11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1120
Okunma

Onur BİLGE
Geçmişin taşlı tozlu sokaklarında dolaşmaya devam ederken pencere önem kazanmaya başladı. Göz, alıştığı noktaya gitmeden edemez. Bir kez takılmaya görsün. Gündüz arkadaşlarla mutat buluşmalarımız, gezmelerimiz sürerken, ilk akşamdan başlayan anıları yazma, sabahı bulmakta...
İzlendiğimi biliyordum, göz ucuyla izliyordum; ben bir şey göremiyordum ama sokak lambası projektör gibi sahneyi aydınlatmaktaydı. Yılan hikâyesine dönen ama ne uzayan ne kısalan bu ilginin nereye gideceği belli değildi. Benim doktor, hastane, ölü, mikrop takıntım, ona tahammülüme imkân vermezdi, onun da bir adım atmaya cesareti yoktu. Belki de korkuyordu benden. Cadılığım ön plandaydı. Kendi halinde, fakat başına buyruk bir kızdım. Vücut dili diye bir şey vardı ve ben onu, göremediğim halde ne kadar kuvvetle hissediyorsam, mutlaka o beni, kuşbakışı seyrederken her hareketimden satır satır okumaktaydı.
Gerçekten onun dünyasını merak ediyordum.
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 5
OYUN - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15