12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2371
Okunma

Onur BİLGE
Arabadakileri yavaş yavaş çıkarmaya başladık. İlk işimiz yere örtüyü yaymak ve anneannemi bir köşesine oturtmak oldu. Kalanların hepsini indirdikten sonra herkes eline gelen işi yapmaya başladı. Mustafa Bey, ateş yakmak için kuvvetli odun topluyordu, ben de çalı çırpı... Yere üç taş koydu, sacayağı yerine. Getirdiği odun parçalarını aralıklı, hava alacak şekilde aralarına yerleştirdi. Yanlarına, getirdiğim çırpıları koydu ve yaktı. Çayımız doğada, doğal yolla pişecek, bitinceye kadar sıcaklığını korumaya devam edecekti.
Kilimin üstüne masa örtüsü serilmiş, her şey üstüne yerleştirilmişti. Kurumuş otlar, kilimin altında çıtırdıyor, bir şeyler fısıldıyordu. Anneanneme:
“Kuru otlar ne fısıldıyor, sizce?” diye sordum.
“Hayatın hakikatini...”
“Nedir o?”
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 6
ÖDÜL - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15