Vatan gazetesi Kitap eki vasıtası ile bir yazarla tanıştım, Marc Levy. Ekte bahsedilen Keşke Gerçek Olsa isimli kitabı almaya gitmiştim ki devamı olan bir kitap daha olduğunu öğrendim, Sizi Tekrar Görmek. Her ikisini de aldım ve okudum.

Biraz yazarı tanıtayım sizlere. Levy, 1963 Fransa doğumlu. 40 yaşına yaklaştığı günlerde, oğluna anlattığı hikayeleri kağıda dökmeye karar veriyor ve ilk romanı Keşke Gerçek Olsa ortaya çıkıyor. Kitap dünya çapında büyük başarı kazanıyor, aylarca çok satanlar listesinde kalıyor ve otuza yakın dile çevriliyor. Yazarın halen yayınlanmış 6 kitabı var.

Levy, her şeyin tüketim ve yabancılaşmaya temellendiği günümüz toplumunda sevgiye, dostluğa tutunmayı öneriyor okurlarına.

İkilemenin ilk kitabı Keşke Gerçek Olsa, konusu açısından bakıldığında modern bir peri masalına benziyor. Ana tema insana " Hadi canım, olur mu öyle şey " dedirtse de farkında olmadan bitiriveriyorsunuz kitabı.

Konuyu kısaca anlatmak isterim. Dr. Lauren, bir trafik kazası sonucu bitkisel yaşama giriyor ve çalıştığı hastaneye getiriliyor. Lauren’in bedeni hastanenin yoğun bakım odasında yatarken ruhu özgürce dolaşmaya başlıyor. Lauren’in ruhunun en önce gittiği yer elbette yıllarca oturduğu, ama bitkisel yaşama girdikten sonra genç Amerikalı mimar Arthur’e kiralanmış olan apartman dairesi oluyor. Böylece olaylar zinciri başlamış oluyor. İlk kitap sonunda ayrılmak zorunda kalan ikili ikinci kitapta, bu kez farklı bir olayla, tekrar bir araya geliyorlar.

Soru şu :

Yaşam size ikinci bir şans tanısaydı, bunu kullanmak için tüm tehlikeleri göze alırmıydınız?

İlk kitap Lauren, ikinci kitap Arthur üstüne kurgulanmış.

Arthur bana çok daha ilginç geldi. Çünkü geçmişinde muhteşem bir anne tarafından büyütülmüş. Yazar da oluşturduğu kurgunun bilinci ile " Ölen bir anne, yanan bir kitaplıktır " demiş.

Hazır kitaptan alıntı yapmışken altını çizdiğim satırları aktarayım size. Hem yazar hem de kitap hakkında daha çok bilgi vermiş olurum.

" Kimse mutluluğun sahibi değildir; bazen şansımız yaver giderse bir kira sözleşmesi yapıp mutluluğun kiracısı oluruz. "

" Yaşamın bir kesitini biriyle paylaştığını öne sürebilmek için, kendinden bir şeyler vermeye gerçekten hazır değilsen, adamakıllı ilişkilere girebileceğine inanmaktan ya da girebilecek gibi görünmekten vazgeçmen gerekir."

" İnsan mutluluğa parmağının ucu ile dokunamaz. Ya vericisindir ya alıcı."

" Bencillerin, zor insanların, isteklerine ve umutlarına özgürlük tanımayacak kadar yüreksiz olanların üzerine kocaman bir çarpı attım. "

" İnsan her şeyi yaşayamaz, o zaman esas olanı yaşamak önemlidir; ve her birimiz için ’ esas olan ’ farklıdır. "

" En güzel anılar iki kişilik hayallerden doğar " ( benden yıldız aldı )

" Yalnızlık, ruhun kuruduğu bir bahçedir; orada yetişen çiçeklerin kokusu yoktur. " ( yıldız aldı )

" Giden bir erkek, asla geri dönmemelidir. " ( yıldız aldı )

" Gözlerimde gülüşlerinin rengi var. "

Bunların hepsi birinci kitaptan alıntılar. Çizdiğim için azar işittiğim için ikinci kitabı çizemedim.

Yazarın dili oldukça akıcı ve rahat. Okurken bana çok tanıdık geldi. İlk kitabı bitirdiğimde, arka sayfada yer alan diğer kitapları hakkındaki bilgileri okuyunca neden böyle hissettiğimi anladım. Levy, Paulo Coelho’nun talebesiymiş.

Coelho, benim için tapılacak bir yazardır. Simyacı, Şeytan ve genç kadın, Zahir, Veronica Ölmek İstiyor, Hac ve şu an okumakta olduğum Portobello Cadısı mutlaka okunması gereken kitaplar. Bunlar dışında yazara ait daha 1-2 kitap var ki, onlar da aynı şekilde illa ki okunmalı.

Toparlayacak olursak Marc Levy, kimi zamaman güldüren, kimi zaman hüzünlendiren anlatımıyla iki güzel kitap yazmış.

Okuyun, derim ama teklif var, ısrar yok. Yine de siz bilirsiniz.

Eser Aslanlı
İzmir