- 2026 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KIRMIZI DONLU KADINLAR
Nedir sanki “yeni” bir yıl? Doğa ya da tanrı tarafından değil, “insan eliyle” işaretlenmiş bir takvim sayfası o kadar.
Eğer o sırada hayatında yepyeni bir işin veya tomurcuk gibi henüz dalında dururken bile
sana heyecan ve yaşam sevinci veren bir aşkın yoksa, sürpriz yaparak gelen bir başarının veya beklenmedik bir başarısızlığın dersi de bulunmuyorsa, takvimin ve tarihin adının değişmesinin sanki ne önemi var?
Yılın adı değişse bile her şey senin için” eski” demektir.
Zaten yeni yıl diye kafana “soktukları” düşünce sadece daha fazla tüketmen, daha fazla umutlanman, daha fazla hayal kurman, dolayısıyla da takvimde yeni yıl başlayıp ilerledikçe daha fazla hayal kırıklığı yaşaman anlamına gelir.
Sonra da yeni yıl dedikleri tarih başlar başlamaz aylar hızla geçerken hiçbir umudun ya da hayalin sana uzaktan bile olsa gözükmez.
Ve serbest pazar piyasasının bütün gezegeni avucunun içine alıp şaşmaz şekilde işe yarayan bu tarihi” Liberal ideolojisi” ile bir kez daha fena kazıklandığını görürsün.
Ama yeniden umutlanıp tüketmeye devam etmen için sonra” bahar geldi, aşk zamanı” diye reklamlar sunarak yine sende tüketim tekerleklerini döndürüp ceplerini şişirerek duygusal özlemler yaratırlar.
Daha sonra da sonbaharın gizemli hüznü ve aşka benzeyen güzelliği laflarıyla yeni üretilen pahalı tüketim maddeleri moda haline getirilir ve yeni açılan kışlık mekanların cazibesi” yeni aşklar” beklentisi ile bir kez daha kafana yerleştirilir.
Ve kış başladığında yeni bir yıl daha yaklaşırken insanlar aynı döngüye bir kez daha kapılırlar da “ Biz bunu defalarca yaşamıştık, değişen bir şey olmuyor, fena kandırılıyoruz” diyen biri çıkmaz. Çünkü bir başkasının onu kandırmasına gerek yok, insanoğlu herkesten evvel kendini kandırmayı seviyor.
Birde şimdi koşuşturarak yılbaşı gecesi için kendine ve yakınlarına “kırmızı don” arayan, saçlarının sarısı, dişlerinin biçimi, konuşma tarzları ve hatta giydikleri bile aynı olan” tavuk” kadınlara baktıkça bu gelişmeyi beceremeyen memlekette işsiz ve parasız kalmayacak tek meslek grubu falcılar olmalı diye düşünüyorum.
Yılbaşı gecesi kırmızı don giyerse “donanacağına” yani şansının açılıp zengin olacağına inanan ve her sene yeni yıl geldiğinde hayatında çekirdek kadar bir gelişme olmasa bile yine de kırmızı don almaya devam eden bunca batıl inançlı insan varken, medyumlar işsiz kalır mı?
YORUMLAR
Kalmaz...
Kaldığımız yerde durduğumuz sürece
İyi bir araştırma
Fakat kırmızı donu kadınlarla bağdaştırman yerli degil
Erkekler yabana atılmış gibi...
O tarafa da dokundurmalıydın. Bu tarafa itiraz yokda.ADI DAHA DEGİŞİK OLABİLİRDİ MİSAL
Kırmızı donlu akıllılar...
Saygılar