0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
141
Okunma
Asgari ücret; bir işçinin bir ay boyunca tam zamanlı çalışması karşılığında alabileceği en düşük yasal ücret miktarıdır. Bu ücret Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenir ve düzenli aralıklarla güncellenir. Yasal asgari ücret, işçiyi patron insafsızlığından korumak için devletçe işçiye uzatılan can simididir, ne öldürür ne ondurur. Patronlar işçiye ve devlete egemenseler, gelir dağılımı alabildiğine bozulur, yoksullar daha yoksul, zenginler daha zengin olur.
İşçinin ücreti artarsa, ürünün maliyeti artar, satışı azalır, patron zarar eder. Çözüm işçilik ücretini azaltmak değil, Patronun daha az kazanca razı olmasıdır. İşçi aynı zamanda ürettiği mal ve hizmetin müşterisidır, piyasanın can suyudur, işçinin satın alma gücünün azalması piyasayı olumsuz etkiler.
Asgari ücret sınırı var da, azami ücret sınırı niçin yok?! Ticaret ve siyaset zenginlerin elinde de ondan. işçiye en az yasal ücret sınırı koyar, tüccarın ve rantiyenin aylık kişisel kazancını sınırlamazsan, azami ücretin sınırı olmaz. Oysa kişisel ihtiyaç fazlası servet, kişiyi aşar; kamusal olur. Kişinin servetini ekonomik dolaşımdan çekerek pasifleştirmeye, ölü yatırım haline getirmeye hakkı olmamalıdır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı aylık en yüksek kişisel kazancı belirlemeli, bu meblağın üzerindeki miktarlar özerk sosyal fonda toplanmalı; çalışma ve sosyal güvenlik sorunlarının çözümüne yönelik kurum ve kuruluşların giderlerini karşılamalıdır. Yaşlılara Huzur evleri, işçinin ve emeklinin karşılamayacağı yükseklikte sağlık giderleri, öğrencilere burs vb işlerde kullanılmalıdır. Zenginin topluma ekonomik katkısı isim isim ilan edilerek özendirilmelidir.