Öyle sitemler vardır ki, bir medihtir ve öyle medihler vardır ki, bir kötülemedir. la rochefaucauld
Ağyar
Ağyar

Bir Dosta Mektup(Cevaben-4-)

Yorum

Bir Dosta Mektup(Cevaben-4-)

18

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2851

Okunma

Okuduğunuz yazı 30.10.2010 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Bir Dosta Mektup(Cevaben-4-)

Sevgili Dost;

Elma dersem çık, armut dersem gene çık, olur mu ha. Ne olur… çık

Biliyorum arayı bayağı açtım, ne desen haklısın. Gerçi beraber ayran da içmedik amma, gel sen gene tembelliğime say.

Artık mevsimlerin canlılar, özellikle insanlar üzerinde etkileri astrolojik bir varsayımdan ziyade tıbbı bir gerçek. Ve insanların fiziksel ve ruhsal olarak tavan ve taban yaptığı mevsimler “İlkbahar” ve “Sonbahar”. Bilhassa sonbaharlarda bünye geçici tükenişlere uğruyor. Fiziksel olarak “vucut” kendini koruma reflekslerini harekete geçirip, aşırı açlık hissi uyandırarak enerji stoklarken, bir yandan da misafir ettiği veya misafiri olduğu “ruhu” gücünü ekonomik kullanma adına tembelliğe sevk ediyor.

Kendimden biliyorum genelde hep bu aylarda aldığım kilolarla ters orantılı olarak, duygusal olarak zirvelerde dolaşmama rağmen, kısır bir süreç yaşarım. Başka zamanlarda “buyur abi buradan yak” diye sıraya giren kelimeler hepsi saklandıkları yerlerde “kabızlık sancıları ” çeker

Taaki bu sancıların yerini, yeni bir “doğum sancısı" alana kadar.


Belki de tamamı ile bana özgü “cins” bir durumdur bu, kim bilir.

Pardon bir ateş var mı? Yok mu? Sorun değil, gene sigaraya başladım da…

Gençliğimde bir arkadaşım vardı, lakabı "kıl" dı. Nasıl kıl demeyelim ki; bir gün evine gittik, buzdolabının kapısında kolaları dizmiş. Bir tane alayım dedim, dur ben vereyim sıralarını bozarsın dedi. Ne sırası ulan dedim, şöyle bir dolaba baktım, kolaları öyle bir dizmiş ki yazıları hep bir yana bakıyor. Dinlediği kasetleri dinledikten sonra tekrar başa sarar kutusuna öyle koyardı. Bunun gibi bir sürü takıntı.

Yok, yok vallahi bu kadar değil bendeki cinslik, inan.

Eskiler bilir, bir "Orhan Boran " var dı, Allah uzun ömür versin, Türkiye de stand-up’un ilk ustalarından. Şimdiki stand-up çuların Cem Yılmaz da dâhil olmak üzere hiç birisi, doğaçlama, ayaküstü yapılan mizah üstüne eline su dökemezdi. Yaptığı esprileri, şovları ile Türkiye yi sallamıştı bir zamanlar. Cem Yılmaz’ın şovlarında bazen küfürlü esprileri görünce hep aklıma "Orhan Boran" gelir. Türkçeyi şiir gibi kullanır, adeta diliyle adam haşlar, tabiri caizse "sineğin belini incitmeden havada kolonoskopi" yapardı. Radyoda ve televizyonun ilk yıllarında kendisini bir çok kez dinleme fırsatım oldu.

Bir gün mahalleden bir komşusu sabah evden çıkarken "Orhan Boran" ı durdurur ve "komşu, her sabah dikkat ediyorum evden çıkarken istavroz çıkartıyorsunuz, siz gayri müslümmüsünüz" diye büyük merakla sorar. Orhan Boran gülerek, İlahi komşum nereden çıkartıyorsunuz kuzum bunları, bendeniz biraz unutkan bir insanım, bu yüzden sabah evden çıkarken elimi anlıma götürür evden çıkarken bir şey unuttummu diye düşünürüm, sonra gözlüğümü almışmıyım diye ceketimin sol üst cebini üstten şöyle bir yoklarım, sonra cüzdanımı almışmıyım diye ceketimin sağ üst cebini üstten yoklarım, son olarak da fermuar açık kalmış mı diye birde aşağıyı yoklarım. Mesele bundan ibarettir, diye cevap vermiş büyük usta, büyük bir hazır cevaplılıkla.

Etkisinde kaldığımdan mı nedir, yazılarımda kısmen de olsa mizahı katmaya çalışırım, göle maya çalmaya çalışan "Nasrettin Hoca" misali. Bazen maya tutuyor, bazen tutmuyor, nahlet gitsin. Lakin gözlüğü, cüzdanı evde unutsam da fermuarı kapalı tutmaya azami özen gösterir, dilimi bozsam da, ağzımızı bozmamaya çalışırım.

Daha evvelde bir yazımda belirtmiştim çocukluğum İstanbul’da şirin bir mahallede geçmişti. Mahallenin bir başından sonuna herkes birbirini tanır, sever, sayar, kollardı. Şimdiki gibi marketler nerde. Urfalı İbrahim amcanın işlettiği minik şirin bir bakkal içinde yok, yok. Gaz bile satılırdı. Satsın bakalım şimdiki süpermarketler. Onun yanında bir manav. Onunda yanında hafta boyu futbol geyiği yapılan bir berber. Balıkçısı, yorgancısı, tüpçüsü, delisi ile tipik bir mahalle. Tıpkı o eski siyah-beyaz Türk filmleri gibi.

O zamanlarda oturduğumuz mahallede komşumuz bir aile vardı. Bu komşumuzun hemen, hemen benimle akran iki çocuğu vardı. Turabi ile Efraim. Kardeşlerden Turabi çok ters mizaca sahipti, huysuzdu, aksiydi hiç yüzü gülmezdi. Ama biz onu o haliyle severdik, hiç dışlamazdık. Bazen kardeşi Efraim le kapışırlar kardeşinin canını yakar, ondan sonra annesinin babasının duyacağı şekilde başlardı ağlamaya. Sesi duyan anne, baba olayın iç yüzünü tam bilmeden başlardı canı yanan Efraimi haşlamaya. Garibim bir şey diyemez içine atardı, gene de kardeşine kin tutmazdı, severdi.
Bütün mahalle bunu bilir fakat çocuktur der geçerdi.

Hep beraber bakkala gittiğimizde bakkal İbrahim amca hepimize ismimizle hitap ederken ona “naber kedi” der, onu öyle nazla tırdı. Bir iki dikkatimi çekti, sordum bakkal İbrahim amcaya; yahu niye sen Turabi ye ikide bir kedi diyorsun. Oda o şirin Urfa şivesiyle “kerata, kedi gibi hem cırmalir, hemde miyavlir” derdi.

Dedim ya biz Turabi yi öyle severdik.

Sonra taşındılar mahalleden, çok üzüldük taşınmalarına ve zamanla unuttuk birbirimizi.

Yıllar sonra bir yaz günü Eminönü-Kadıköy vapurunda karşılaştık ikisiyle. Büyük bir hasretle sarıldık, öpüştük bir çay içimlik sohbet ettik.

Baktım hareketleri ile tavırları ile aynı Turabi, aynı Efraim . Kadıköy iskelesinde ayrılırken adreslerimizi, telefonlarımızı aldık.

İskelenin önünde mahzun bir haleti ruh iyeyle arkalarından bakarken gayri ihtiyari dilimden şu kelimeler döküldü “can çıkmadan huy çıkmıyor”

Hey gidi “ Turabi” biz seni öyle severdik, öyle seviyoruz.


Hah bu arada Turabi dedim de aklıma geldi, beni sorarsan… Boş veer.

Baki selam

İsmet BABAOĞLU

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bir dosta mektup(cevaben-4-) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir dosta mektup(cevaben-4-) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bir Dosta Mektup(Cevaben-4-) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
10.2.2012 11:01:10
10 puan verdi
Ayşenur Engindeniz ve sizi okumak hatta tekrar tekrar okumak çok ayrı bir zevk.

Tebrikler usta kalem.
Selamlar.
Şükran AY
Şükran AY, @sukranay
31.10.2010 23:11:18


Öncelikle gecikmişliğimi bağışlayın .Akıcı anlatımıyla çok etkileyiciydi.

Büyük beğeniyle okudum.Öylesine doğal ve samimi bir anlatımınız var ki hayran olmamak işten bile değil.

Kalben kutlarım sayın hocam gönül emeğinizi.

Selam ve en derin hürmetlerimle.


canandemirel
canandemirel, @canandemirel
31.10.2010 20:31:39
Çok keyifle okudum iyi ki güne gelmiş ve ben de yazınızla tanışma fırsatını buldum
Sevgilerimle..
handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
31.10.2010 15:41:34
İsmet bey, yazılarınızı özlemiştik, görünce çok sevindim.İstanbul dışındayım, nete şimdi imkanım oldu girebildim.
Yazınız güne gelmiş, tebrikler.
Keşke bu kelimeler sizle barışık olsa da, yazılarınızı daha sık okuyabilsek.
Paşa'dan yaşam öykülerinizden anlatmanız çok hoşuma gidiyor.

Orhan Boran'ın programını hiç kaçırmadan izleyen çocuklardandım.Programın adı: Orhan Boran ve yukiydi,
Hızlı devirde konuşur, hem kendini hem de Yuki 'yi seslendirirdi.

Nostalji yaşattınız bana, teşekkürler, selamlar.






























2
ayşe1
ayşe1, @ayse1
31.10.2010 14:43:32
Neşeli aktarımı ve içtenliğiyle ne hoş bir paylaşımdı.
Tebriklerlerim selam ve saygılarımla.
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
31.10.2010 12:00:49
Havada kolonoskopi inceliğini tutturabilmiş kuşağın son temsilcisi... :)
Biz seni keşfedemeyiz sen gel bize, yazılarınla böyle, kal gönlümüzde...
Gülmeyi ızdırapla harmanlayan Çelebi, kaderin aşinalığından mütevellit edebi...
Gören, bilen, duyan ve dahi yetinmeyip yazan Dost.
Çok saygımla ve özlemle.
Üsküdar kadar Selam.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
31.10.2010 10:03:20
Değerli arkadaşım İsmet, yazını evde olmadığım için kaçırmıştım ama ucundan yakalamayı başardım. Ne yalan söyleyeyim başlıkta mektup görünce şu Doris'e yazdığın kayıp mektupları bulduğunu sanıp heyecanla okumuştum ama değilmiş:( Seni daha sık görmek istiyoruz yazılar bölümünde. kimbilir, bir dahaki sefere belki mektupları da bulmuş olursun. Güne düşen yazını kutlarım.

saygı ve selamlar...
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
31.10.2010 00:34:47
tEBRİKLER İSMET BEY, BEN SİZİN YAZINIZI ÜZÜLEREK SÖYLÜYORUM KAÇIRMIŞIM (: ÖZÜR DİLİYORUM. AMA TEK KELİME İLE HARİKAYDI. OKURKEN BİR ARA ÖYLE GÜLMÜŞÜM Kİ EŞİM YÜZÜME BAKTI. BU KADIN HERHALDE EDEBİYATDEFTERİNE DALINCA KAFAYI YEDİ DİYE... SELAMLAR DEĞERLİ YAZAR...
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
31.10.2010 00:28:45
10 puan verdi
Ne haber...Bak bir ben değilmişim başı göğe eren...

Beklediğim bir sonuçtu. İki günün yazısı da tahmin ettiğim kişiler çıkınca başım bir kat daha göğe erdi:)

Artık altı ay daha uğramazsın siteye.
Şimdiden yeni yazılarında görüşmek üzere
ayhansarıkaya
ayhansarıkaya, @ayhansarikaya
31.10.2010 00:26:49
Uzun bir aradan sonra güne gelen yazınızla karşımızda olman harika, ağyar arkadaşım!

Tebrik ederim.

Sonsuz selamlar.
zakir
zakir, @zakir
31.10.2010 00:17:29
Mektup bizlere yazılmış.Satır satır biz kokuyor. Aynı zamanda satır aralarında sosyolojik veriler de var. Tebrikler,başarılar.
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
31.10.2010 00:06:40
İsmet Bey güne gelen güzel yazınızı tebrik ediyorum. Saygı ve selamlarımı sunuyorum.
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
30.10.2010 21:39:50
10 puan verdi
samimi ve içten bir anlatım eskilerden yaşanmışlıklardan hatıralardan

selamlar toprak
Nar-ı Çiçek
Nar-ı Çiçek, @nar-icicek
30.10.2010 17:01:44
10 puan verdi


Bir Türk filmini izler gibi hissettim dersem sinama degil burasi demeyin bana.

Öyle güzeldi ki anlatim gözlerde canlandi yazilan da dolayisiyla Türk filmi dedim ilk satirda.

Bitmesin diyorum kalemin mürekkebi ve okuyani bol olsun,
zira okumak artik eski aliskanliklardan.

saygilar efendim.
Mehtap ALTAN
Mehtap ALTAN, @mehtapaltan
30.10.2010 16:10:25
10 puan verdi
Çok içten bir çalışmaydı...

Sanki muhabbete karşılık o sıcacık iletişim köprüsüne değiyordu okuyan yüreğimiz...

Elbette kutluyorum...
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
30.10.2010 14:51:15
10 puan verdi
Çok şükür, İsmet BABAOĞLU yazdı...

Okurken keyif veren bir yazıydı. Başkalarının anıların adalıp, anlatanla aynı hisleri paylaşmak çoğu zaman kolay olmaz. Ama sen bunu başarıyorsun. Sanki Turabi'yi ya da Efraim'i tanıyormuş gibi, anlattıklarını ilgiyle dinledim. Okudum demiyorum bak...Konuşuyordu yazı...

10 numara bence...

Selam sana...
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
30.10.2010 13:47:33
İsmet Bey, okuyucuyla karşılıklı sohbet edermişcesine samimi ve içten bir yazı diliniz var. Mizah da bayağı yakışıyor. Çok beğenerek okudum. Özellikle eski mahallenizi anlatırken ben de çocukluğumun geçtiği yıllara ve sokağımıza döndüm. Teşekkürler paylaşımınız için. Saygı ve selamlarımla...
Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
30.10.2010 13:35:32
10 puan verdi
Boş vermek kültürümüzde yoktur.

Bunca zanmandan sonra bunca güzelliğe 10 veriyoruz.

Espri ile hüzün eşit kaçmıştı. Bir tuhaf oldum sona doğru.

Özlemiştik tarzınızı ve güzel yorumlarınızı.

Hoş safa geldiniz.
Selamlar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL