13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1002
Okunma

Onur BİLGE
Karşımızda bir daire vardı, perdeleri hiç açılmayan. Zerrin Hanım’ın oturduğu evin üstü... O apartmanda herkesi tanıyordum ama orada kim ya da kimler oturuyor bilmiyordum. Önceki oturanların kızları, okul arkadaşım, Sosyal Sigortalar Kurumu’nda memur olarak çalışan Tuba’ydı. Yıldırım’da ev alıp taşındılar. On beş gün kadar boş kaldı, sonra sanki ölüm giysilerine, beyazlara büründü pencereler ve ev adeta mühürlendi. Görünürde kimseler yoktu. Acaba, içine eşya konmuş, terk edilmiş bir ev miydi?
Perdeleri bembeyaz, keten gibiydi. Patiska belki... Yıkamak için de mi çıkarmıyorlardı? Bir kere bile aralandığını görmemiştim. Camsa sanki sabitti. Ne açıldı, ne silindi. Bu daire kimindi?
Her perdeyi açışımda, pencereden bakınca gözüm o camlara takılmaya başladı. Soldaki perdenin solunda, sağdaki perdenin ortasında ve solunda dört parmak kadar aralıklar vardı ve ne artıyor ne eksiliyordu. Büzgüleri rast gele dağıtılmış, birinin alt ucunun kıvrımı sola doğru eğimliydi.
Merak ne kadar kötü bir duygu! Esir alıyor düşünceyi. İşini gücünü bıraktırıp,
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 2
DEFİNE - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15