Hepimizin birleştiği ve kabul gördüğü ortak düşüncemiz belli. O da, bu günün küçükleri, yarının büyükleridir. Öyleyse, geleceğimizin teminatı olan yavrularımızı maddi ve manevi anlamda korumak, hepimizin asıl görevidir.

Çünkü büyüklerimizden emanet aldığımız, bayrak, vatan ve tüm değerlerimiz, geleceğin umut çiçeklerine bırakılacaktır. Bu vesile ile geleceğimizin sigortası olan çocuklarımıza iyi bakmak zorundayız.

Çağ bilgi çağ, teknoloji çağı. Günümüzün şartlarına uygun şekilde eğitim-öğretim yapmak zorundayız. Aksi takdirde ileriyi göremez, mesafe alamayız. Dahası gençliği yetiştiremeyiz. O da, ister istemez sıkıntılara yol açar.

Altı yaşından itibaren çocukların bir günlük hayatının çoğunu okulda değerlendirdiklerini düşünürsek, içinde yaşadıkları, gelişip şekillendikleri, kişilik ve kimlik kazandıkları yerleri, onların benimseyip sevecekleri, oraya koşacakları ve oradan ayrılmak istemeyecekleri, bulunduğu yerde zevk alacakları mekânlar haline dönüştürmek zorundayız.

Devletimizin yapmış olduğu okullarımızı devlet-millet elbirliği ile çevresini, binasını, sınıflarını ve tüm bölümlerini öğrencilerimizin beğeneceği, benimseyeceği ve seveceği hale getirerek kocaman binaları, boş yatırmak yerine hafta içi ders çıkışından sonra ve Cumartesi Pazar günleri de dâhil, çeşitli faaliyetlerle halkımıza daha çok hizmet vermeye sunulmalıdır.

Bir yandan sınıflarımız günümüzün teknolojik sistemleriyle donatılırken, diğer taraftan da, sınıfların bakış açıları değiştirilmeli. Yani estetik görünüme de önem verilmelidir. Okullar çocuklara sevdirilmeli, sağlıklı, kendine güvenen, bilgili ve kültürlü neşe saçan bir nesil yetiştirilmelidir.

Geleceğimizin umudu olan çiçeklerimize her şeyin en güzeli layıktır. Şu da gözden kaçırılmamalıdır ki, düzenli, tertipli ve görselliği hoş olan ortamlar, çocukların iç dünyalarını ve bakış açılarını değiştirecektir. Bu da beraberinde davranış bozukluklarını düzeltip, başarıyı olumlu yönde etkileyecektir.

Evlerimizdeki modern görüntüyü çocuklarımızın sınıflarına da taşımak ve yansıtmak, sınıflarımızın da evimizin dışarıda bir parçası olduğunu kabullenmek ve çocuklarımıza da yaşatmak güzel davranış olacağından kimsenin kuşkusu yoktur. Şüphesiz nezih ortamlar öğrencilerin davranışlarının düzeltilmesine etki edeceği gibi, başarıya koşmalarını da tetikleyecektir.

Başarıyı yakalamak elbirliğiyle olur. Tüm çocuklarımız en iyiye, en güzele layıktır. Öyleyse haydin çocuklarımızı üzmeyelim, onları sevindirelim.

Bu bayrak bizim, Bu vatan bizim, Bu İstiklal Marşı bizim. Bu millet, bu asker, bu ezan bizim. O kadar bizim olanlar var ki, saymakla bitmez tükenmez, saymaya güçte yetmez. Bütün bunların öğretildiği yer okullardır. Öyleyse haydin, bu günün küçükleri, yarının büyüklerinin daha güzel ortamda, daya iyi yetişmeleri için, daha çok çalışalım.

Okulları güzelleştirelim. Başarı hepimizindir.

Cemaletin GÜRPINAR