10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
4258
Okunma

Dünyanın en güzel ülkesi benim ülkem, yazları yaz gibi yaşayabildiğimiz, kışların gelişine de , yavaş yavaş sonbaharın gelişiyle, psikolojk olarak kendimizi alıştırdığımız, canım vatanım.
Dünyanın çeşitli güzelliklerdeki ülkeleri, gezip görmek için hoş olabilir.
Enteresan doğa güzellikleri, değişik iklimleriyle ilk önceleri sevimli gelebilir insana.
Her insana kendi vatanı güzeldir. Doğduğu büyüdüğü, hatıralarını biriktirdiği, çocuklarını büyüttüğü, yurdu , vatanı, toprağı, her şeyi. Ama ben ille de bu ülke vatandaşı olmakla, bu topraklarda yaşamakla, gurur duyuyorum.
Allahım iyi ki ben bu topraklarda yaşıyorum , bu güzel coğrafyanın nimetlerinden faydalanıyorum.
Yazımı okumaya başlarken şaşırabilirsiniz, bu yazı nereye bağlanacak diye.
Az önce Almanya’da yaşayan büyük oğlumun eşiyle telefonla görüşüyorduk.
Geçen günlerde konuşurken:
-Anne biliyor musun, sıcaklık gölgede otuzbeş dereceyi geçti, demişti.
İstanbul yaz aylarında normal olarak genelde sıcaktır. Biraz evvel şakır şakır yağmur yağar, az sonra pırıl pırıl bir güneş açar, yaz sıcakları hafifleyerek devam eder.
Almanya’nın Nordrhein- Westfalen ( Kuzey Ren Vestfalya) eyaletinde Hannover’e yakın Espelkamp’ta yaşıyor çocuklarım.Bizim ülkemize göre biraz kuzeyde.
Eşimin görevi gereği yıllar önce biz de ayni şehirde yaşamıştık bir süre.
Yazın günler aşırı uzun, kışın da inanılmaz kısa.
Yazın yerel saatle onbuçuk onbire doğru güneş batarken, sabah dört dörtbuçuk gibi aydınlanıyor.
Kışın ise sabah sekizbuçuğa doğru güneş doğarken, akşam dört olunca da hava kararıyor.
İklimi de bir garip, bazı seneler sadece onbeş yirmi gün, ciddi anlamda yaz sıcakları oluyor. Biz İstanbul’da Ağustos ayında sıcaktan bunalırken, bizimkiler kalorifer yakıyor.
Gelinim üç gün önce konuştuğumuzda aşırı sıcak olduğundan bahsediyordu . Bugün şakır şakır yağmur ve oldukça serin bir havanın hakim olduğunu söylüyor.
Allahım şükürler olsun, bizleri bu güzel ülkede yarattığın, yaşama imkanı verdiğin için.
Coğrafi güzellikler bakımından harikalarla dolu bir ülke.
İstanbul’u ortadan iki yakaya ayıran boğazı, dünyada bir ikincisi olmayan bir doğa harikası.
Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen misairlerimizin ilk önce görmek istedikleri muhteşem havası, güzel manzarasıyla görülmeye değer.
Ege kıyılarımız girintili çıkıntılı sahilleri, Edremit, Ayvalık, Burhaniye gibi yazlık yerleşim yerlerinin bolluğu, oksijen deposu eski adı İda , şimdilerin Kaz dağları ile insana tatlı bir huzur veriyor.
Muğla, Datça Antalya turistik bölgeler olduğu için, anlatmama gerek yok, Kız kumu, Saklıkent, Side, Kemer, Göcek görenleri doğası, yeşili , kumu, denizi ile büyülüyor.
Ürgüp,Göreme Peribacaları ve adını sayamadığım güzelliklere ev sahipliği yapan iç Anadolu, göller yöresi Burdur ve dolayları.
Tuz gölü, dünyadaki sayılı tuzlalardan biridir.
Torosların ihtişamı , her gördüğümde beni büyülemiştir.
İskenderun, Mersin başlı başına harika.
Karedeniz, yeşil ile mavinin coşkun buluşması.
Doğu ve güneydoğuyu henüz görmek kısmet olmadı. Onlarında ihtişamını film ve belgesellerden az çok seyrediyoruz. İnci Kefali gibi nadir bir balık türünü, sodalı sularında barındıran Van gölümüz.
Gap projesiyle dünyanın dikkatlerini doğuya çeken güzellikler. Fırat ve Dicle başlı başına yaşam kaynağı, adını hatırlayamadığım,ve sayamadığım binlerce güzellik.
Yedi coğrafi bölge, yedi farklı iklim ve bunların toplamı, bu güzel ülke. Burada yaşamaktan, bu ülkenin vatandaşı olmaktan, çok mutluyum.
Rabbime sonsuz şükürler olsun, sen bu güzel vatanı kem gözlerden, kötü niyetlilerin şerrinden, iç ve dış düşmanlardan koru Yarabbi!
Bir şarkının dizelerinde geçtiği gibi:
Havasına suyuna, taşına toprağına,
Bin can feda bir tek dostuma
Her köşesi cennetim, ezilir yanar içim
Bir başkadır benim memleketim.