14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2520
Okunma

Nazım Hikmet’in bir şiiri var ki ; ne zaman okusam duygu seline kapılırım. Çoğunuz da okumuşsunuzdur o şiirini.
Tahirle Zühre Meselesi
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Ünlü şairin dizeleri, her okuduğumda etkiler ve esir alır beni derinden. Sevgi üzerine, sevda üzerine bugüne kadar o kadar çok şey yazılmış, söylenmiştir ve mahşere kadar da söylenecektir. Yüreklerde sevgi var oldukça, olduğu gibi çıkacaktır.
Sevgi nedir ? İnsanı mutlu hissettiren bir duygu mudur ? İnsanı, insan yapan sevgidir bence. Kim olursa olsun, olduğu gibi kabul etmek ve sevmek. Her haliyle ve olduğu gibi. Değiştirmeye çalışmadan, ilk haliyle ve doğallığıyla. Tıpkı bir bebeğin masumiyetiyle sevebilmek.
Sırf, sevmek gerektiği için bir insanı sevebilir miyiz ? Çok zor bence bu. Sevgi kelimeleri, zorla çıkmaz dilden. Dile o emri veren yürektir. Yürek istemedikten sonra, dil söylemez, söyleyemez. Söylese de yalan söyler.
Sevmek de sevilmek de çok güzel bir duygu. Onu yürekte taşıyabilmek de bir cesaret meselesi.
Ne diyor şair,
Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da
Hatta Sevda yüzünden ölmek de ayıp değil
Yani yürekte ;
Sevgi dünyaya açılan sihirli bir kapıdır. Onun anahtarı da tüm insanlarda, yeterki açmasını bilelim. Gerisi çok kolay…