9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
694
Okunma

Onur BİLGE
Oğlanlar, faytonların arkasına takılıyor, bir yere tutunup, yatay direğe oturuyor, ağızları kulaklarında, neşeyle gidiyorlardı. Arabacı fark ederse, kamçıyı arkaya sallıyor:
“İnin ulan ordan! Başımı belaya sokcasınız! ” diye bağırıyordu.
Bu, çok zevkli bir şey olmalıydı ki o kadar azar işitiyor, kamçı yiyor, yine de her geçene takılıyorlardı. Oraya bindikleri zaman o kadar keyifleniyorlardı ki bir defa da ben denemek istedim. Acaba nasıl bir şeydi?
Bir yere gideceğimizde babam; bizden önce evden çıkar, kahvelerin yanından bir fayton çevirir, biner, eve gelirdi. Atlar, taşlı tozlu sokaklarda tozu dumana katarak, talimli adımlarla, burun deliklerini aça aça soluyarak gelir, ağızlarındaki gem çekildiği için değil de, sanki bizi memnuniyetle karşılıyorlarmış gibi başlarını yukarıya kaldırıp, gözlerini açarak dişlerini göstererek gülerler ve geriye çekilerek dizlerini gererek rahatlarlardı. Arabanın yanındaki demire basarak içeriye girer, babamın yanına oturan annemin karşındaki dar
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 4
AYNA - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15