Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
Vaha Sahra
Vaha Sahra

Yaralı göç IV

Yorum

Yaralı göç IV

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1091

Okunma

Yaralı göç IV

Yaralı göç IV



Kalbimin güftesi,

bütün notalar seni vurur. Zavallı parmaklarım kaçamaz barınır melankolik acısına.
Güz çiğdemleri hasretimi döker çiy birikmiş yapraklarından.

Nemli yastığımda kaç mektup okunur bilsen. Hangi yanını çevirsem yaslandığım sen.
Kat kat karartı kanattığım çeken içine.

Boğdukça boğan bu güneşsiz derya, hangi sancılı doğuma gebe. Aynı toprakta yeşerecek mi gövdelerimiz umuda. Bıraktığın yerde mi yenilecek ölüme hücrelerim.

Hani diyorum iki kahramanı olsaydık peri masalının. Son nefes olsa bile kavuşabildiğimiz, bir hikâye alsaydı içine ikimizi.

Doyumsuzlaştırdıkça bizi ihtiyari sevda, yüzümüze kapanan kapılar olmasaydı ayaklarımızı bağlayan. Sen ki benim asırlık susamışlığım, dirim suyum gibisin. Gövdende kurumaya hazır pınar misali ben.
Dünümdeki noksanlık, yarınıma açılacak ufkum, kalakaldığım derdine düşkünlüğüm.

Hani gelsen; hafifler mi kalbimi harabe eden özlemin çekim kuvveti. Vuslat düşer mi payımıza. Yoksa bütün sevmelerimiz suya mı düşecek öznesiz.

Yılan misali kader besliyor, kaygan ve soğuk koynunda ikimizi. Ne yazık ki dünyayı tersine döndürebilecek cesaret eksikliğimiz kavurur bedenlerimizi.

Ruhumu ruhuna saldım, say ki can ateşimdir ensende solan. Gayriihtiyarî yitişimi sev gayri.



Sude Nur Haylazca

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yaralı göç ıv Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yaralı göç ıv yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yaralı göç IV yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
meselci
meselci, @meselci
22.9.2009 20:11:19
Doyumsuzlaştırdıkça bizi ihtiyari sevda, yüzümüze kapanan kapılar olmasaydı ayaklarımızı bağlayan. Sen ki benim asırlık susamışlığım, dirim suyum gibisin. Gövdende kurumaya hazır pınar misali ben.
Dünümdeki noksanlık, yarınıma açılacak ufkum, kalakaldığım derdine düşkünlüğüm.

Hani gelsen; hafifler mi kalbimi harabe eden özlemin çekim kuvveti. Vuslat düşer mi payımıza. Yoksa bütün sevmelerimiz suya mı düşecek öznesiz.

Yılan misali kader besliyor, kaygan ve soğuk koynunda ikimizi. Ne yazık ki dünyayı tersine döndürebilecek cesaret eksikliğimiz kavurur bedenlerimizi.

Ruhumu ruhuna saldım, say ki can gayriihtiyarî sev gayri.



sude nur dostum,,,

sevgin yağmurlar gibi bereketli

seslenişin
içten ve yürekten.

saygımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL