24
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
3969
Okunma

Evimiz zemin kat, bahçe içerisinde, canım felaket sıkkın sorunlardan; Dolap beygiri gibi, odada dolanıp duruyorum, burnumdan soluyarak. Bir sigara yaktım, üçüncü nefesi çekmiştim ki, pencereden dışarı gözüm takıldı, tüm ihtişamı ile çok mu çok güzel bir çiçek, sanki bana bakı-yordu daldım o güzelliğine birden. Pencereye yanaşıp, bir ayağımı dışarı sallandırdım, bir taş parçası pencere dibindeydi, üzerine basarak o bir ayağımı da dışarıya çektim, o an taş döndü! Ben dengemi kaybederek o güzelim çiçeğin üzerine basıvermemle aniden! Kendimi yere atmam bir oldu! Ama çiçeği zedelemiştim o an! Beynimden vurulmuşa döndüm! Boynu bükülmüş çiçeğin boynunu kaldırdım, elimi çekince yine düştü, defalarca uğraştım olmadı, sevdim okşadım, konuşmaya başladım, öptüm, canım bigânem dedim, olmadı. Sanki şimşekler çakmıştı beynimde, kendi boynum kırılmışa döndüm. O biçarenin, boynu büküklüğü karşısında takati bitmiş dizlerime, elimle dayanarak kalkmaya çalıştım, zorda olsa kalktım. Gözlerim dolu! Ateş kırmızısı halimle, bir adım attım, durdum geri baktım, o bana boynu bükük bakıyordu! Gitmek istedim gidemedim, ayaklarım tutmaz oldu, dizlerim kırıldı sanki geri döndüm ellerimle okşayarak; canım diyemeden! İçimdeki acı ile gözlerimin içindeki tüm pınarlar boşaldı, hıçkırıklar içinde, tüm sıkıntılarımla beraber yağmur gibi akıyordu çiçeğin üstüne, böğürtüle-rimin gök gürlemesinde. Bilmiyorum ne kadar sürdü, bir baktım o zavallı çiçek büyüdü, büyü-dü, gözlerimde, tüm heybetiyle, başını kaldırdı, bana acımışçasına. Boynunu düzelti verdi gü-lümsüyordu, kendimden utandım, takatsiz dizlerimin üzerinde doğrulu verdim aniden. Heyhat! Heyhat deyip! Başladım, başıma vurmaya utanmıştım! Küçüldükçe, küçüldüm, o çiçeğin karşı-sında, ayakları dibine yıkılıverdim. Ben bu cüsseyle kalkamamıştım sorunlarımın altından. O zayıf bedeniyle bana büyük bir ders vermişti, kırık boynuyla bile, çıkmıştı sorununun altından. Bense yerin, bin kat dibine...
AZAP…