KAYNAKTAN DERYAYA

LEBİDERYA

MAKARNANIN KUDRETİ

Kişinin gözünü "Hırs." Bürümeye görsün; içerisi hınca hınç som altınla
dolu olan oda verseniz, "Yandaki boş odayı da bana verin de ileride
altınım olursa servetimi muhafaza edeceğim yerim hazır olsun." Diye
istekte bulunacaktır.
Gözünü "Hırs." Bürüyen kişiyi doyurmak imkânsızdır.

Maç öncesinde; insanlar saflarını belli ederek; "Benim takımım belli
ben beyaz takımı destekliyorum" Yahut
"Benim takımım da belli ben de sarı takımı destekliyorum" Diye
tercihlerini belli ederlerken; "Hırs." İçinde olanlar; hangi takım
destekleyeceklerini açık etmemişlerdir.
Tabiri cazise; "Herkese mavi boncuk." Dağıtarak anı kurtarmışlardır.
"Bak bu mahalli maçta senin takımı destekledim." Diyerek; belediyeden
"Büfe." Koparan ehli sünnete tabi, namı diğer "Cennet Menzilinin
Güneşleri." Yiğitlik gösterisi yaparak;
"Nasıl olsa büfeyi kopardık, geri alacak halleri yok ya." Babından
hareketle; diğer takımın teknik direktörüne farlarını çevirmiş ve;
"Maçta seni destekliyorum, fakat ve lâkin bizim "Cennet Emlak." Var
oranın iki yıllık kirasını karşılayamadık...." Diye istekleri olmuş;
Teknik direktör; "Rest olmadığından emin olmak için; "Öteki takımı
destekleyenlere karşı tavrınızı görelim bir kolaylık sağlarız."
Anlamıyla sessiz kalmıştır...
Bu sessizliği ganimet bilen, beridekiler de; karşı takımı
destekleyeceklere; "Size selam vermek de, sizden selam almak da caiz
değil." Diyecek kadar açık görüş beyan ederek; "Yiğitlik ve mertlik."
Örneği
sergilemişlerdir.

Hiç bir şeyden bihaber görüntüsü veren; taşradakiler ise; "Gelene
ağam, gidene paşam." Türküsü ve "Sizi seviyoruz." Nakaratlarıyla anı
kurtarmanın her zaman lehlerine sonuçlanacak en iyi yol olduğunda
hemfirkir olmuşlardır.

Gelen ağam "Kuru selam." Getirmişse; "Giden paşam." Ne getirmişti?
Diye gelenle, giden arasındaki farkı "Makarnanın kudreti." İle tartıya
koymuşlardır.

Hal böyle olunca; "Hem makarna, hem de selam getiren." Sadece "Selam."
Getirenden öne geçmiştir.

Maçın başında; 1-0 öne geçen "Makarna ve selam." Ulaştırma ekibi, maç
başlamadan evvel hakemin tarafsız (!) olması için hiç bir
fedakârlıktan kaçınmamışlardır.
Hayır ve hasanat ay’ı vesilesi ile; ay’lı, yıldızlı, günlü, güneşli birlik ve
cemiyet mensupları da; "Beş on poşet, üç beş koli." İle Mübarek ay’ı
tek geçmişlerdir.Kısa yılın kârı olarak da;
"Cennet Menzilinin Güneşleri." Hem büfeye kavuşmuş; hem de "Cennet
emlak." Bürolarının iki senelik kiralarını kurtaran ekip olmuştur.
Razı olma veya yön tayininde; "Hırs tartısı." Etkisinin yüceliği ve
"Makarnanın kudreti." Tartışılamaz.
Makarna, bina kirası, azcık Cennet’ten arsa, selam sabah biraz dua ile;
Maç başlamadan 1-0 iken; başlama düdüğü ile birlikte; 3-0 öndesiniz demektir.
Hakem de çok önemli;
Hakemi makarna ile tartıya koymak ayıp olur;
Nasıl ki "Cennet Menzilinin Güneşleri." Senin takımı desteklemiştik deyip; Allah
rızası için büfeyi kurtarıp, final maçında da; diğer takımın teknik
direktörüne "Senin takımı destekliyoruz." Diyerek "Cennet emlak."
Binasının iki yıllık kirasını peşin peşin kurtadıysa,
Hakemlere de; "Cennet’te villa, maçlara gitmesi için de araba." Tahsis
etmek gerek...
"Hediyeleşmek sevaptır." Babından fetvayı da kopardıktan sonra; hediye
vermek yahut almakta hiç bir beis yoktur.
Her maçın sonunda;
Galip ve mağlup taraf vardır...
Maçı kaybedenlere gelince;
Her ne teklifte bulunan olursa olsun; "Ben bu maça giderim, takımımı
desteklerim, yenilse de, yense de takımıma olan sevgim devam eder."
Diyenler olmuştur.

Makarna yok (Yaz ortası olduğu için şimdilik kömür en son akla gelen
kayıp), Cennet’te kulübe bile yok, hepsini geçtiler de; "Selam
verilip, selam alınmaları caiz olmayan." İlan edilişle, "Ötekileşmiş."Oldular.
İŞTE DEMOKRASİ...
ÇOK ZERZAVATLI SALATA...
AFİYET OLSUN....