Her fiilin bir usulü bir adabı vardır. Bu usul ve adap, Allahın kullarına açtığı bir kapıdır. Maksatsız bir fiil olmaz. Maksatlar farklı farklıdır. Her maksadında bir kapısı vardı kişi kendinin yaptığını zanneder ama aslında işleyen maksadın kapısıdır. İhtiyaçlı olan kişi maksadını bilecek ve maksat kapısını bulacak. Maksat neyse onu aklına alacak, aklına alsın ki ona yönelsin, ona doğru harekete geçsin ve maksadın kapısına varsın. Kapıya varmazsan maksat hâsıl olmaz zira isteyen sen olacaksın ki Allah da sana maksat hâsıl etsin


Sen harekete geçmezsen maksat kapısı sana gelmez ve maksat kapısı sana açılmaz. Diyelim ki sen bir araba alacaksın, araba alacağını kimse bilmiyor duymamışta saten kafanda kurmuşsun çünkü otururken araba sana gelmez araba gelmediği gibi kimsede bilmez ve sana araba satmaya çalışmaz

Kul hakka yürümezse, hakkın kapısına varmazsa maksadı hâsıl olmaz.Maksat hâsıl olmayınca, gayen ve amacına ulaşamazsın. Dünyaya gelmekten maksat yemek içmek olamaz bu bir ihtiyaçtır. Esas maksat belki kendisini göndereni bulmak olabilir. Hani Allah buyuruyor ya’’ Ezeli ervahta biz zahirdik, siz yoktunuz iyilik ettik, kendimizi gizledik sizi zahir ettik, şimdi sıra sizde kendinizi gizleyin bizi zahir edin’’ Diyor.Kedinin maksadı avını almaktır hiç gördünüzmü avlandığını .Faernin yuvasının karşısına öyle bir orurur ki gözlerinden yaydığı manyetik halkalar fareye ulaşınca halkaların cazibesine kapılan fare yeneceğini bile bile gelir kedinin önüne.İşte maksadın kapısı olsa olsa budur.