Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar

BALAYI GEZİMİZ

Yorum

BALAYI GEZİMİZ

7

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2307

Okunma

BALAYI GEZİMİZ

Geçenlerde bir gün, bu siteden arkadaşım olan Sevgili Refika ERTEKİN ile msn’ de sohbet ederken, konu nasıl geldiyse İzmir fuarına geldi.Kendisi, İzmir fuarından bahsedince , anılarım beni tam yirmi üç yıl öncesine götürdü.

Evlendiğimizde mevsimlerden sonbahardı. Yaz olmadığı için bir program yapamamıştık.Eşimin isteği ve benim onayım üzerine İzmir fuarına gitmeye karar verdik. Akşam sekiz buçuk gibi Bolu’ dan bindiğimiz otobüsle yola çıktık. Yaklaşık on saat süren bir gece yolculuğundan sonra sabahın ilk ışıklarıyla İzmir terminaline ulaştık. Amacımız, büyük bir fuar olan İzmir fuarını gezmek. Fazla bir bilgimizde yok. Terminalden bindiğimiz dolmuşlar ile fuarın giriş kapısına geldik. Velhasıl görevliler ile birlikte içeriye girmiş olduk. Elimizde yanımızda getirdiğimiz, bize ait ufak tefek eşyalarla birlikte fuarı gezeceğiz.

İn, cin ortalıkta top oynuyor. Kimsecikler yok. İzmir’ i bilmediğimiz içinde nereye gidilir, neresi güzeldir bilmiyoruz. Uykusuzluk bir taraftan. O sıralarda eniştemiz de seminer dolayısıyla İzmir’ de. O’nun yanımıza gelmesini beklemeye karar verdik. Akşam olduğunda insanlar yavaş yavaş gelmeye ve kalabalıklaşmaya başlamıştı. Eniştemiz ile buluştuktan ve epey bir stantları gezdikten sonra çimenlerin üzerine herkesin yaptığı gibi oturduk.

Yorgunluk ve uykusuzluktan harap olmuş bir haldeyiz.Aklımızın başına gelmesiyle birlikte, akşamın geç sayılabilecek bir saatinde otel aramaya çıktık. Çevredeki, kalabileceğimiz oteller fuar nedeniyle dolmuş. Boş oteller ise bizim kalabileceğimiz tür oteller değil. Bütün aramalarımıza rağmen boş oda bulamadık. Saat gece yarısını geçerken, bu sevdadan vazgeçmek zorunda kaldık.

Terminale tekrar dönerek, yakın yerlere gitmeye karar verdik. Turistik yerlerde de boş yer bulamayacağımızı düşünerek, Bandırma’ ya gitmeye karar verdik. Gecenin geç bir saatinde bindiğimiz otobüs ile yine sabahın ilk ışıkları doğmadan Bandırma’ ya ulaştık.

Eşimin ve benim gözlerim yorgunluktan kızarmış bir vaziyette ayağımızı oraya attığımızda, İzmir’ e gelirken yaptığımız hatadan ders alarak , otel aramaya başladık. Maalesef orada da boş yer bulamadık. Gittiğimiz otellerden bir tanesindeki bir görevli öğlen on iki gibi bir odasının boşalacağını söylediğinde, sevinçten uçacak gibi olduk. Deniz manzarasının olmadığını da vurgulamıştı. Bizim için o anda önemli olan dinlenebileceğimiz ve uyuyabileceğimiz bir odanın olmasıydı. Rezervasyonu yaptırarak, vakit geçirmek için yakında bulunan bir çay bahçesine gittik.

Yaklaşık olarak önümüzde dört saat gibi bir zaman dilimi vardı. Fakat, ikimizde bu süre içinde nasıl ayakta kalacağımızı düşünüyoruz. Kafamızı masanın üzerine koymak ve biraz kestirmek istiyoruz. Ancak, çevremizdeki insanlardan utanıyoruz. Gözlerimizi ellerimiz ile tutarak oturmaya çalışıyoruz. Arada bir ben uykuya dalar gibi olduğumda eşim beni uyandırıyor. O, uyumaya başladığında ben onu uyandırıyorum. Bu şekilde tam on ikide biz otelin lobisinde hazır bir şekilde beklemeye başladık. Oda boşalır, boşalmaz koşar adımlar ile odaya attık kendimizi. Yatağa kendimi nasıl attığımı hala hatırlıyorum.

Yatar yatmaz derin bir uykuya dalmışız. Gecenin on ikisinde uyandığımızda hiçbir şey yemediğimizi hatırladık. Eşimin aperatif yiyecekler alıp gelmesi ile midemiz bayram etti. Tekrar uyuduk ve ertesi sabah dokuz gibi kalktık. Bu kez dinlenmiş bir haldeydik. Kısa bir şehir turundan sonra otele geri döndük. Otelden ayrılarak, Erdek’ e gitmeye karar verdik. Erdek’ in daha kalabalık olacağını düşündüğümüz için İzmir’ den oraya geçmemiştik. Erdek’ e geldiğimizde neredeyse otellerin yarısının boş olduğunu gördük. Onca saat boşuna çay bahçesinde kendimize eziyet etmiştik. Erdek’ te iki gün kaldık. Denizi tertemizdi. Yunus balıklarını seyrettik sahildeki çay bahçesinde. İki günün sonunda feribot ile İstanbul’ a, o harika güzellikteki şehre geçtik. Deniz yolculuğumuz harika geçti. Püfür püfür esen rüzgârı yararak ilerliyordu feribot. Meşakkatli de olsa o balayı gezimizi hiç unutmadık.

Bundan dört yıl önce yine Erdek’ e gittiğimizde o günler aklıma geldi. O gittiğimiz tertemiz ve bakir halde olan Erdek yoktu yerinde. Deniz kirlenmiş ve ağır bir koku yayıyordu etrafa. Yunus balıklarını da göremedim yerlerinde.

Anlayacağınız, zaman çok şey götürmüştü doğadan ve bizden. Doğa’ yı biz insanlar, bizi de yıllar değiştirmiş olmalıydı. Benim de saçlarım ağarmaya başlamış, yüzümdeki çizgiler artmaya başlamıştı.

Anılar olmasa idi bugünün değerini bilebilir miydik acaba ? Teşekkür ederim Refika. Beni yirmi üç yıl öncesine götürdüğün için.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Balayı gezimiz Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Balayı gezimiz yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BALAYI GEZİMİZ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
refikaertekin
refikaertekin, @refikaertekin
29.8.2009 17:01:45
canım arkadaşım benim bir çırpıda okudum yazını gerçekten o konuşmalardan bir yazı çıkartabilmen ve bu kadar içten olması süper bir duygu süper bir hülya nın işi diyorum
banada yer verdiğin ve onure ettiğin için çok ama çok tşk ler ederim
selam ve saygılarımla
he rşey kirleniyor ama önce nefsimizden başlayarak temiz bir insan temiz bir çevre ve dünya oluşur

siz siz olun sakın izmire geldiğinizde ne zaman olursa olsun otel ve yatacak kal ayarlayın ve her işten önc ebunu yapın bence
tekrar geldiğinizde ben bekliyorum benim ertekin palasta denize nazır odalar mevcuttur deniz dalga sesleriyle uyursunuz beklerim canım benim
hoşçakal
nilkurt
nilkurt, @nilkurt
29.8.2009 14:59:38
NE GÜZEL ANLATIYORSUNUZ, ANILARINIZI...YİRMİ YIL ÖNCEKİ İZMİR FUARI, FUARDI HANİ....ARTIK O ESKİ TADI VE HEYECANI VERMİYOR...İZMİR HALKININ RAHATLIKLA ALTINDAN KALKABİLECEĞİ TEK EĞLENCE MEKANIYDI OZAMANLAR...BİR DE MAKSİM GAZİNOSU VARDI Kİ ORAYA ANCAK ÜST TABAKA GİDEBİLİRDİ...FUARIN AÇILMASINI EN ÇOK TA ÇOCUKLAR BEKLERDİ, LUNAPARK İÇİN...NE ANILARIMIZ VAR FURA DAİR...BENDE ONLARI HATIRLADIM SAYENİZDE HÜLYAM KARDEŞİM...VAROLUN....
ayhansarıkaya
ayhansarıkaya, @ayhansarikaya
29.8.2009 14:12:36
10 puan verdi
iNSANIN BAŞINA BÖYLE ZAMANSIZ VE HESAPTA OLMAYAN AKSİLİKLER GELİYOR.eN İYİ KARAVAN TİPLİ ARABAN OLACAK NE OTEL DERDİN NE DE LOKANTA ARAMA SIKINTIN OLUR.AYNEN BENİM YAPTIĞIM GİBİ...

DOĞRUSU BAYAĞI BİR SIKINTI ÇEKMİŞSİN HÜLYAM KARDEŞ.AMA İŞİN İYİ TARAFI DA BU SIKINTILARI UNUTMAMIŞSIN DEĞİL Mİ.BAK GÜZEL BİR YAZI ÇIKTI ORTAYA...

SAYGI VE SELAMLARIMI GÖNDERİYORUM...
caliikusu
caliikusu, @caliikusu
29.8.2009 11:29:04
10 puan verdi
Fuar dün açıldı...Yıllardır İzmir fuarına gitmiyorum...Eski tadı kalmadı çoğu şey gibi onunda...
Çok hoş bir anıydı..Paylaşımın için teşekkürler...
Sevgilerimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
29.8.2009 07:12:52
Kutluyorum Hülyam.
Balayında aksilikler yaşamasaydın belki bu kadar renkli olazdı...
Güzel bir paylaşımdı.
Sevgilerimle.
Onur BİLGE
Onur BİLGE, @onurbilge
29.8.2009 02:50:12
4 puan verdi
Güzelleşebilirdi de... İnsanın girdiği her yerde kalıntısı var.

Kutluyorum.
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
29.8.2009 01:51:11
"Bir kara tesbih geceler...Bu tesbihi bir çeken var " diyor Arif Nihat ASYA...Ne yerinde kalıyor ki. En yakınına kızına bak...Nasıl büyümüş, üniversiteli olmuş. Kabul etmesek de dünya ile biz de ahir zamnın son demlerini yaşamaktayız. Deniz kirlenir, hava kirlenir, kalpler kirlenir...Bu çağa yakışan bu arkadaşım. Kirlilik çağı...
hoş bir anı yazısıydı.Paylaşım için teşekkür ederim.Sevgilerimle.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL