Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Sinan YILMAZ54
Sinan YILMAZ54

MART KIRIMI

Yorum

MART KIRIMI

5

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

3139

Okunma

MART KIRIMI



Uzun kış mevsimlerinin bahara döndüğü zamanlarda geçmiştir olay. Anadolu’nun pek çok yerinde baharın gelişi şölenler,türlü eğlenceler içinde yapılan geleneksel törenlerle kutlanırdı günümüzde olduğu gibi.
Biz o zaman henüz çekirdek aile dönüşümünü gerçekleştirmemiştik. Babaannemin de bulunduğu bir köy evinde yaşandı az sonra anlatılacaklar.

Yaşadığımız köyde eski takvim hesabınca mart ayının ilk günü eve dışardan bir canlı gelmesi adeti vardı. Sabah erken saatlerde bereketli, çalışkan, dürüst, üretken, sözüne güvenilir ,tez canlı birinin evin kapısından içeri girmesi çok önemli kabul edilirdi.Adına mart kırma denilen bu uygulamaya göre o yılın uğurlu-uğursuz, iyi-kötü geçmesi , bereketli olması hep bu olaya bağlanırdı .

Bir önceki yıl kaynanasının tavsiyesine uyan annem Telli Teyzenin martımızı kırdığını , hatırlatıp durmaya başladı.O sene fındığımız az olmuştu.Tavuklar az civciv çıkarmıştı.Mısır tarlasından beklediğimiz ürün alınamamıştı. Bunların asıl suçlusu da o yıl martımızı kıran zavallı Telli Teyzeydi.(Annemler ona bibi derlerdi) Şubat ayı içerinde annemim sızlanmaları başlamış, çözümü de ortaya koymuştu: Mart kıracak iyi bir adam bulmak.
Aslında açık açık söyleyemese de ilk başlarda annem kararını çoktan vermişti. sabah eve ilk önce dayım girecekti.Ben akşamdan onların evine gidecek sabah erken birlikte dönecek,böylece mart dayım tarafından kırılmış olacaktı.Bundan sonraki beklentiler ise tamamen güzel şeyler,bereket,sağlık,mutluluk üzerine düşünülüyordu herhalde.
Nihayet o sabah oldu.

Dayım sabahın alaca karanlığında çantasına doldurduğu ekmek,un,sebze ve meyvelerle yola düştü.Tabii ben de ardına…dayım yol boyunca pek konuşmadı.Hızlı hızlı yürüyor ,kendinden büyük olan annemin gazabından ürktüğü her halinden belli oluyordu.Arada yoruldun mu soruları yöneltiliyor ama ne diyeceğimin bir anlamı olmadığı da yürüyüşünden belli oluyordu.
Kapının bulunduğu alanda köşeyi döndüğümüzde dayımın,benim ilk önce anlayamadığım tuhaf bir öfkesini akabinde galiz küfürlerini duydum.İrkildim.Bu küfür neyin nesiydi?...

Dayım açık kalan kapıyı gösteriyor ,bu hayvanların burada ne işi var,kim açık bıraktı kapıyı ……deyip duruyordu..Durumu anlamaya başlamıştım.Kardeşinin sesini duyan annem ve kaynanası odalardan paldır küldür kapıya çıkmış olsalar da iş işten çoktan geçmişti.Annem de yüz göz kireç rengine dönmüş,ardından,dış kapının neden açıldığı sorusu ortalığa atılıyordu.Annem sabah tavuklara yem vermek için dışarı çıkmış,içeri girerken kapıyı tam olarak örtmeyi unutmuştu.Dayım çok öfkeliydi.Hala hayvanlara abes sayılabilecek sözler ediyor,onca yolun boşa gittiğine dertlenip duruyordu.
Daha sonra neler yaşandı tam hatırlamıyorum.Üç büyük insan bana olaydan söz etmemem gerektiği konusunda tembihte bulundular ,onunda sebebini pek anlayamamıştım ya neyse…

O yıl çok iyi biliyorum o yıl meyvemiz çok oldu.Bir kısmı kışlık için kurutuldu , bir kısmı pekmezlik için ayrıldı.Fındık bereketli bir dönem geçirdi.Mısırlar beklenenden iyi ürün verdi.İnekler bol sütü çok işe yaradı. üstelik bir danamız dünyaya geldi. tavuklar yumurtaları ziyan etmeksizin iyi bir kuluçka dönemi geçirdi,hatırı sayılır miktarda civcivimiz oldu.

Aynı yıl bizim haneden hiç kimse martımızı amcamın köpeği ve eniklerin kırdığından söz etmedi.Arada bir annem kardeşini inceden geç geldi diye suçlasa da genelde susmayı tercih etti.Ve hiç birimiz çok bereketli,uğurlu geçen hasat dönemini amcamın köpeği ve yavrularına bağlamadık.

Hatırladığım:O yıl sonbahara doğru köyden şehre göç edildi.Ve mart kırma geleneği de bizim yeni hayatımızla birlikte eski hatıraların arasında yerini aldı.Ve daha hiç martımız kırılmadı.
Babamın anneme iki, üç defa şubat sonlarında bu olayı hatırlatıp alaylı bir tarzda “sabah erkenden kapıyı açık bırakma, itler mart kıracak kapı arıyorlar”dediğini iyi biliyorum. Annem hala üzerinden atamadığı suçluluk duygusunun etkisinde yüzü utançtan al al yavaş konuş herkes duyacak dedi.Bu ilk söz benzer şekilde sadece bir iki defa tekrarlandı o kadar.
Ve bu olaydan sonra bizim hanede bir daha hiç mart kırma adetine uygun davranışlar sergilenmedi.Unutuldu gitti.Eski takvim hesaplarını bilen de ,bu takvimle sınırlı zaman aralıklarında yaşanan gelenekleri de bilen doğru dürüst kimse kalmadı artık.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Mart kırımı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Mart kırımı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MART KIRIMI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
halidi
halidi, @halidi
17.3.2007
Yüreğine sağlık. Ne güzel ne hoş kültürel değerlerimiz vardı eskiden. Zamanla malesef bir çoğunu kaybettik. Belki temsili idiler, bilisel değillerdi ama yinede güzellerdi.
nerio
nerio, @nerio
14.3.2007
İşte sivil tarihçilik bu olsa gerek...

Bilmiyordum,öğrendim.

Aynı zamanda çok da güzel anlatmışsınız.

Bende çoğu arkadaşımız gibi kaleminizden iyi şeyler okumaya alışığım. Ve farklı şeyler...

Teşekkürler efendim.
Hoş kalın...
aynur soysal kumcu
aynur soysal kumcu, @aynursoysalkumcu
13.3.2007
MARTI KIRMAK ESKI GELENEK GÖRENEK BILENMI KALDI Kİ AH ÇOCUKLUĞUM AH...TEBRIKLER...
sevgipınarı
sevgipınarı, @sevgipinari
13.3.2007
çok güzel bir öykü daha okudum kaleminizden

sevgilerimle

daha nice öykülere
mahmutözpınar
mahmutözpınar, @mahmutozpinar
13.3.2007
çok güzelll

selamlıyorum
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL