30
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
3574
Okunma


Akan binlerce insan -seli- içinden bir sen olursun diye, umudum ayakta kalmıştı.
Seni andırsa biri azıcık, alamazdım kendimi. Hallerim yaban, hallerim acınasıydı.
Umut mu, inanç mı döneceğine bağlandığım bilmiyordum. Bütün insanların geçtiği yollarda
beklesem, kaç ihtimal görebilecektim seni? Yönetmenlerin filmlerde kotardığı bu rastlaşmalar için ne yapabilirdim? Görsem de, yığdığın buz dağlarına çarpıp donarak parçalanacaktım.
Sevmek ayrı, kabul etmek ayrıdır demiştin. Ayrı gitmiştin. Ayrılmıştık değil, hiç beraberlik olmadı ki...
Kör bir olasılığın kaotik heyecanıyla yollara çıktım nice aylar boyunca. Yollar geçtim, ağaçlar altında konakladım. Ben sulara dokununca rüzgarların dindiğini, gürültülerin, çığlıkların dindiğini müşahade etmiştim ya; bu yüzden ağaçlar sulardı en yakın dostlarım. İnsan mı hayır? İnsanlarla duygu aktarımı, paylaşımım hiç olmadı. Toplumdan, yasalardan, sözlüklerden, geleneklerden, aklın yol ve yöntemlerinden çok uzağa düşmüştüm, ben beni yakanın ne olduğunu anladım. Rüzgarlar, yıldızlar, ağaçlar zararsızdı. Deniz zararsızdı. Haklılığımı bir onlarda anladım. Odamın duvarlarında yıldız resmi, deniz ve ağaç resmi de var ama rüzgar yok. Tıpkı hikayemin anlatılacak bir yanının yok olması gibi. Rüzgar kitabı yazdım yine rüzgar çıkmadı ortaya, olsun ben biliyorum ya.
Şiir dönemleri, şiir toplulukları, şairler, Şair-i azamlar, şiir akımlarını gezdim dolaştım. Dilime bir lisan bulamadım. Hep çiçek diyorladı. Oysa bizim gülümüz erken solmuştu, hatta kurumuş, kurutulmuştu. Kurumuş güllere iç geçirse de biri, maceramız edebiyatın tümden dışında kalıyordu. Zaten güller de bir süre sonra, özünü yitirip bedenden ibaret birer saman çöpü haline gelmekten kurtulamadılar. Artık güller için yazmak da yavan kalıyordu.
Marjinal!
Desem ki, ilk gün gibisin bana. Ve sen uzaklaştın bu ilk günden uzağa.
Marjnalim evet. Edebi olmayan, günün dışında ve tarihin sonunda, günlerin sonuna uygun bir duygu birikimi boyverdi bilinç tarlamda.
Ağlamak da bir gülmek de. Varlığın da bir, yokluğun da.
Sevmek yanında olmak mı, yanında olmayı istemek mi örneğin?
Olma istersen sonsuza dek. Sonsuza dek olacek bende olmanı istemek.
Benim bitti hesabım.
Ne alacaklı ne borçluyum kimselere.
Bir şeye mutluyum. Sen küfür dersin, öyle bir iman var ki içinde. Sen ihanet dersin öyle bir özlem var ki içinde. Anlamadın mı, hesapsız çocuklar gibi harcamam her şeyimi bundan.
Mutluyum.
Şimdilik içime akmada nehirlerim.
Bir gün yaldızlana yaldızlana nazla akacak yeni yepyeni bir mecrada.
Evet adın olacak içinde, yazılmadan hem de, söylenmeden hemde nazlim, sana borçluyum çünkü. Senin renklerinle yeniden doğdu sahip olduğum her şey. Sağol.
Bu gelmeni istemekten ya da gelmemi istemenden farklı bir şey.
Mutluluğun mutluluğumdur.
1000.0
100% (1)
10.0
100% (6)
5.0
100% (1)