1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
634
Okunma
Kübra hayattan hep şikâyet eder, hiçbir şey onu mutlu etmezdi. Berbat bir hayat yaşadığını fakirliğin hep kendinde görüldüğünü, zenginlerin giydiklerini giyemediğini, yediklerini yiyemediğini, gezdikleri yerleri gezemediğini, şikâyet eder dururdu. Zengin çocukların, gezdiklerini görür onlar gibi başıboş gezmek, anlamsız eğlenceleri gibi, eğlenmek, belki de yakıştırmadan giydikleri ne olduğu belirsiz giysileri gibi giyinmek istiyordu. Hiç birisini beceremediği içinde sorunları çoğaldıkça çoğalır önünde kocaman bir dağ olurdu.
Ablası ise hayatın önüne getirdikleri ile yetinir. Bu gün ne işi olduğunu düşünür onu planlar; onları sıraya koyar ve ona göre hareket ederdi. Her şeye olumlu bakar iyi yanlarını görmeye çalışırdı. Bu gün yapması gerekeni yarına bırakmaz; hemen yapar ve bitirirdi. Önünde olumsuzlukları biriken kocaman bir iş yığını olmaz. Buda onun mutlu olmasını sağlardı. Kübra’ya pis, pis gülerdi. Yinede ona kıyamaz bazen de ona yardım ederdi. Taşıma suyla değirmen dönmez derler, Pansuman çözümler sorunları çözmez aksine çıkmaza sokar. Kübra her şeye maddi açıdan baktığı için mutlu olamaz, Tubi ise hayata olumlu bakıp elinde olanla yetindiği için mutlu olurdu. Babanın kubraya hayatı öğretmesi gerekirdi.
Şeker pancarını kuzinenin dolabına kondu. Yarım saat sonra çıkarildı; yumuşamış hani lokum gibi derler ya öyle olmuştu. Yumuşamış yenecek hale gelmişti.
Yumurta kondu biraz yanmasına rağmen sertleşti. Başka bir tepki verdi. Ama kabuğunu soyunca su gibi olan içi sertleşmiş peltemsi bir hal almıştı.
Kahve kondu; kahve kavruldu tabiî ki makinede çekti toz haline geldi. Bu üç işlemin ne işe yaradığını merak eden Kübra kendine göre sonucu çıkarmaya çalışıyordu.
Merakla bana dodu eeeeeeeee… Ne oldu şimdi dedi. Ben üç ayrı madde aynı işleme tabi tutuldu mu? Dedim. Evet dedi. Sende gördün aynı işleme tabi tutulmasına rağmen üç maddede farklı sonuçlar, farklı şekiller aldı yani ısıya karşı farklı tepkiler verdimi? Evet dedi:
Pancar daha önce sert, taş gibiyken, kuzinenin içine girince yumuşamış ve sertliği gitmişti. Yumurta ise çok kırılgandı; dışındaki ince kabuğun içindeki sıvıyı koruyordu. Ama kuzinenin sıcak odasında, kalınca, yanmış, yumurta sertleşmiş katılaşmıştı.
Ancak kahve çekirdekleri bambaşkaydı. Makineden geçip de sıcak suya konunca insana haz veren güzel bir içecek olmuştu.
Kübra sen bu üç olaydan ne anladın; hiç bir şey diye karşılık verdi. Verdi ama merakta etmiyor değildi. Gülerek bana anlat der gibi benim yüzüme bakti.
Ben kubraya sen hangisi olmak isterdin dedim. Yüzüme bakarak biraz tereddütlü bir bakışla kahve dedi neden? Kahve. İzah edemedi tabiî ki.
Hayatta pancara mı benzeyeceksin: Sıkıntılar karşısında pancar gibi mi? Olacaksın. Tepki karşısında ezilip büzülecek misin? Yoksa: yumurta gibi kalbi katılaştırıp sertleşecek misin? Yoksa kahve gibi Hayattan gelen sıkıntılara göğüs gerip seni Olgunlaştırıp yaşantına kahve gibi zevk ve haz veren biri olmaya mı çalışacaksın. Hangisini seçeceksin Kübra sen söyle.______________________________________AR________________________________