, duygusal bağlantılarımı netleştiren şiirdir. Şiirdir yolumu kısa tutan, adımlarımı diri tutan, canıma serinlikle karışan. Şiirdir, ne dediğimi tam bildiğim...





.......................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
29 Kasım 2010,,,10.59
Mardin