Dağları çok severim hele bulutlu ve ya sisli olduğu zaman bir başka güzeldir. Yemyeşil dağlar. Bulutlar indimi kucakladı mı ağaçları uzak tan ban başka güzelliğe döner ağaçlar ve bulutlar. İşte böyle bir güzelliği yaşadım kara denizin Sümela manastırında
Yaradanım nasip etti gösterdi bu güzel yeri hem de sisli ve hafif yağışlı bir havada bu tabiat güzelliğini anlatmak hiç te kolay değil. Bir otobüs insan geldik gezerek bu güzel yere havada yağmur vardı hani ahmak ıslayan cinsinden güldür güldür akan dere etraf yem yeşil ve ağaçlar duş almış. Karışmış yeşilin kokusu toprak kokusuna harika bir manzara.
Sonbaharın başlarındayız ne soğuk ne sıcak mülayim bir hava ve tabiatın güzelliği. Manastıra bakınca merdiven dayasan tutulacak gibi dış duvarı görünüyor. Önce karnımızı doyurduk dinlendik çok güzel bir yer yapmışlar dinlenmek için derenin üzerine gitmeye kara verdik gurup yanaşmadı kimi gördük kimide ne gerek var diye ama biz bir minibüs doldurduk çıktık yola kıvrım kıvrım yol hafif yağmurda yola koyulduk virajları döne döne yeşillikler içerisinde çıktık bir hayli. Araba yolu bitmişti artık yukarılara yürüyerek çıkacaktık. Başka gidenlerde vardı koyulduk yola. Ağaçlardan görünmüyordu gökyüzü bile ve doğal merdivenler ağaç köklerinden ağır ağır çıkıyoruz kalbimiz duracak nerde ise ama beni en çok mutlu eden bulutlar ve sis oldu. Önümüzü göremiyoruz iyice inmiş ağaçlara sarılmış bulutlar. Düşen yağmur taneciklerinden çıkan sesler sanki senfoni çalan bir müzik gibi hışırtılı ağaçlar bulutlara aşk fısıldıyor bulutlar ağlıyor bu tatlı nağmelere öyle güzel öyle gizem li ki
Anlatılmaz bu doğa olayı içerisinde bir hayli yol aldık ağaç köklerinden olan merdivenler bitti şimdi normal merdiven çıkıyoruz kaç basamak saymadım daha önce giden bir ahbabım yüz basamak demişti ne kadar duğru bilemem ama bir hayli var. Yollar ne kadar uzunda olsa bitiyor merdivenlerde bitti. Biz nefes nefese girdik manastıra ben böyle tarihi yerleri perişan görünce çok üzülüyorum asırlar boyunca nelere dayanmış yağmura kara sıcağa rüzgara ayak diremiş ama insanlara baş edememiş çaresiz kalmış gibi geliyor evet ne emekler ne çaba ve nasıl yapılmış akla durgunluk verecek o mermerler nasıl çıkmış buralara ne insanlar ne canlar gitmiştir burası yapılana kadar gizlide yapılmış burada Hıristiyan talebeler yetiştirmek için ve Osmanlının içine salıp hıristıyanlığı yaymak amacı için yapılmış dendi. İster Müslim ister hırıstiyan yinede insan bunları yapan evet görülmeye değer miş deyip dolaştık o renkler o işlemelere hayran kaldım resim çekmek yasak dediler yinede bir tane çektik unutmamak adına restore yapılacak dediler biraz kum koymuşlar Allah hım böyle yerleri çok yerde gördüm ama hepsi hayal sivasta cami ve külliyeler bitmiş harap olmuş E restore edilecek bir parça kumla olacak iş mi?
Van gölünün ortasında Akdamar adası öyle güzel ki kilise etrafındaki figürlerle anlatmışlar tarihini ama orası da perişandı yalnız zamanı unuttum televizyonda gördüm restore edilmiş ve turistik olarak açılmış çok sevindim orası kurtulmuş gittiğimiz zaman bahardı bademler çiçek açmıştı gelinler gibi anlatılmaz güzelliği vardı dağlar bembeyaz kar Van gölü desen ayrı bir güzellikte idi işte aynı Ağrı doğubeyazıtta da ıhsak paşa sarayı da öyle bakımsız nereden nereye geldik Sümela manastırı derken nerelere gittik. Çok güzel ama bakımsız bu yeri geride bırakıp yine ağaçlar ve sisler arasında geri döndük iki kişinin zor geçtiği ama doyulmaz güzelliği olan bu yerleri gösterdiği için rabbime sonsuz şükürler ediyorum. Sislerin ağaçları kucakladığı bu güzel yerleri gezmek görmek öyle mutluluk veriyor ki insana dileğim herkes gitsin görsün yeni yerler yeni geziler dilerim rabbimden her gittiğim yerde bir anım var rabbim onlarıda yazmaya nasip etsin ben Sümela manastırına gideli altı yıl oluyor inşallah biraz düzelme vardır bu yıllar içinde restore edilmiş olmasını diliyorum rabbimden.
AYŞE KAran