Hayata yeniden başlasaydım, saniyelerin nabzını tutardım. (dostoyevski)
arıbeyi
arıbeyi

KIZI VERME DÜNÜRCÜYÜ KÜSTÜRME

Yorum

KIZI VERME DÜNÜRCÜYÜ KÜSTÜRME

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2042

Okunma

KIZI VERME DÜNÜRCÜYÜ KÜSTÜRME

Biz dört kardeştik. En büyüğümüz olan ablam, evimizin tek kızıydı. Ablamın, evlenme çağının gelmiş olduğunu düşünen köylüler, zaman zaman ablama görücü olarak gelmeye başlamışlardı. Ben o zamanlar görücülüğün ne olduğunu tam olarak bilmesem de evdeki konuşmalardan ablama görücü geldiğini anlayabiliyordum.

Bu gelen görücülerin içinde biri vardı ki, hani bir laf vardır ‘’kapıdan kovsan, pencereden giriyor’’ komşu köyden, tam bu tarife uyan birileri ablama sürekli olarak görücü geliyorlardı. Öyle inatçıydı ki, bu aile, gündüzden başka bir aileye gelip misafir oluyor, gece de bize gelip ablamı istiyorlardı.

Bu aile baskın yapar gibi bir gece ansızın ablamı istemek için bize gelmişlerdi. Annem onları misafir odasına aldı, biz odaya alınmadık ama yan odada neler konuştuklarını da çok merak etmiştik doğrusu. Bu konuda yine kimse bize bir şey anlatmadı. Ben ve diğer kardeşlerim, olayı komşulara anlatırken duyduk annemden.

Babam, bu ailenin ablam için uygun olmadığını, nasiplerini başka yerden aramalarını söyleyip kibarca uğurlamış ve bir daha bu konuyla ilgili gelmemelerini de sıkıca tembihlemiş.

Öyle inatçı bir aileydi ki bu aile, aradan bir iki hafta geçmeden, bu defa oğlanın annesi yalnız başına gelip ablamı istedi. Babam, yine sükunetini bozmadan, kadına kibar bir dille bu işin olamayacağını anlatıp, bir daha gelmemesini sıkı sıkı tembihlemiş. Babam öyle çok kızmıştı ki bu söz dinlemeyen aileye, görücü kadın gittikten sonra, bu konuda anneme bir hayli verip veriştirdi. ‘Bu niyetle bir daha gelirlerse, sakın içeri alma; yoksa seninle külahları değişiriz, ona göre!’

Kocası laf dinlemiş bir daha gelmemişti; ama kadının bu işin peşini yani ablamın peşini bırakacağı yok gibiydi.
Aradan biraz zaman geçmişti ki, babamla yorgun argın tarladan eve dönüyorduk. Evimizin yakınındaki otluğa atla getirdiğimiz otları indiriyorduk. Annem soluk soluğa yanımıza geldi, pek endişeli gibi duruyordu. Çekine çekine babamı kenara çekti annem. Ben bir şeyler olduğunu düşünüp kenardan onları dinlemeye çalıştım.

’’Herif sana bir şey diyecem ama kızma. Benim bu işte hiç suçum günahım yok. O kadın yine bizim kızı istemeye geldi. Olmaz dedimse de dinletemedim. Zorla içeri girdi. Şu anda evde seni bekliyor , illaki seninle görüşecekmiş.’

Babam birden sinirlenip bağırmaya başladı. ‘Ne sözden anlamaz kadınmış! Olmaz dedik ya, ne laftan anlamaz kadınmış! İlla evimizden mi kovalım? Artık yeter kovacağım evden!’

Babam sinirlendikçe durmadan bağırıyordu. Annem de ‘’herif sakin ol. Tanrı misafiridir. Hem kanayaklı kadındır ayıp olur. Sen yine alttan al, uygun dille anlat gelmez bir daha. Eve gelen insan kim olursa olsun kovulmaz. Kızı verme, dünürcüyü de küstürme demiş atalarımız.’’

Babam biraz sakinleşti ama yine de çok sinirliydi.
Atın yükünü indirip, iplerini semere sararak eve yöneldik. Babam önden ben arkasından içeri girdik.
Kadın, salonda sobanın arkasında yerde oturuyordu. Yaşmaklı yüzünü önüne eğdiği için yüzünü göremiyorduk. Kadına iyice yaklaştık.

Babam çok sinirli olmasına rağmen, sinirlerine hakim olmayı başarıp, sakin bir edayla ‘’hoş geldin abla’’ dedi. Ardından ben de ‘’hoş geldin’’ deyip elini öpmek için kadına doğru yaklaşıyordum ki, bir de ne göreyim, kadın yerlerde yuvarlanıyor. İçeride kahkaha tufanı kopmuştu o an. Ben kadına bir şey oldu sanıp hem korktum, hem şaşırdım. Kadın bir türlü yerden kalkamıyor gülme krizi onu da tutmuştu. Yüzükoyun yere yatmış, durmadan gülüyordu.

Babamla ben ne yapacağımızı şaşırıp kalmıştık. Durumu anlamaya çalışıyorduk ki; kadın birden bize dönüp yaşmağını açtı. ‘’Aman Allah’ım!’’ Bu kez gülme sırası babamla bana gelmişti. Yaşmaklı kadın, benim yaşımdaki amcaoğlum Erdinç’in ta kendisiydi.

Ev halkı ve akrabalar, babamın çok kızacağını bildiklerinden böyle bir oyun oynamaya kalkışmışlar. Erdinç’e kadın elbisesi giydirip, kadın gibi hazırlamışlar. Annemi de bu işte onlara yardımcı olması için zorla ikna etmişler.
Babam çok gülen bir adam değildi. Sinirlerine nasıl hakim olacağının hesabını yaparken oyuna gelmiş olmasına sevinmiştir herhalde.

Kadın bir daha ablamızı istemeye gelmedi. Ablam onlara kısmet olmadı. Ablam, bize yakın bir köyden kısmeti çıktı ve oraya gelin gitti. Kısmetten öteye geçilmiyormuş meğer. Aradan yıllar geçti, ablam şimdi torunlarını seven bir nine oldu.
Yıllar sonra bu olayı hatırlayıp yazmakta bana nasip oldu.
SAYGILARIMLA.


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kızı verme dünürcüyü küstürme Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kızı verme dünürcüyü küstürme yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KIZI VERME DÜNÜRCÜYÜ KÜSTÜRME yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Nazlıgelin
Nazlıgelin, @nazligelin
3.9.2012 01:13:10
Ne güzel adetlerdi onlar eskilerde kalan.Kutlarım.Saygımla.
dursun tiftik
dursun tiftik, @dursuntiftik
23.10.2010 00:34:16
GÜZEL BİR ÇALIŞMA.YÜREĞİNİZE SAĞLIK.SELAM VE SAYGILARIMLA...
-IspartaGülü-
-IspartaGülü-, @-ispartagulu-
10.10.2010 21:19:35
hüseyin bey böyle güzel bir konuyu bizlerle paylaştıgın için teşekkür ederim bir kızı bin kişi istermiş ama bir kişiye nasip olurmuş tebrikler gönlü güzel insan
Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
10.10.2010 14:51:17
8 puan verdi
Bir şairden ancak şiirsel bir anlatım beklenirdi.

Çok hoş ve çok akıcı.

Tebrikler.
Selamlar.
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
10.10.2010 12:11:11
güzel anlatım insan bazen geçmişi anıp gülmek te istiyor
saygılarımla
Etkili Yorum
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
10.10.2010 00:44:21
10 puan verdi
Eskiden insanlarda gelenek görenek vardı. Kızını vermese bile dünürcüyü küstürmezdi. Yazınız bu anlamıyla güzel olmuş Hüseyin Bey. Bize eski günleri yad ettirdiniz. Paylaşım için teşekkür ederim.

Saygımla...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL