10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1408
Okunma

Merhamet, yüce Yaradanımızın insanlara ve yarattığı tüm mahlukata verdiği en güzel hasletlerden biridir. Minik bir kedi yavrusu, rengarenk bir kelebek, mini mini bir bebek
gördüğümüz zaman kalbimizin rikkatle titremesi, onu koruyup kollama duygusu, bu ulvi duygunun açığa çıkış biçimidir. Hangi milletten ve ırktan olursa olsun, küçük bir çocuğun ağlamasına üzülmesine, hiç bir yürek dayanmaz.
Merhamet duygusu hanımlarda , bilhassa anne olanlarda biraz daha fazladır diye düşünüyorum. Akıl sağlığı yerinde anneler, çocukları büyüse, onlar kendileri de ana baba olsa, yine de bu sevgi, koruma kollama içgüdüsünden kendini alamaz.
Ben şahsen, kendileri baba oldukları halde oğullarım için endişelenip, ‘ aman hava soğuk,
senin üzerin ince mi? Üşümeyesin, aç mısın’ gibi sorularımla, elimde olmadan hala oğullarımı
gözetirim. Çevremde gözlemlediğim kadar, evlatlarına düşkün annelerde bu var.
Geçen gün izlediğim bir belgesel kuşağında, yavrusunu dikkatle emziren ana leopar hafızama takıldı. Normal olarak yırtıcılar sınıfına ait bir hayvanın, minik yavrularına o şefkatli davranışı düşünmeme sebep oldu. Hiç bir şekilde evcilleştirilemez kabul edilen, özel olarak eğitilip, nispeten sahiplerine alışıp, yumuşak başlı davranan bu canlılar, içlerinde Yaradanın
koyduğu kendini doğada koruma içgüdüsüyle, her zaman yırtıcıdırlar, güvenip de boş bulunmaya gelmez, pençeleriyle zararlı olabilirler. Ana olduğu zaman, o korkunç pençeler bile, yavrusunu incitmeden sarmalamasına mani değil.
Bunun yanı sıra, haberleri izlediğim zaman kara kara düşünmekten kendimi alamıyorum. Bilmem kaç çocuğunu bırakıp, kendi ana babasına acımadan, geride bıraktığı yavrularını düşünmeden çekip gidenler, evlenirken sadakat sözü verdikleri eşlerini gözleri görmeden, sözde yeni aşık oldukları kişilerle sırra kadem basıyorlar.Tesadüf eseri izleri bulunur da, kendilerine, ‘hiç mi acımadın çoluk çocuğuna, gözü yaşlı ana babana, diye sorulunca, arsız arsız konuşmalarıyla, herkesi çileden çıkarıyorlar.Geçinemiyorsan boşanırsın, evlatlarına sahip olarak büyütürsün. Merhamet, demek ki bu insanların bünyesine yaraşmamış, ya da vicdanlar, yaşanan ahlak dışı hayatlar yüzünden kabuk bağlamış.
Erkek kadın ayırımı yapmadan gördüğümüz o ki, aldatmalar ahlak dışı yaşantılar arttıkça, merhamet kayboluyor.
Şimdi bazı arkadaşlar şunu diyebilir. Geçim sıkıntısı, maddi imkansızlıklar buna sebeptir diye.
Çok gerilere değil, Kurtuluş savaşının yaşandığı yıllara bakalım. Maddi imkansızlıklar diz boyu; ellerinde avuçlarındakini ordusuna verip, kazma ve çapalarla bu vatanı savunan nene hatunlar, kağnı peşinde cepheye mermi yetiştiren yüreği vatanı ve evlatları için çırpınan , adsız hanım kahramanlarımızdan, bu yaşanan rezillikler yüzünden, özür diliyorum, haklarını bize helal ederler mi bilmem. Bu merhametsiz, çoluk çocuk, ana baba gözü görmeden, sevgili peşinde, ardlarına bakmadan evlerini terk eden erkek ve kadınları olan günümüz insanlarını bizler yetiştirdik.Bunu düzeltmek elimizde, yetiştirdiğimiz yavrularımıza örnek ana babalar olarak, onları merhametli, haram yemeyen, harama uzanmayan, çevrelerindeki insanlara sevgi ve saygı ile davranan insanlar olarak , kalblerinde iman , örnek vatandaş olarak eğitebiliriz.
Kalblerimizin nasır tutmasına izin vermeyelim. Maddi yönden hep kendimizden üstün olanları değil de, daha kısıtlı imkanlarla geçinenleri göz önüne alalım. Kanaatkarlık yüce bir erdemdir bunun, çocukken onların zihinlerinde filizlenmesine imkan sağlayalım. Her hal ve hareketimizle güzel örnek olalım.Mayası haramsız, helal gıda ile büyüyen neslimiz de, örnek vatandaş, hayırlı evlatlar olarak ardımızdan hayırla anılmamıza sebep olur inşallah.